41
عَلٰٓى اَنْ نُّبَدِّلَ خَيْرًا مِّنْهُمْۙ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوْقِيْنَ ٤١
- ʿalā an nubaddila
- عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ
- onları değiştirmeğe
- khayran
- خَيْرًا
- daha hayırlısıyla
- min'hum
- مِّنْهُمْ
- kendilerinden
- wamā
- وَمَا
- ve değil(iz)
- naḥnu
- نَحْنُ
- biz
- bimasbūqīna
- بِمَسْبُوقِينَ
- önüne geçilecek
Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, onların yerine daha iyilerini getirmeğe Bizim gücümüz yeter ve kimse de önümüze geçemez. ([70] Mearic: 41)Tefsir
42
فَذَرْهُمْ يَخُوْضُوْا وَيَلْعَبُوْا حَتّٰى يُلٰقُوْا يَوْمَهُمُ الَّذِيْ يُوْعَدُوْنَۙ ٤٢
- fadharhum
- فَذَرْهُمْ
- bırak onları
- yakhūḍū
- يَخُوضُوا۟
- dalsınlar
- wayalʿabū
- وَيَلْعَبُوا۟
- ve oynasınlar
- ḥattā
- حَتَّىٰ
- kadar
- yulāqū
- يُلَٰقُوا۟
- kavuşuncaya
- yawmahumu
- يَوْمَهُمُ
- günlerine
- alladhī yūʿadūna
- ٱلَّذِى يُوعَدُونَ
- kendilerine va'dedilen
Onları bırak; kendilerine söz verilen güne kavuşmalarına kadar dalıp oynasınlar. ([70] Mearic: 42)Tefsir
43
يَوْمَ يَخْرُجُوْنَ مِنَ الْاَجْدَاثِ سِرَاعًا كَاَنَّهُمْ اِلٰى نُصُبٍ يُّوْفِضُوْنَۙ ٤٣
- yawma
- يَوْمَ
- o gün
- yakhrujūna
- يَخْرُجُونَ
- çıkarlar
- mina l-ajdāthi
- مِنَ ٱلْأَجْدَاثِ
- kabirlerden
- sirāʿan
- سِرَاعًا
- hızlı hızlı
- ka-annahum
- كَأَنَّهُمْ
- onlar gibidirler
- ilā
- إِلَىٰ
- doğru
- nuṣubin
- نُصُبٍ
- dikilenlere (putlara)
- yūfiḍūna
- يُوفِضُونَ
- koşuyorlar
Kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru koşarlar. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür. ([70] Mearic: 43)Tefsir
44
خَاشِعَةً اَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۗذٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذِيْ كَانُوْا يُوْعَدُوْنَ ࣖ ٤٤
- khāshiʿatan
- خَٰشِعَةً
- korkulu
- abṣāruhum
- أَبْصَٰرُهُمْ
- gözleri
- tarhaquhum
- تَرْهَقُهُمْ
- onları bürümüş
- dhillatun
- ذِلَّةٌۚ
- alçaklık
- dhālika
- ذَٰلِكَ
- işte budur
- l-yawmu
- ٱلْيَوْمُ
- gün
- alladhī kānū
- ٱلَّذِى كَانُوا۟
- olan
- yūʿadūna
- يُوعَدُونَ
- onlara va'dedilmiş
Kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru koşarlar. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür. ([70] Mearic: 44)Tefsir