Kuran-i Kerim Suresi Abese ayet 4
Qur'an Surah 'Abasa Verse 4
Abese [80]: 4 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرٰىۗ (عبس : ٨٠)
- aw
- أَوْ
- Or
- yahut
- yadhakkaru
- يَذَّكَّرُ
- be reminded
- öğüt dinleyecektir
- fatanfaʿahu
- فَتَنفَعَهُ
- so would benefit him
- ve kendisine yarayacaktır
- l-dhik'rā
- ٱلذِّكْرَىٰٓ
- the reminder?
- öğüt
Transliteration:
Au yaz zak karu fatanfa 'ahuz zikraa.(QS. ʿAbasa:4)
English Sahih International:
Or be reminded and the remembrance would benefit him? (QS. 'Abasa, Ayah 4)
Diyanet Isleri:
Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt kendisine fayda verecekti. (Abese, ayet 4)
Abdulbaki Gölpınarlı
Yahut da öğüt alacaktır da ondan faydalanacaktır.
Adem Uğur
Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Ali Bulaç
Veya öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
Ali Fikri Yavuz
Yahud öğüd alacaktı da, o öğüt kendisine fayda verecekti.
Celal Yıldırım
(3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?
Diyanet Vakfı
Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Edip Yüksel
Yahut ta öğüt alacak ve ona mesajın yararı dokunacaktı.
Elmalılı Hamdi Yazır
Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.
Fizilal-il Kuran
Yahut öğüt alacak da bu öğüt, kendisine fayda verecek.
Gültekin Onan
Veya öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
Hasan Basri Çantay
Yahud öğüd olacakdı da (senin) bu öğüd (ün) kendisine fâide verecekdi.
İbni Kesir
Yahut öğüt alacaktı da bu, kendisine fayda verecekti.
İskender Ali Mihr
Veya öğüt alır, böylece bu öğüt ona fayda verir.
Muhammed Esed
yahut (hakikat) hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti.
Muslim Shahin
yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Ömer Nasuhi Bilmen
Yahut öğüt dinleyecek de kendisine o öğüt fâide verecektir.
Rowwad Translation Center
Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt ona fayda verecekti.
Şaban Piriş
Veya öğüt alacak da öğüt ona fayda verecektir.
Shaban Britch
Veya öğüt alacak da öğüt ona fayda verecektir.
Suat Yıldırım
Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?
Süleyman Ateş
Yahut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak.
Tefhim-ul Kuran
Ya da öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
Yaşar Nuri Öztürk
Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.