Kuran-i Kerim Suresi Tevbe ayet 113
Qur'an Surah At-Tawbah Verse 113
Tevbe [9]: 113 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
مَا كَانَ لِلنَّبِيِّ وَالَّذِيْنَ اٰمَنُوْٓا اَنْ يَّسْتَغْفِرُوْا لِلْمُشْرِكِيْنَ وَلَوْ كَانُوْٓا اُولِيْ قُرْبٰى مِنْۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ اَنَّهُمْ اَصْحٰبُ الْجَحِيْمِ (التوبة : ٩)
- mā kāna
- مَا كَانَ
- Not (it) is
- yoktur
- lilnnabiyyi
- لِلنَّبِىِّ
- for the Prophet
- peygamber için
- wa-alladhīna
- وَٱلَّذِينَ
- and those who
- ve kimseler için
- āmanū
- ءَامَنُوٓا۟
- believe
- inanan(lar)
- an yastaghfirū
- أَن يَسْتَغْفِرُوا۟
- that they ask forgiveness
- mağfiret dilemek
- lil'mush'rikīna
- لِلْمُشْرِكِينَ
- for the polytheists
- ortak koşanlar için
- walaw
- وَلَوْ
- even though
- ve şayet
- kānū
- كَانُوٓا۟
- they be
- olsalar
- ulī
- أُو۟لِى
- near of kin
- akraba bile
- qur'bā min baʿdi
- قُرْبَىٰ مِنۢ بَعْدِ
- near of kin after after
- sonra
- mā tabayyana
- مَا تَبَيَّنَ
- [what] has become clear
- belli olduktan
- lahum
- لَهُمْ
- to them
- onların
- annahum
- أَنَّهُمْ
- that they
- muhakkak
- aṣḥābu
- أَصْحَٰبُ
- (are the) companions
- halkı oldukları
- l-jaḥīmi
- ٱلْجَحِيمِ
- (of) the Hellfire
- cehennem
Transliteration:
Maa kaana lin nabiyyi wallazeena aamanooo ai yastaghfiroo lilmushrikeena wa law kaanoo ulee qurbaa mim ba'di maa tabiyana lahum annahum Ashaabul jaheem(QS. at-Tawbah:113)
English Sahih International:
It is not for the Prophet and those who have believed to ask forgiveness for the polytheists, even if they were relatives, after it has become clear to them that they are companions of Hellfire. (QS. At-Tawbah, Ayah 113)
Diyanet Isleri:
Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar için mağfiret dilemek Peygamber'e ve müminlere yaraşmaz. (Tevbe, ayet 113)
Abdulbaki Gölpınarlı
Şüphesiz olarak cehennem ehli oldukları kendilerince bilindikten sonra akraba bile olsalar Peygamberin ve inananların, müşriklerin yarlıganmalarına dua etmeleri yakışmaz.
Adem Uğur
(Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah´a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.
Ali Bulaç
Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.
Ali Fikri Yavuz
Müşriklerin cehennemlik oldukları (küfür üzere öldükleri) müminlere belli olduktan sonra-bunlar akraba bile olsalar- artık onlar için, ne Peygamberin, ne de mümin olanların mağfiret dilemeleri yoktur.
Celal Yıldırım
Müşriklerin Cehennemlik oldukları besbelli anlaşıldıktan sonra, hısım da olsalar, Peygamberin ve imân edenlerin onlar için istiğfar etmeleri uygun olmaz.
Diyanet Vakfı
(Kafir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.
Edip Yüksel
Akraba bile olsalar, ne peygamber, ne de inananlar, cehennem halkı oldukları kendilerine belli olduktan sonra ortak koşanlar için bağışlanma dileyemez.
Elmalılı Hamdi Yazır
Ne peygambere, ne iman edenlere akraba bile olsalar cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşriklere istiğfar etmek yoktur.
Fizilal-il Kuran
Akraba bile olsalar, cehennemlik oldukları belli olduktan sonra puta tapanlar için Allah´dan af dilemek, ne peygambere ve ne de mü´minlere yakışmaz.
Gültekin Onan
Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve inananlara yaraşmaz.
Hasan Basri Çantay
Müşriklerin, o çılgın ateşin yârânı (cehennemlik) oldukları muhakkak meydana çıkdıkdan sonra, artık onların lehine, velev hısım olsunlar, ne peygamberin, ne de mü´min olanların istiğfaar etmeleri doğru değildir.
İbni Kesir
Cehennem ashabı oldukları muhakkak meydana çıktıktan sonra, akraba bile olsalar, müşrikler için mağfiret dilemek peygambere ve mü´minlere yaraşmaz.
İskender Ali Mihr
Bir nebînin ve âmenû olan kimselerin, müşrikler için, cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra yakınları bile olsa mağfiret dilemeleri olmaz (uygun değildir).
Muhammed Esed
(Günah içinde ölen) kimselerin cehennemlik olduğu kendilerine açıklandıktan sonra, yakın akraba olsalar bile, Allah´tan başkasına tanrılık yakıştıran kimselerin bağışlanmasını dilemek artık ne Peygamber´e yaraşır, ne de imana erişenlere.
Muslim Shahin
Kendilerinin cehennem ehlinden oldukları iyice belli olduktan sonra, yakın akraba da olsalar, müşrikler için (Allah'tan) af ve mağfiret dilemek ne Peygamber için, ne de mü'minler için yapılacak iş değildir.
Ömer Nasuhi Bilmen
Peygamber için ve imân edenler için muvafık değildir ki, müşrikler hakkında mağfiret talebinde bulunsunlar, velev ki, karabet sahipleri olsunlar. Onların cehennem ashâbı oldukları kendilerine tebeyyün ettikten sonra.
Rowwad Translation Center
Cehennemlik oldukları (küfür üzere öldükleri) anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar müşrikler için bağışlanma dilemek peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.
Şaban Piriş
Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar müşrikler için bağışlanma dilemek Peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.
Shaban Britch
Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan (küfür üzere öldükten) sonra, akraba bile olsalar müşrikler için bağışlanma dilemek Peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.
Suat Yıldırım
Kâfir olarak ölüp cehennemlik oldukları kendilerine belli olduktan sonra,akraba bile olsalar, müşriklerin affedilmelerini istemek, ne Peygamberin, ne de müminlerin yapacağı bir iş değildir. [2,119]
Süleyman Ateş
Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları belli olduktan sonra (Allah'a) ortak koşanlar için mağfiret dilemek; ne peygamberin, ne de inananların yapacağı bir iş değildir.
Tefhim-ul Kuran
Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.
Yaşar Nuri Öztürk
Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.