21
فَذَكِّرْۗ اِنَّمَآ اَنْتَ مُذَكِّرٌۙ ٢١
- fadhakkir
- فَذَكِّرْ
- öğüt ver
- innamā
- إِنَّمَآ
- çünkü ancak
- anta
- أَنتَ
- sen
- mudhakkirun
- مُذَكِّرٌ
- öğüt verensin
Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün. ([88] Gasiye: 21)Tefsir
22
لَّسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ ٢٢
- lasta
- لَّسْتَ
- değilsin
- ʿalayhim
- عَلَيْهِم
- onların üzerinde
- bimuṣayṭirin
- بِمُصَيْطِرٍ
- zorlayıcı
Sen, onlara zor kullanacak değilsin. ([88] Gasiye: 22)Tefsir
23
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ ٢٣
- illā
- إِلَّا
- ancak
- man
- مَن
- kim
- tawallā
- تَوَلَّىٰ
- yüz çevirirse
- wakafara
- وَكَفَرَ
- ve inanmazsa
Ama kim yüz çevirir, inkar ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır. ([88] Gasiye: 23)Tefsir
24
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۗ ٢٤
- fayuʿadhibuhu
- فَيُعَذِّبُهُ
- ona azab eder
- l-lahu
- ٱللَّهُ
- Allah
- l-ʿadhāba
- ٱلْعَذَابَ
- azabla
- l-akbara
- ٱلْأَكْبَرَ
- en büyük
Ama kim yüz çevirir, inkar ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır. ([88] Gasiye: 24)Tefsir
25
اِنَّ اِلَيْنَآ اِيَابَهُمْ ٢٥
- inna
- إِنَّ
- şüphesiz
- ilaynā
- إِلَيْنَآ
- bizedir
- iyābahum
- إِيَابَهُمْ
- dönüşleri
Doğrusu onların dönüşü Bize'dir. ([88] Gasiye: 25)Tefsir
26
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ ࣖ ٢٦
- thumma
- ثُمَّ
- sonra
- inna
- إِنَّ
- şüphesiz
- ʿalaynā
- عَلَيْنَا
- bize düşer
- ḥisābahum
- حِسَابَهُم
- onların hesabı
Şüphesiz sonra hesaplarını görmek de Bize düşmektedir. ([88] Gasiye: 26)Tefsir