Skip to content

Suresi Isra - Page: 3

Al-Isra

(al-ʾIsrāʾ)

21

اُنْظُرْ كَيْفَ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلٰى بَعْضٍۗ وَلَلْاٰخِرَةُ اَكْبَرُ دَرَجٰتٍ وَّاَكْبَرُ تَفْضِيْلًا ٢١

unẓur
ٱنظُرْ
bak
kayfa
كَيْفَ
nasıl
faḍḍalnā
فَضَّلْنَا
üstün yaptık
baʿḍahum
بَعْضَهُمْ
onların kimini
ʿalā
عَلَىٰ
üzerine
baʿḍin
بَعْضٍۚ
kimi
walalākhiratu
وَلَلْءَاخِرَةُ
elbette ahiret
akbaru
أَكْبَرُ
daha büyüktür
darajātin
دَرَجَٰتٍ
dereceler bakımından
wa-akbaru
وَأَكْبَرُ
ve daha büyüktür
tafḍīlan
تَفْضِيلًا
üstünlük bakımından
Onları birbirlerinden nasıl üstün kıldığımıza bir bak! Doğrusu ahirette daha büyük dereceler ve daha büyük üstünlükler vardır. ([17] Isra: 21)
Tefsir
22

لَا تَجْعَلْ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهًا اٰخَرَ فَتَقْعُدَ مَذْمُوْمًا مَّخْذُوْلًا ࣖ ٢٢

لَّا
asla
tajʿal
تَجْعَلْ
edinme
maʿa
مَعَ
ile beraber
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah
ilāhan
إِلَٰهًا
bir tanrı
ākhara
ءَاخَرَ
başka
fataqʿuda
فَتَقْعُدَ
sonra oturup kalırsın
madhmūman
مَذْمُومًا
kınanmış olarak
makhdhūlan
مَّخْذُولًا
ve yalnız başına bırakılmış olarak
Allah'la beraber başka bir tanrı edinme, yoksa yerilmiş ve tek başına kalmış olursun. ([17] Isra: 22)
Tefsir
23

۞ وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُوْٓا اِلَّآ اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسٰنًاۗ اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَآ اَوْ كِلٰهُمَا فَلَا تَقُلْ لَّهُمَآ اُفٍّ وَّلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَّهُمَا قَوْلًا كَرِيْمًا ٢٣

waqaḍā
وَقَضَىٰ
ve emretti
rabbuka
رَبُّكَ
Rabbin
allā taʿbudū
أَلَّا تَعْبُدُوٓا۟
tapmamanızı
illā
إِلَّآ
başkasına
iyyāhu
إِيَّاهُ
kendisinden
wabil-wālidayni
وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ
ve anaya babaya
iḥ'sānan
إِحْسَٰنًاۚ
iyilik etmenizi
immā yablughanna
إِمَّا يَبْلُغَنَّ
ulaşırsa
ʿindaka
عِندَكَ
senin yanında
l-kibara
ٱلْكِبَرَ
ihtiyarlık çağına
aḥaduhumā
أَحَدُهُمَآ
ikisinden birisi
aw
أَوْ
yahut
kilāhumā
كِلَاهُمَا
her ikisi
falā
فَلَا
sakın
taqul
تَقُل
deme
lahumā
لَّهُمَآ
onlara
uffin
أُفٍّ
Öf!
walā
وَلَا
ve
tanharhumā
تَنْهَرْهُمَا
onları azarlama
waqul
وَقُل
söyle
lahumā
لَّهُمَا
onlara
qawlan
قَوْلًا
bir söz
karīman
كَرِيمًا
güzel
Rabbin, yalnız Kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik etmeyi buyurmuştur. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı "Öf" bile demeyesin, onları azarlamayasın. İkisine de hep tatlı söz söyleyesin. ([17] Isra: 23)
Tefsir
24

وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيٰنِيْ صَغِيْرًاۗ ٢٤

wa-ikh'fiḍ
وَٱخْفِضْ
ve indir
lahumā
لَهُمَا
onlara
janāḥa
جَنَاحَ
kanadını
l-dhuli
ٱلذُّلِّ
küçülme
mina
مِنَ
dolayı
l-raḥmati
ٱلرَّحْمَةِ
acımadan
waqul
وَقُل
ve deki
rabbi
رَّبِّ
Rabbim
ir'ḥamhumā
ٱرْحَمْهُمَا
sen de bunlara acı
kamā rabbayānī
كَمَا رَبَّيَانِى
beni nasıl yetiştirdilerse
ṣaghīran
صَغِيرًا
küçükken
Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: "Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et!" de. ([17] Isra: 24)
Tefsir
25

رَبُّكُمْ اَعْلَمُ بِمَا فِيْ نُفُوْسِكُمْ ۗاِنْ تَكُوْنُوْا صٰلِحِيْنَ فَاِنَّهٗ كَانَ لِلْاَوَّابِيْنَ غَفُوْرًا ٢٥

rabbukum
رَّبُّكُمْ
Rabbiniz
aʿlamu
أَعْلَمُ
daha iyi bilir
bimā
بِمَا
şeyleri
fī nufūsikum
فِى نُفُوسِكُمْۚ
içlerinizdeki
in
إِن
eğer
takūnū
تَكُونُوا۟
siz olursanız
ṣāliḥīna
صَٰلِحِينَ
iyi kişiler
fa-innahu
فَإِنَّهُۥ
şüphesiz O
kāna lil'awwābīna
كَانَ لِلْأَوَّٰبِينَ
tevbe edenleri
ghafūran
غَفُورًا
bağışlayandır
İçinizde olanı en iyi Rabbiniz bilir. İyi kimselerseniz bilin ki O şüphesiz, Kendine baş vuranları bağışlar. ([17] Isra: 25)
Tefsir
26

وَاٰتِ ذَا الْقُرْبٰى حَقَّهٗ وَالْمِسْكِيْنَ وَابْنَ السَّبِيْلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذِيْرًا ٢٦

waāti
وَءَاتِ
ve ver
dhā l-qur'bā
ذَا ٱلْقُرْبَىٰ
akrabaya
ḥaqqahu
حَقَّهُۥ
hakkını
wal-mis'kīna
وَٱلْمِسْكِينَ
ve yoksula
wa-ib'na l-sabīli
وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِ
ve yolcuya
walā
وَلَا
(fakat)
tubadhir
تُبَذِّرْ
saçıp savurma
tabdhīran
تَبْذِيرًا
savurarak
Yakınına, düşküne, yolcuya hakkını ver; elindekileri saçıp savurma. ([17] Isra: 26)
Tefsir
27

اِنَّ الْمُبَذِّرِيْنَ كَانُوْٓا اِخْوَانَ الشَّيٰطِيْنِ ۗوَكَانَ الشَّيْطٰنُ لِرَبِّهٖ كَفُوْرًا ٢٧

inna
إِنَّ
çünkü
l-mubadhirīna
ٱلْمُبَذِّرِينَ
savurganlar
kānū
كَانُوٓا۟
olmuşlardır
ikh'wāna
إِخْوَٰنَ
kardeşleri
l-shayāṭīni
ٱلشَّيَٰطِينِۖ
şeytanların
wakāna
وَكَانَ
ve ise
l-shayṭānu
ٱلشَّيْطَٰنُ
şeytan
lirabbihi
لِرَبِّهِۦ
Rabbine karşı
kafūran
كَفُورًا
çok nankördür
Saçıp savuranlar, şüphesiz şeytanlarla kardeş olmuş olurlar; şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür. ([17] Isra: 27)
Tefsir
28

وَاِمَّا تُعْرِضَنَّ عَنْهُمُ ابْتِغَاۤءَ رَحْمَةٍ مِّنْ رَّبِّكَ تَرْجُوْهَا فَقُلْ لَّهُمْ قَوْلًا مَّيْسُوْرًا ٢٨

wa-immā
وَإِمَّا
ve eğer
tuʿ'riḍanna
تُعْرِضَنَّ
yüz çevirecek olursan
ʿanhumu
عَنْهُمُ
onlardan
ib'tighāa
ٱبْتِغَآءَ
bekleyerek
raḥmatin
رَحْمَةٍ
bir rahmeti
min rabbika
مِّن رَّبِّكَ
Rabbinden
tarjūhā
تَرْجُوهَا
umduğun
faqul
فَقُل
bari söyle
lahum
لَّهُمْ
onlara
qawlan
قَوْلًا
bir söz
maysūran
مَّيْسُورًا
yumuşak
Rabbin'den umduğun rahmeti elde etmek için, hak sahiblerinden yüz çevirmek zorunda kalırsan, onlara hiç değilse tatlı bir söz söyle. ([17] Isra: 28)
Tefsir
29

وَلَا تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُوْلَةً اِلٰى عُنُقِكَ وَلَا تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُوْمًا مَّحْسُوْرًا ٢٩

walā
وَلَا
ve asla
tajʿal
تَجْعَلْ
yapma
yadaka
يَدَكَ
el(ler)ini
maghlūlatan
مَغْلُولَةً
bağlanmış
ilā ʿunuqika
إِلَىٰ عُنُقِكَ
boynuna
walā
وَلَا
ve
tabsuṭ'hā
تَبْسُطْهَا
açma
kulla
كُلَّ
tamamen
l-basṭi
ٱلْبَسْطِ
açarak
fataqʿuda
فَتَقْعُدَ
sonra kalırsın
malūman
مَلُومًا
kınanmış
maḥsūran
مَّحْسُورًا
hasret içinde
Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın. ([17] Isra: 29)
Tefsir
30

اِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَّشَاۤءُ وَيَقْدِرُ ۗاِنَّهٗ كَانَ بِعِبَادِهٖ خَبِيْرًاۢ بَصِيْرًا ࣖ ٣٠

inna
إِنَّ
şüphesiz
rabbaka
رَبَّكَ
Rabbin
yabsuṭu
يَبْسُطُ
açar (bol bol verir)
l-riz'qa
ٱلرِّزْقَ
rızkı
liman
لِمَن
kimseye
yashāu
يَشَآءُ
dilediği
wayaqdiru
وَيَقْدِرُۚ
ve kısar
innahu
إِنَّهُۥ
çünkü O
kāna biʿibādihi
كَانَ بِعِبَادِهِۦ
kullarını
khabīran
خَبِيرًۢا
bilir
baṣīran
بَصِيرًا
görür
Doğrusu senin Rabbin dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir. O kullarını gören ve haberdar olandır. ([17] Isra: 30)
Tefsir