Kuran-i Kerim Suresi Araf ayet 96
Qur'an Surah Al-A'raf Verse 96
Araf [7]: 96 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
وَلَوْ اَنَّ اَهْلَ الْقُرٰٓى اٰمَنُوْا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكٰتٍ مِّنَ السَّمَاۤءِ وَالْاَرْضِ وَلٰكِنْ كَذَّبُوْا فَاَخَذْنٰهُمْ بِمَا كَانُوْا يَكْسِبُوْنَ (الأعراف : ٧)
- walaw
- وَلَوْ
- And if
- ve şayet
- anna
- أَنَّ
- [that]
- elbette
- ahla
- أَهْلَ
- people
- halkı
- l-qurā
- ٱلْقُرَىٰٓ
- (of) the cities
- (O) ülkelerin
- āmanū
- ءَامَنُوا۟
- (had) believed
- inansalardı
- wa-ittaqaw
- وَٱتَّقَوْا۟
- and feared Allah
- ve korunsalardı
- lafataḥnā
- لَفَتَحْنَا
- surely We (would have) opened
- açardık
- ʿalayhim
- عَلَيْهِم
- upon them
- üzerlerine
- barakātin
- بَرَكَٰتٍ
- blessings
- bolluklar
- mina l-samāi
- مِّنَ ٱلسَّمَآءِ
- from the heaven
- gökten
- wal-arḍi
- وَٱلْأَرْضِ
- and the earth
- ve yer(den)
- walākin
- وَلَٰكِن
- but
- fakat
- kadhabū
- كَذَّبُوا۟
- they denied
- yalanladılar
- fa-akhadhnāhum
- فَأَخَذْنَٰهُم
- So We seized them
- biz de onları yakaladık
- bimā
- بِمَا
- for what
- şeylerle
- kānū
- كَانُوا۟
- they used to
- oldukları
- yaksibūna
- يَكْسِبُونَ
- earn
- kazanıyor
Transliteration:
Wa law anna ahlal quraaa aamanoo wattaqaw lafatahnaa 'alaihim barakaatim minas samaaa'i wal ardi wa laakin kazzaboo fa akhaznaahum bimaa kaanoo yaksiboon(QS. al-ʾAʿrāf:96)
English Sahih International:
And if only the people of the cities had believed and feared Allah, We would have opened [i.e., bestowed] upon them blessings from the heaven and the earth; but they denied [the messengers], so We seized them for what they were earning. (QS. Al-A'raf, Ayah 96)
Diyanet Isleri:
Eğer kentlerin halkı inanmış ve Bize karşı gelmekten sakınmış olsalardı, onlara göğün ve yerin bolluklarını verirdik. Ama yalanladılar; bu yüzden onları, yaptıklarına karşılık yakalayıverdik. (Araf, ayet 96)
Abdulbaki Gölpınarlı
Memleketlerin halkı inansalar ve çekinselerdi gökyüzünden üstlerine bereket yağdırır, yeryüzünden bereket fışkırtırdık, fakat inkar ettiler de kazandıkları suç yüzünden onları azaba uğrattık.
Adem Uğur
O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve (günahtan) sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.
Ali Bulaç
Eğer o ülkeler halkı inansalardı ve korkup-sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, Biz de onları kazanageldikleri nedeniyle yakalayıverdik.
Ali Fikri Yavuz
Eğer o memleketlerin halkı, iman edip Allah’dan korkmuş olsaydılar, muhakkak ki üzerlerine yerden ve gökten bereketler açardık. Fakat onlar, peygamberleri yalanladılar da, kendilerini, yapmış oldukları küfür yüzünden azabla yakalayıverdik.
Celal Yıldırım
Eğer o kasabaların halkı (dosdoğru) inanıp (inkâr, inat ve azgınlıktan) sakınsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bereket (kapılarını acardık; ama ne yazık ki (Hakk´ı) yalanladılar, biz de onları kazandıkları (kötülük ve haksızlıktan dolayı kahrımızla) yakaladık.
Diyanet Vakfı
O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve (günahtan) sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.
Edip Yüksel
Ülkelerin halkları inanıp erdemli davransalardı, göklerden ve yerden üzerlerine bolluk kapısını açardık. Ama yalanladılar ve bunun üzerine kazandıklarıyla birlikte onları yakaladık.
Elmalılı Hamdi Yazır
(O) ülkelerin halkı inanıp (Allah'ın azabından) korunsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardık; fakat yalanladılar, biz de onları kazandıklarıyla yakaladık.
Fizilal-il Kuran
Eğer o ülkelerin halkları iman edip kötülüklerden sakınsalardı, göğün ve yerin bereket kapılarını yüzlerine açardık. Fakat yalanladılar, biz de onları işlediklerinin cezasına çarptırdık.
Gültekin Onan
Eğer o ülkeler ehli inansaydı ve korkup sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, biz de onları kazanageldikleri nedeniyle yakalayıverdik.
Hasan Basri Çantay
Eğer o memleketler halkı îman edib de (küfür ve isyandan) sakınmış olsalardı elbette üzerlerine gökden ve yerden nice bereket (hazîne) ler (ini) açardık. Fakat onlar (peygamberlerini) yalanladılar da biz de kazanmakda oldukları (küfür ve isyan) yüzünden onları tutub yakaladık.
İbni Kesir
Şayet kasabaların halkı, inanmış ve sakınmış olsalardı; elbette üzerlerine gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat onlar yalanladılar. Biz de bunun üzerine onları, yaptıklarından dolayı yakalayıverdik.
İskender Ali Mihr
O ülkenin halkı eğer âmenû olsalardı ve takva sahibi olsalardı elbette onlara semadan ve yerden bereketler (bolluk) açardık. Fakat onlar yalanladılar. Böylece kazandıklarından dolayı onları aldık (cezalandırdık).
Muhammed Esed
Oysa bu toplumların insanları imana erip de Bize karşı sorumluluk bilinci taşıyor olsalardı onların önünde göğün ve yerin bolluklarını açardık: ama gerçeği yalanlamaya kalktılar ve Biz de (kendi) yapıp ettiklerinden ötürü onları kıskıvrak yakaladık.
Muslim Shahin
O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve (günahtan) sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.
Ömer Nasuhi Bilmen
Eğer o ülkelerin ahalisi imân etselerdi ve sakınmış olsalar idi, elbette onların üzerine gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat tekzîp ettiler. Artık Biz de onları, kazanır oldukları şey sebebiyle tutup yakalayıverdik.
Rowwad Translation Center
Eğer (yalanlayan) memleketlerin halkı iman edip, takvalı olsalardı; biz de onlara gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat yalanladılar. Bu sebeple onları yapmakta olduklarıyla yakaladık.
Şaban Piriş
Eğer ülkelerin halkı iman edip, korunsalardı, biz de onlara gökten ve yerden bereket açardık. Fakat yalanladılar. Bu sebeple onları yapmakta olduklarıyla yakaladık.
Shaban Britch
Eğer (yalanlayan) memleketlerin halkı iman edip, takvalı olsalardı, biz de onlara gökten ve yerden bereketler açardık. Fakat yalanladılar. Bu sebeple onları yapmakta olduklarıyla yakaladık.
Suat Yıldırım
Eğer o ülkelerin ahalisi iman edip Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette Biz üzerlerine gökten, yerden nice bereket ve bolluk kapılarını açardık. Fakat onlar peygamberleri yalancı saydılar, Biz de işledikleri kötülükler sebebiyle kendilerini cezaya çarptırdık. [37,147-148; 10,98; 34,34]
Süleyman Ateş
(O) ülkelerin halkı inanıp (kötülüklerden) korunsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardık; fakat yalanladılar, biz de onları kazandıklarıyle yakaladık.
Tefhim-ul Kuran
Eğer o ülkeler halkı inansalardı ve korkup sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem de yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, biz de onları kazanageldikleri nedeniyle yakalayıverdik.
Yaşar Nuri Öztürk
O medeniyetlerin halkı inanıp korunsalardı, elbette ki üzerlerine gökten ve yerden bereketler saçardık. Ama yalanladılar, biz de onları, kazanır olduklarıyla yakalayıverdik.