Kuran-i Kerim Suresi Tevbe ayet 93
Qur'an Surah At-Tawbah Verse 93
Tevbe [9]: 93 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
اِنَّمَا السَّبِيْلُ عَلَى الَّذِيْنَ يَسْتَأْذِنُوْنَكَ وَهُمْ اَغْنِيَاۤءُۚ رَضُوْا بِاَنْ يَّكُوْنُوْا مَعَ الْخَوَالِفِۙ وَطَبَعَ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوْبِهِمْ فَهُمْ لَا يَعْلَمُوْنَ ۔ (التوبة : ٩)
- innamā
- إِنَّمَا
- Only
- ancak
- l-sabīlu
- ٱلسَّبِيلُ
- the way (blame)
- (kınanmasına) yol vardır
- ʿalā alladhīna
- عَلَى ٱلَّذِينَ
- (is) on those who
- kimselerin
- yastadhinūnaka
- يَسْتَـْٔذِنُونَكَ
- ask your permission
- senden izin isteyen
- wahum
- وَهُمْ
- while they
- onlar
- aghniyāu
- أَغْنِيَآءُۚ
- (are) rich
- zengin oldukları halde
- raḍū
- رَضُوا۟
- They (are) satisfied
- onlar razı oldular
- bi-an yakūnū
- بِأَن يَكُونُوا۟
- to be
- olmağa
- maʿa
- مَعَ
- with
- beraber
- l-khawālifi
- ٱلْخَوَالِفِ
- those who stay behind
- geri kalan kadınlarla
- waṭabaʿa
- وَطَبَعَ
- and Allah sealed
- ve mühürledi
- l-lahu
- ٱللَّهُ
- and Allah sealed
- Allah
- ʿalā
- عَلَىٰ
- [on]
- üzerini
- qulūbihim
- قُلُوبِهِمْ
- their hearts
- onların kalbleri
- fahum
- فَهُمْ
- so they
- artık onlar
- lā yaʿlamūna
- لَا يَعْلَمُونَ
- (do) not know
- bilmezler
Transliteration:
Innamas sabeelu 'alal lazeena yastaazinoonaka wa hum aghniyaaa'; radoo biany-yakoonoo ma'al khawaalifi wa taba'al laahu 'alaa quloobihim fahum laa ya'lamoon(QS. at-Tawbah:93)
English Sahih International:
The cause [for blame] is only upon those who ask permission of you while they are rich. They are satisfied to be with those who stay behind, and Allah has sealed over their hearts, so they do not know. (QS. At-Tawbah, Ayah 93)
Diyanet Isleri:
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyen, geride kalan kadınlarla bulunmaya razı olanlara ve Allah kalblerini mühürlemiş olduğu için bilmeyenleredir. (Tevbe, ayet 93)
Abdulbaki Gölpınarlı
Suçlu sayılanlar, ancak zengin oldukları halde gelip senden izin isteyenlerdir. Onlar, geri kalanlarla kalmaya razı olmuşlardır ve Allah, kalplerini mühürlemiştir, fakat anlamaz onlar.
Adem Uğur
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi, artık onlar (neyin doğru olduğunu) bilmezler.
Ali Bulaç
Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar, bilmezler.
Ali Fikri Yavuz
Muahazeye yol, ancak o kimseleredir ki, zengin oldukları halde, savaştan geri kalmak için senden izin isterler. Bunlar, kadınlarla beraber olmağa razı oldular. Allah da kalblerini mühürledi. Artık başlarına gelecek felâketi bilmezler.
Celal Yıldırım
Kınama ve ayıplamaya yol, ancak zengin oldukları halde senden izin isteyip geriye kalanlar (kadınlarca beraber olmaya razı olanlardır. Allah da bunların kalblerini mühürledi ; artık (sonun ne olacağını) bilmezler.
Diyanet Vakfı
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi, artık onlar (neyin doğru olduğunu) bilmezler.
Edip Yüksel
Yalnız, zengin oldukları halde senden izin isteyenler kınanabilir. Geride kalanlarla birlikte olmayı istediler, ALLAH da kalplerini damgaladı. Bunun için bilmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır
Kınamaya yol, ancak zengin oldukları halde geri kalmak için senden izin isteyenleredir. Bunlar geri kalanlarla beraber olmayı tercih ettiler. Allah da kalblerini mühürledi. Onlar, artık başlarına geleceği bilmezler.
Fizilal-il Kuran
Ancak zengin oldukları halde savaşa katılmamak üzere senden izin isteyenler, böylece savaşma gücünden yoksun olanlarla birlikte evlerinde oturmayı içlerine sindirenler kınanabilir suçlanabilirler. Allah onların kalplerini mühürlediği için neyin yararlı olduğunu bilmezler.
Gültekin Onan
Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birtikte olmayı seçerler. Tanrı, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar bilmezler.
Hasan Basri Çantay
(Muâhazeye) yol ancak o kimselerdir ki zengin oldukları halde (yurdlarında kalmak için) senden izin isterler. Bunlar geri kalanlarla beraber olmıya rızaa gösterdiler. Allah da kalblerini mühürledi. Artık onlar (âkıbetlerindeki acılığı) bilmezler.
İbni Kesir
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyen, geride kalan kadınlarla bulunmaya razı olanlara ve Allah kalblerini mühürlemiş olduğu için bilmeyenleredir.
İskender Ali Mihr
Fakat zengin oldukları halde senden izin isteyip, geride kalanlarla beraber olmaya razı olan kimselere yol (günaha vesile) vardır. Ve Allah, onların kalplerinin üzerini tabetti (mühürledi). Artık onlar bilemezler.
Muhammed Esed
Yalnızca, (savaşa katılmak için) her bakımdan müsait ve varlıklı oldukları halde senden (katılmamak yönünde) izin isteyenler haklı olarak kınanıp sorumlu tutulabilir. Böyleleri evde kalanlarla birlikte oturmayı yeğlediler; Allah da bu yüzden onların kalplerini mühürledi; öyle ki, artık (ne yaptıklarını) bilmiyorlar.
Muslim Shahin
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi, artık onlar (neyin doğru olduğunu) bilmezler.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ancak muaheze yolu o kimseler üzerinedir ki, onlar zengin kimseler oldukları halde senden izin isterler, geriye kalanlar ile beraber olmaya razı olmuş bulunurlar. Allah Teâlâ da onların kalpleri üzerini mühürlemiştir. Artık onlar bilmezler.
Rowwad Translation Center
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Bunlar, geride kalan(kadın ve çocuk)larla birlikte olmaya razı oldular. Allah da kalplerini mühürledi. Artık onlar bilmezler.
Şaban Piriş
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyen, geride kalanlarla beraber bulunmaya razı olanlara ve Allah, kalplerini mühürlemiş olduğu için anlamayanlaradır.
Shaban Britch
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenlerin üzerinedir. Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Kalpleri mühürlendi. Onlar (bu yüzden başlarına gelecekleri) bilmezler.
Suat Yıldırım
Ayıplamak gerekirse, zengin ve imkânlı olmalarına rağmen savaşa katılmamak için bahaneler ileri sürenler ayıplanmalıdır.İşte onlar geride kalan güçsüz kadınlarla beraber kalmaya razı oldular.Allah da onların kalblerini mühürledi. Artık onlar işlerin gerçek mahiyetini bilemezler.
Süleyman Ateş
Ancak şu kimselerin kınanmasına yol vardır ki, zengin oldukları halde (geri kalmak için) senden izin isterler. Geri kalan kadınlarla beraber olmağa razı oldular. Allah da onların kalblerini mühürledi; artık onlar bilmezler.
Tefhim-ul Kuran
Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar, bilmezler.
Yaşar Nuri Öztürk
Ancak şu kimseler aleyhine yol vardır: Zengin oldukları halde senden izin isterler. Arkada kalan kadınlarla beraber oturmaya razı olmuştur bunlar. Ve Allah, kalplerine mühür basmıştır, artık bilemezler.