Kuran-i Kerim Suresi Tevbe ayet 66
Qur'an Surah At-Tawbah Verse 66
Tevbe [9]: 66 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
لَا تَعْتَذِرُوْا قَدْ كَفَرْتُمْ بَعْدَ اِيْمَانِكُمْ ۗ اِنْ نَّعْفُ عَنْ طَاۤىِٕفَةٍ مِّنْكُمْ نُعَذِّبْ طَاۤىِٕفَةً ۢ بِاَنَّهُمْ كَانُوْا مُجْرِمِيْنَ ࣖ (التوبة : ٩)
- lā taʿtadhirū
- لَا تَعْتَذِرُوا۟
- (Do) not make excuse;
- hiç özür dilemeyin
- qad
- قَدْ
- verily
- andolsun
- kafartum
- كَفَرْتُم
- you have disbelieved
- siz inkar ettiniz
- baʿda
- بَعْدَ
- after
- sonra
- īmānikum
- إِيمَٰنِكُمْۚ
- your belief
- inandıktan
- in
- إِن
- If
- eğer
- naʿfu
- نَّعْفُ
- We pardon
- affetsek bile
- ʿan ṭāifatin
- عَن طَآئِفَةٍ
- [on] a party
- bir kısmını
- minkum
- مِّنكُمْ
- of you
- sizden
- nuʿadhib
- نُعَذِّبْ
- We will punish
- azab edeceğiz
- ṭāifatan
- طَآئِفَةًۢ
- a party
- bir kısmına da
- bi-annahum
- بِأَنَّهُمْ
- because they
- dolayı
- kānū muj'rimīna
- كَانُوا۟ مُجْرِمِينَ
- were criminals
- suç işlediklerinden
Transliteration:
Laa ta'taziroo qad kafartum ba'da eemaanikum; in na'fu 'an taaa'ifatim minkum nu'az zib taaa'ifatam bi annahum kaanoo mujrimeen(QS. at-Tawbah:66)
English Sahih International:
Make no excuse; you have disbelieved [i.e., rejected faith] after your belief. If We pardon one faction of you – We will punish another faction because they were criminals. (QS. At-Tawbah, Ayah 66)
Diyanet Isleri:
Özür beyan etmeyin, inandıktan sonra inkar ettiniz. İçinizden bir topluluğu affetsek bile, suçlarından ötürü bir topluluğa da azab ederiz. (Tevbe, ayet 66)
Abdulbaki Gölpınarlı
Özür dilemeye kalkışmayın, siz kafir oldunuz sözde iman ettikten sonra. Sizin bir bölüğünüzü affetsek bile suçlu olduklarından dolayı bir bölüğünüzü azaplandıracağız.
Adem Uğur
(Boşuna) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Sizden (tevbe eden) bir gurubu bağışlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarından dolayı azap edeceğiz.
Ali Bulaç
Özür belirtmeyiniz. Siz, imanınızdan sonra inkara saptınız. Sizden bir topluluğu bağışlasak da, bir topluluğunuzu gerçekten suçlu-günahkar olmaları nedeniyle azaplandıracağız.
Ali Fikri Yavuz
Boşuna özür dilemeyin. Siz iman ettiğinizi söyledikten sonra, içinizdeki küfrü açığa vurdunuz. İçinizden bir kısmını bağışlasak bile, diğer bir kısmını, suçlarında ısrar ettiklerinden azabımıza uğratacağız.
Celal Yıldırım
(Boşuna) özür dilemeyin. Doğrusu siz imân ettiğinizi (açıkladıktan) sonra küfre saptınız. İçinizden bir topluluğu (tevbeleri sebebiyle) affedersek, diğer bir topluluğu suç ve günahta (İsrar ettiklerinden) dolayı azaba uğratacağız.
Diyanet Vakfı
(Boşuna) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kafir oldunuz. Sizden (tevbe eden) bir gurubu bağışlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarından dolayı azap edeceğiz.
Edip Yüksel
Özür dilemeyiniz. Siz inandıktan sonra inkar ettiniz. Sizden bir kısmını affetsek bile, suç işlemiş oldukları için bir kısmını cezalandıracağız.
Elmalılı Hamdi Yazır
Boşuna özür dilemeyin, iman ettik dedikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden bir kısmını affetsek bile bir kısmını suçlarında ısrar ettikleri için azabımıza uğratacağız.
Fizilal-il Kuran
Uydurma bahaneler ileri sürmeyiniz. İman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Bir kısmınızı affetsek bile, ağır suçlu olduklarından dolayı diğer kısmınızı azaba çarptıracağız.
Gültekin Onan
Özür belirtmeyin. Siz inandıktan sonra küfrettiniz. Sizden bir topluluğu bağışlasak da, bir topluluğunuzu gerçekten suçlu, günahkar olmaları nedeniyle azablandıracağız.
Hasan Basri Çantay
(Bîhude) özür dilemiye kalkmayın. Siz îman (etdiğinizi ikramdan sonra küfretdiniz. içinizden bir zümreyi afvetsek bile (diğer) bir güruhunu — onlar mücrim (cürümlerinde musir) kimseler oldukları için — azâblandıracağız.
İbni Kesir
Mazeret beyan etmeyin, gerçekten siz, inanmanızdan sonra küfrettiniz. İçinizden bir topluluğu affetsek bile, mücrimler oldukları için bir topluluğa azab ederiz.
İskender Ali Mihr
Özür beyan etmeyin. Siz, îmânınızdan sonra inkâr etmiştiniz. Eğer sizden bir grubu affetsek de suçlu olmalarından dolayı bir (diğer) gruba da azap edeceğiz.
Muhammed Esed
(Boşuna anlamsız) mazeretler ileri sürmeyin! Böylece sizler düpedüz hakkı inkar etmiş oldunuz, hem de (ondan yana) inancınız(ı açıkladık)dan sonra!" (Bu olayla ilgi derecesine göre) içinizden bir kısmınızın günahını bağışlasak bile, suça gömülüp gitmelerinden ötürü, ötekileri azaba uğratacağız.
Muslim Shahin
(Boşuna) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Sizden (tevbe eden) bir grubu bağışlasak bile, bir gruba da suçlu olduklarından dolayı azap edeceğiz.
Ömer Nasuhi Bilmen
İtizarda bulunmayınız, muhakkak ki, siz imânınızdan sonra kâfir oldunuz. Eğer sizden bir zümreyi (tevbe edeceklerinden dolayı) affedersek, bir gürûhu onlar mücrim kimseler oldukları için azaba uğratacağızdır.
Rowwad Translation Center
Özür beyan etmeyin. İman ettikten sonra kâfir oldunuz. İçinizden (af dileyen) bir kısmınızı bağışlasak bile, suçlu oldukları için bir kısmınıza azap edeceğiz.
Şaban Piriş
Özür beyan etmeyin. İnandıktan sonra inkar ettiniz. İçinizden bir kısmınızı bağışlasak bile; suçlu oldukları için bir kısmınızı cezalandıracağız.
Shaban Britch
Özür beyan etmeyin. İman ettikten sonra kâfir oldunuz. İçinizden (af dileyen) bir kısmınızı bağışlasak bile, suçlu oldukları için bir kısmınıza azap edeceğiz.
Suat Yıldırım
“Ey münafıklar! Hiç boşuna özür dilemeyin. Gerçek şu ki: Siz iman ettiğinizi açıkladıktan sonra, içinizdeki inkârı açığa vurdunuz.Sizden bir kısmınızı, (tövbeleri veya alay etmemeleri sebebiyle) affetsek de, bir kısmını suçlarında ısrar etmelerinden dolayı cezalandıracağız.”
Süleyman Ateş
Hiç özür dilemeyin, siz inandıktan sonra inkar ettiniz. Sizden bir kısmını affetsek bile suç işlediklerinden dolayı bir kısmına da azab edeceğiz.
Tefhim-ul Kuran
Özür belirtmeyiniz. Siz, imanınızdan sonra küfre saptınız. Sizden bir topluluğu bağışlasak da, bir topluluğunuzu gerçekten suçlu, günahkâr olmaları nedeniyle azablandıracağız.
Yaşar Nuri Öztürk
Özür beyan etmeyin; imanınızdan sona küfre saptınız. İçinizden bir grubu affetsek bile diğer bir grubu, günaha batmış kişiler oldukları için azaba uğratacağız.