Kuran-i Kerim Suresi Nuh ayet 8
Qur'an Surah Nuh Verse 8
Nuh [71]: 8 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
ثُمَّ اِنِّيْ دَعَوْتُهُمْ جِهَارًاۙ (نوح : ٧١)
- thumma
- ثُمَّ
- Then
- sonra
- innī
- إِنِّى
- indeed I
- elbette ben
- daʿawtuhum
- دَعَوْتُهُمْ
- invited them
- onları da'vet ettim
- jihāran
- جِهَارًا
- publicly
- açıkça
Transliteration:
Summa innee da'aw tuhum jihaara(QS. Nūḥ:8)
English Sahih International:
Then I invited them publicly. (QS. Nuh, Ayah 8)
Diyanet Isleri:
"Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım." (Nuh, ayet 8)
Abdulbaki Gölpınarlı
Sonra onları, gerçekten de yüksek sesle çağırdım.
Adem Uğur
Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
Ali Bulaç
"Sonra onları açıktan açığa davet ettim."
Ali Fikri Yavuz
Sonra ben, onları aşikâre olarak (tevbeye) çağırdım.
Celal Yıldırım
Sonra gerçekten ben onları açıkça (hakk´a, doğru yola) çağırdım,
Diyanet Vakfı
Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
Edip Yüksel
"Sonra onları açıkça çağırdım."
Elmalılı Hamdi Yazır
"Sonra ben onları açık açık çağırdım."
Fizilal-il Kuran
Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım.
Gültekin Onan
"Sonra onları açıktan açığa davet ettim."
Hasan Basri Çantay
«Sonra ben onları hakıykaten en yüksek ses (im) le çağırdım».
İbni Kesir
Sonra ben; onları gerçekten açıkça çağırdım.
İskender Ali Mihr
Sonra muhakkak ki ben onları cehren (açıkça) davet ettim.
Muhammed Esed
Doğrusu, ben onları açık açık çağırdım;
Muslim Shahin
Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
Ömer Nasuhi Bilmen
(7-8) «Muhakak ki ben onlar için mağfiret buyurasın diye kendilerini her ne zaman dâvet etti isem parmaklarını kulaklarına tıkadılar ve libaslarına büründüler ve ısrar ettiler ve böbürleniverdiler. Sonra muhakkak ki ben onları, apaçık dâvet ettim.»
Rowwad Translation Center
Sonra, ben onları açıktan açığa davet ettim.
Şaban Piriş
Sonra ben onları açıktan açığa çağırdım.
Shaban Britch
Sonra ben onları açıktan açığa davet ettim.
Suat Yıldırım
Ben onları bu sefer yüksek sesle dâvet etmeye başladım.
Süleyman Ateş
Sonra ben onları açıkça da'vet ettim.
Tefhim-ul Kuran
«Sonra ben onları açıktan açığa da davet ettim.»
Yaşar Nuri Öztürk
"Sonra onları daha açık bir biçimde çağırdım."