Kuran-i Kerim Suresi Enfal ayet 32
Qur'an Surah Al-Anfal Verse 32
Enfal [8]: 32 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
وَاِذْ قَالُوا اللهم اِنْ كَانَ هٰذَا هُوَ الْحَقَّ مِنْ عِنْدِكَ فَاَمْطِرْ عَلَيْنَا حِجَارَةً مِّنَ السَّمَاۤءِ اَوِ ائْتِنَا بِعَذَابٍ اَلِيْمٍ (الأنفال : ٨)
- wa-idh
- وَإِذْ
- And when
- ve hani
- qālū
- قَالُوا۟
- they said
- demişlerdi
- l-lahuma
- ٱللَّهُمَّ
- "O Allah!
- Allah'ım
- in
- إِن
- If
- eğer
- kāna
- كَانَ
- was
- ise
- hādhā
- هَٰذَا
- this
- bu
- huwa
- هُوَ
- [it]
- (kişi)
- l-ḥaqa
- ٱلْحَقَّ
- the truth
- bir gerçek
- min ʿindika
- مِنْ عِندِكَ
- [of] from You
- senin yanından gelmiş
- fa-amṭir
- فَأَمْطِرْ
- then (send) rain
- yağdır
- ʿalaynā
- عَلَيْنَا
- upon us
- başımıza
- ḥijāratan
- حِجَارَةً
- (of) stones
- taş
- mina l-samāi
- مِّنَ ٱلسَّمَآءِ
- from the sky
- gökten
- awi
- أَوِ
- or
- yahut
- i'tinā
- ٱئْتِنَا
- bring (upon) us
- bize getir
- biʿadhābin
- بِعَذَابٍ
- a punishment
- bir azab
- alīmin
- أَلِيمٍ
- painful"
- acıklı
Transliteration:
Wa iz qaalul laahumma in kaana haazaa huwal haqqa min 'indika fa amtir 'alainaa hijaaratam minas samaaa'i awi'tinaa bi 'azaabin alaeem(QS. al-ʾAnfāl:32)
English Sahih International:
And [remember] when they said, "O Allah, if this should be the truth from You, then rain down upon us stones from the sky or bring us a painful punishment." (QS. Al-Anfal, Ayah 32)
Diyanet Isleri:
"Allah'ımız! Eğer bu Kitap, gerçekten Senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı bir azab ver" demişlerdi. (Enfal, ayet 32)
Abdulbaki Gölpınarlı
Hani Allah'ım demişlerdi, bu, senin katındansa ve gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut da bize elemli bir azap ver.
Adem Uğur
Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah´ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.
Ali Bulaç
Bir de: "Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin Katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azap getir (bakalım)." demişlerdi.
Ali Fikri Yavuz
Bir vakit de, “- Ey Allah! Eğer bu senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise, hemen üzerimize gökten taş yağdır, veya bize daha acıklı bir azap ver”, demişlerdi.
Celal Yıldırım
Hani bir zaman da onlar, «Ey Allahımız ! Eğer bu Kur´ân hakikaten senden ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize acıklı bir azâb getir» demişlerdi.
Diyanet Vakfı
Hani (o kafirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.
Edip Yüksel
Hatta, "Rabbimiz, bu senden gelen bir gerçek ise, üstümüze gökten taşlar yağdır, veya başımıza acıklı bir azap getir," diyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır
Bir vakit de, "Ey Allah, eğer bu Senin katından gelmiş bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver" demişlerdi.
Fizilal-il Kuran
Hani onlar «Allah´ımız, eğer bu Kur´an senin tarafından gönderilmiş gerçek bir kitap ise, başımıza gökten taş yağdır ya da bizi acıklı bir azaba çarptır» dediler.
Gültekin Onan
Bir de: "Ey Tanrı´mız, eğer bu (Kuran) bir gerçek olarak Senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azab getir (bakalım)" demişlerdi.
Hasan Basri Çantay
Hani bir zaman da: «Ey Allah, eğer bu, Senin katından (gelmiş) hak (kitâb) ın kendisi ise durma bizim üstümüze gökden taş yağdır, yahud bize (daha) acıklı bir azâb getir» demişlerdi.
İbni Kesir
Hani demişlerdi ki: Ey Allah´ımız; eğer bu, gerçekten Senin katından ise; bize gökten taş yağdır, yahut acıklı bir azab getir.
İskender Ali Mihr
Ve onlar: “Allah´ım şâyet bu (Kur´ân-ı Kerim), o hak olan (Kitap), Senin indinden ise o zaman üzerimize semadan taş yağdır veya bize acı azabı getir.” demişlerdi.
Muhammed Esed
Ve bir de şöyle derlerdi: "Ey Allahımız, eğer bu gerçekten Senin katından (indirilen) hakkın kendisi ise, o zaman gökten taş yağdır başımıza, yahut (daha) can yakıcı bir azap çıkar karşımıza!"
Muslim Shahin
Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve bir vakit dediler ki: «Ey Allah! Eğer senin tarafından hak olan bu ise hemen üzerimize gökten taşlar yağdır ve bize pek elemli bir azap getir.»
Rowwad Translation Center
Hani onlar: “Ey Allah’ım! Eğer bu senin katından gelen bir hak ise başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!” demişlerdi.
Şaban Piriş
“Ve Allah’ım, eğer bu senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!”
Shaban Britch
“Ve Allah’ım! Eğer bu senin katından gelen bir hak ise başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!” derler.
Suat Yıldırım
Hani bir zaman da onlar: “Ya Rabbî, eğer bu Kur'ân senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise hemen üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!” demişlerdi.
Süleyman Ateş
Ve: "Allah'ım, eğer bu, senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azab getir!" demişlerdi.
Tefhim-ul Kuran
Bir de: «Ey Allah´ımız, eğer bu (Kur´an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gök yüzünden üstümüze taş yağdır veya acıklı bir azab getir (bakalım) .» demişlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk
Şunu da söylemişlerdi: "Allahımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et."