Skip to content

Suresi Mutaffifin - Page: 2

Al-Mutaffifin

(al-Muṭaffifīn)

11

الَّذِيْنَ يُكَذِّبُوْنَ بِيَوْمِ الدِّيْنِۗ ١١

alladhīna
ٱلَّذِينَ
onlar
yukadhibūna
يُكَذِّبُونَ
yalanlamaktadırlar
biyawmi
بِيَوْمِ
gününü
l-dīni
ٱلدِّينِ
ceza
Onlar, kıyamet gününü yalanlamış olanlardır. ([83] Mutaffifin: 11)
Tefsir
12

وَمَا يُكَذِّبُ بِهٖٓ اِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ اَثِيْمٍۙ ١٢

wamā yukadhibu
وَمَا يُكَذِّبُ
yalanlamaz
bihi
بِهِۦٓ
onu
illā
إِلَّا
başkası
kullu
كُلُّ
her
muʿ'tadin
مُعْتَدٍ
saldırgan
athīmin
أَثِيمٍ
günahkardan
Oysa onu mütecaviz günahkardan başka kimse yalanlamaz. ([83] Mutaffifin: 12)
Tefsir
13

اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيٰتُنَا قَالَ اَسَاطِيْرُ الْاَوَّلِيْنَۗ ١٣

idhā
إِذَا
zaman
tut'lā
تُتْلَىٰ
okunduğu
ʿalayhi
عَلَيْهِ
ona
āyātunā
ءَايَٰتُنَا
ayetlerimiz
qāla
قَالَ
der
asāṭīru
أَسَٰطِيرُ
masalları
l-awalīna
ٱلْأَوَّلِينَ
eskilerin
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman "Öncekilerin masalları" der. ([83] Mutaffifin: 13)
Tefsir
14

كَلَّا بَلْ ۜرَانَ عَلٰى قُلُوْبِهِمْ مَّا كَانُوْا يَكْسِبُوْنَ ١٤

kallā
كَلَّاۖ
hayır
bal
بَلْۜ
doğrusu
rāna
رَانَ
paslanmıştır
ʿalā
عَلَىٰ
üzeri
qulūbihim
قُلُوبِهِم
kalblerinin
مَّا
şeyler
kānū
كَانُوا۟
oldukları
yaksibūna
يَكْسِبُونَ
kazanıyor(lar)
Hayır, hayır; onların kazandıkları kalblerini paslandırıp körletmiştir. ([83] Mutaffifin: 14)
Tefsir
15

كَلَّآ اِنَّهُمْ عَنْ رَّبِّهِمْ يَوْمَىِٕذٍ لَّمَحْجُوْبُوْنَۗ ١٥

kallā
كَلَّآ
hayır
innahum
إِنَّهُمْ
doğrusu onlar
ʿan rabbihim
عَن رَّبِّهِمْ
Rablerinden
yawma-idhin
يَوْمَئِذٍ
o gün
lamaḥjūbūna
لَّمَحْجُوبُونَ
perdelenmişlerdir
Hayır; doğrusu onlar o gün, Rablerinden yoksun kalacaklardır. ([83] Mutaffifin: 15)
Tefsir
16

ثُمَّ اِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَحِيْمِۗ ١٦

thumma
ثُمَّ
sonra
innahum
إِنَّهُمْ
onlar
laṣālū
لَصَالُوا۟
elbette gireceklerdir
l-jaḥīmi
ٱلْجَحِيمِ
cehenneme
Sonra onlar, şüphesiz, cehenneme gireceklerdir. ([83] Mutaffifin: 16)
Tefsir
17

ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذِيْ كُنْتُمْ بِهٖ تُكَذِّبُوْنَۗ ١٧

thumma
ثُمَّ
sonra
yuqālu
يُقَالُ
denilecektir
hādhā
هَٰذَا
işte budur
alladhī
ٱلَّذِى
şey
kuntum
كُنتُم
olduğunuz
bihi
بِهِۦ
onu
tukadhibūna
تُكَذِّبُونَ
yalanlıyor(lar)
Sonra da: "yalanlayıp durduğunuz işte budur" denecektir. ([83] Mutaffifin: 17)
Tefsir
18

كَلَّآ اِنَّ كِتٰبَ الْاَبْرَارِ لَفِيْ عِلِّيِّيْنَۗ ١٨

kallā
كَلَّآ
hayır
inna
إِنَّ
şüphesiz
kitāba
كِتَٰبَ
yazısı
l-abrāri
ٱلْأَبْرَارِ
iyilerin
lafī
لَفِى
elbette
ʿilliyyīna
عِلِّيِّينَ
İlliyyindedir
Ama iyilerin defteri yüksek katlardadır. ([83] Mutaffifin: 18)
Tefsir
19

وَمَآ اَدْرٰىكَ مَا عِلِّيُّوْنَۗ ١٩

wamā
وَمَآ
nedir?
adrāka
أَدْرَىٰكَ
sana bildiren
مَا
ne olduğunu
ʿilliyyūna
عِلِّيُّونَ
İlliyyin('in)
O yüksek katların ne olduğunu sen bilir misin? ([83] Mutaffifin: 19)
Tefsir
20

كِتٰبٌ مَّرْقُوْمٌۙ ٢٠

kitābun
كِتَٰبٌ
bir Kitaptır
marqūmun
مَّرْقُومٌ
yazılmış
O, gözde meleklerin gördüğü, yazılı bir kitapdır. ([83] Mutaffifin: 20)
Tefsir