Kuran-i Kerim Suresi Araf ayet 171
Qur'an Surah Al-A'raf Verse 171
Araf [7]: 171 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
۞ وَاِذْ نَتَقْنَا الْجَبَلَ فَوْقَهُمْ كَاَنَّهٗ ظُلَّةٌ وَّظَنُّوْٓا اَنَّهٗ وَاقِعٌۢ بِهِمْۚ خُذُوْا مَآ اٰتَيْنٰكُمْ بِقُوَّةٍ وَّاذْكُرُوْا مَا فِيْهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُوْنَ ࣖ (الأعراف : ٧)
- wa-idh
- وَإِذْ
- And when
- hani
- nataqnā
- نَتَقْنَا
- We raised
- kaldırmıştık
- l-jabala
- ٱلْجَبَلَ
- the mountain
- dağı
- fawqahum
- فَوْقَهُمْ
- above them
- üzerlerine
- ka-annahu
- كَأَنَّهُۥ
- as if it was
- sanki gibi
- ẓullatun
- ظُلَّةٌ
- a canopy
- bir gölge
- waẓannū
- وَظَنُّوٓا۟
- and they thought
- ve sanmışlardı
- annahu
- أَنَّهُۥ
- that it
- onlar şüphesiz
- wāqiʿun
- وَاقِعٌۢ
- (would) fall
- üstlerine düşecek
- bihim
- بِهِمْ
- upon them
- onların
- khudhū
- خُذُوا۟
- (We said) Take
- tutun
- mā
- مَآ
- what
- şeyi (Kitabı)
- ātaynākum
- ءَاتَيْنَٰكُم
- We have given you
- size verdiğim
- biquwwatin
- بِقُوَّةٍ
- with strength
- kuvvetle
- wa-udh'kurū
- وَٱذْكُرُوا۟
- and remember
- ve hatırlayın
- mā
- مَا
- what
- olanı
- fīhi
- فِيهِ
- (is) in it
- içinde
- laʿallakum
- لَعَلَّكُمْ
- so that you may
- belki
- tattaqūna
- تَتَّقُونَ
- fear Allah"
- korunursunuz
Transliteration:
Wa iz nataqnal jabala fawqahum ka annahoo zullatunw wa zannooo annahoo waaqi'um bihim khuzoo maaa aatainaakum biquwwatinw wazkuroo maa feehi la'allakum tattaqoon(QS. al-ʾAʿrāf:171)
English Sahih International:
And [mention] when We raised the mountain above them as if it was a dark cloud and they were certain that it would fall upon them, [and Allah said], "Take what We have given you with determination and remember what is in it that you might fear Allah." (QS. Al-A'raf, Ayah 171)
Diyanet Isleri:
Tur dağını, gölgelik gibi onların üzerlerine yükseltmiştik, onlar tepelerine düşeceğini sanmışlardı. Onlara: "Size verdiğimiz Kitap'a sıkıca sarılın, içinde olanı düşünün ki sakınanlardan olasınız" demiştik. (Araf, ayet 171)
Abdulbaki Gölpınarlı
Hani biz, dağı adeta bir gölgelik gibi çekmiş, üstlerine doğru yüceltmiştik de nerdeyse üstlerine düşecek sanmışlardı. Size verdiğimiz kitabı kuvvetle, azimle tutun, içinde ne varsa hatırlayıp ona göre hareket edin de sakınanlardan olun demiştik.
Adem Uğur
Bir zamanlar dağı İsrailoğullarının üzerine gölge gibi kaldırdık da üstlerine düşecek sandılar. "Size verdiğimiz (Kitab´ı) kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız" dedik.
Ali Bulaç
Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) "Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün, ki sakınasınız."
Ali Fikri Yavuz
Biz, bir vakit Tur dağını söküp İsraîloğullarının üzerine, gölgelik imiş gibi kaldırmıştık. Onlar, onu gerçekten üzerlerine düşecek sanmışlardı. Kendilerini bununla korkutup şöyle demiştik: “- Size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve içindeki emirlerle yasakları hatırlayın, düşünün. Olur ki, Allah’dan korkar, sakınırsınız.
Celal Yıldırım
Ve bir vakit biz (Tür) dağını onların üzerine bir gölgelik gibi kaldırıp tutmuştuk da, üzerlerine düşecek sanmışlardı. Size verdiğimizi bütün gücünüzle tutun ve içindekini düşünüp hatırınızdan çıkarmayın ; olur ki (Allah´tan saygı ile korkup kötülüklerden) sakınırsınız.
Diyanet Vakfı
Bir zamanlar dağı İsrailoğullarının üzerine gölge gibi kaldırdık da üstlerine düşecek sandılar. "Size verdiğimi (Kitab'ı) kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız" dedik.
Edip Yüksel
Dağı bir şemsiye gibi üzerlerinde sarsmıştık. Öyle ki tepelerine düşeceğini sanmışlardı: "Size verdiğime sımsıkı sarılın. Kurtulabilmeniz için içeriği üzerinde düşünün."
Elmalılı Hamdi Yazır
Hani bir zamanlar biz o dağı gölgelik gibi tepelerine çekmiştik de üzerlerine düşüyor zannettikleri bir sırada demiştik ki; "size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın, umulur ki korunursunuz."
Fizilal-il Kuran
Hani o dağı (Tur Dağı´nı) başları üzerine çıkarmıştık, onlar dağın üzerlerine düşeceğini sanmışlardı. Bu durumda kendilerine «Size verdiğimiz Kitab´a sımsıkı sarılınız ve içindeki mesajları sürekli aklınızda tutunuz.
Gültekin Onan
Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik/kaldırmıştık. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) "Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün ki sakınasınız."
Hasan Basri Çantay
Biz bir zaman dağı, sanki o bir gölgelik imiş gibi, çekib (İsrâîl oğullarının) üstlerine kaldırmışdık. Onlar hakıykaten bu, kendilerine düşecek sanmışlardı. (İşte o vakit): «Size verdiğimiz (kitâb) ı kuvvetle (ciddiyetle, azm ile) tutun. Onda olanı düşünün. Tâki (kötülükden) sakınmış olasınız» (demişdik).
İbni Kesir
Hani, Biz dağı üzerlerine gölgelik gibi kaldırmıştık da, onlar tepelerine düşecek sanmışlardı. Size verdiğimizi kuvvetle tutun. Ve onda olanı düşünün ki; sakınasınız.
İskender Ali Mihr
Ve dağı, bir gölge gibi onların üzerine çekip kaldırdığımız zaman onu, üzerlerine düşecek zannettiler. Size verdiğimiz şeyi, kuvvetle tutun ve onun içinde olanı (emir ve yasakları), hatırlayın (uygulayın). Böylece siz, takva sahibi olursunuz.
Muhammed Esed
Ve Sina Dağını, adeta bir gölge gibi İsrailoğullarının tepesinde salladığımız ve onların da dağın üzerlerine yıkılacağını düşündükleri zaman (onlara dememiş miydik:) "Size bahşettiğimiz kitaba sıkıca sarılın ve onun içindekileri aklınızda iyi tutun, ki Allaha karşı sorumluluk bilincine erişesiniz"?
Muslim Shahin
Bir zamanlar dağı İsrailoğullarının üzerine gölge gibi kaldırdık da üstlerine düşecek sandılar. «Size verdiğimizi (Kitab'ı) kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız» dedik.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve bir vakit, dağı sanki o bir gölgelik imiş gibi onların üstlerine koparıp kaldırmıştı. Ve sandılar ki, o hakikaten üstlerine düşecek. (Onlara dedik ki:) «Size verdiğimizi kuvvetle tutun, ve onda olanı zikrediniz, ihtimal ki, sakınırsınız.»
Rowwad Translation Center
Hani dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da üzerlerine düşecek sanmışlardı. (Onlara:) “Size verdiğimiz kitaba sımsıkı sarılın ve onun içindekileri hatırlayın ki, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız.” demiştik.
Şaban Piriş
Dağı onların üzerine kaldırmıştık. Sanki o gölgelik gibiydi. Öyle ki başlarına düşeceğini zannettiler. Size verdiğimize kuvvetle sarılın. Onun içinde olanları aklınızda tutun ki korunabilesiniz!
Shaban Britch
Dağı onların üzerine kaldırmıştık. Sanki o gölgelik gibiydi. Öyle ki başlarına düşeceğini anladılar. Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve içinde olanı hatırlayıp, anın ki sakınanlardan/takva sahiplerinden olasınız.
Suat Yıldırım
Hem bir vakit biz o dağı bir gölgelik gibi İsrailoğullarının başlarının üstüne kaldırmıştık da onlar, dağın üzerlerine düşeceğini sanmışlardı.O zaman demiştik ki: Size verdiğimiz bu kitab'a ciddiyetle sarılın ve içindeki gerçekleri düşünüp hiç hatırınızdan çıkarmayın ki Allah’ı sayıp kötülüklerden sakınasınız.
Süleyman Ateş
Bir zaman da üzerlerine dağı, bir gölge gibi kaldırmıştık, üstlerine düşecek sanmışlardı: "Size verdiğim(Kitap)ı kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlay(ıp yap)ın ki (azabımızdan) korunasınız!" (demiştik).
Tefhim-ul Kuran
Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) «Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün, umulur ki korkup sakınırsınız.»
Yaşar Nuri Öztürk
Bir zaman, dağı tepelerine bir gölgelik gibi çekmiştik de onu üstlerine düşüyor sanmışlardı. "Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın ki korunabilesiniz."