Skip to content

Kuran-i Kerim Suresi Araf ayet 135

Qur'an Surah Al-A'raf Verse 135

Araf [7]: 135 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)

فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الرِّجْزَ اِلٰٓى اَجَلٍ هُمْ بَالِغُوْهُ اِذَا هُمْ يَنْكُثُوْنَ (الأعراف : ٧)

falammā
فَلَمَّا
But when
ne zaman
kashafnā
كَشَفْنَا
We removed
biz kaldırsak
ʿanhumu
عَنْهُمُ
from them
onlardan
l-rij'za
ٱلرِّجْزَ
the punishment
azabı
ilā
إِلَىٰٓ
till
kadar
ajalin
أَجَلٍ
a (fixed) term
bir süreye
hum
هُم
(which) they
onlar
bālighūhu
بَٰلِغُوهُ
were to reach [it]
geçirecekleri
idhā
إِذَا
then
hemen
hum
هُمْ
they
onlar
yankuthūna
يَنكُثُونَ
broke (the word)
yeminlerini bozarlar

Transliteration:

Falammaa kashafnaa 'anhumur rijza ilaaa ajalin hum baalighoohu izaa hum yankusoon (QS. al-ʾAʿrāf:135)

English Sahih International:

But when We removed the punishment from them until a term which they were to reach, then at once they broke their word. (QS. Al-A'raf, Ayah 135)

Diyanet Isleri:

Azabı nasıl olsa sonuna gelecekleri bir müddet için üzerlerinden kaldırınca, hemen sözlerinden cayıyorlardı. (Araf, ayet 135)

Abdulbaki Gölpınarlı

Uğrayacakları son belayadek üstlerine çöken musibeti giderdik mi derhal yeminlerini bozuyorlardı.

Adem Uğur

Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.

Ali Bulaç

Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye kadar, o iğrenç azabı çekip-giderdik, onlar yine andlarını bozdular.

Ali Fikri Yavuz

Vaktaki (azaba) erişecekleri bir müddete kadar üzerlerinden biz azabı kaldırdık, hemen yeminlerini bozdular.

Celal Yıldırım

Ne vakit ki, erişecekleri (mukadder) süreye kadar azabı kendilerinden kaldırdık, bir de ne bakarsın yeminlerini yerine getirmiyorlardı.

Diyanet Vakfı

Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.

Edip Yüksel

Onları söz konusu felaketlerden herhangi bir süre için kurtarınca da sözlerinden dönüyorlardı.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ne zaman ki, belli bir süreye kadar onlardan azabı kaldırdık, derhal yeminlerini bozdular.

Fizilal-il Kuran

Fakat o azabı günün birinde dolduracakları belirli bir sürenin sonuna kadar başlarından savar- savmaz hemen sözlerinden dönüverdiler.

Gültekin Onan

Ne zaman ki onların erişebilecekleri bir ecele kadar o iğrenç azabı çekip giderdik, onlar yine andlarını bozdular.

Hasan Basri Çantay

Vaktaki biz, kendilerinin erişecekleri bir müddete kadar, onlardan azabı giderdik, bir de ne bakarsın: Onlar yeminlerini bozuyorlar bile.

İbni Kesir

Onların erişecekleri bir süreye kadar azabı üzerlerinden kaldırınca; bir de bakarsın, onlar sözlerinden cayıyorlardı.

İskender Ali Mihr

Böylece onlar, o ecele (sona) ulaşana kadar onlardan azabı kaldırdığımız (açtığımız) zaman, onlar sözlerini nakzediyorlar (sözlerinden dönüyorlar).

Muhammed Esed

Ama ne zaman ki sözlerini gereğince yerine getirmeleri için kendilerine süre verip de bu musibeti üzerlerinden kaldırsak, (hemen) sözlerinden geri dönerlerdi.

Muslim Shahin

Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Vaktâ ki onların erişecekleri bir müddete kadar kendilerinden azabı açıverdik. Onlar derhal yeminlerini bozar oldular.

Rowwad Translation Center

Biz kendisine erişecekleri bir süreye kadar üzerlerinden azabı giderince, bir de bakarsın ki onlar ahitlerini bozmuşlar bile.

Şaban Piriş

Onlardan azabı, onlara ulaşacak belirli bir süreye kadar kaldırdığımız zaman; onlar verdikleri sözü o an bozuyorlardı.

Shaban Britch

Onlardan azabı, onlara ulaşacak belirli bir süreye kadar kaldırdığımız zaman; onlar verdikleri sözden dönüyorlardı..

Suat Yıldırım

Biz, geçirecekleri bir süreye kadar onlardan azabı kaldırınca da yeminlerinden döndüler.

Süleyman Ateş

Biz onlardan, geçirecekleri bir süreye kadar azabı kaldırınca, hemen yeminlerini bozmağa başladılar.

Tefhim-ul Kuran

Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye kadar, o iğrenç azabı çekip gideriverdik, onlar yine andlarını bozdular.

Yaşar Nuri Öztürk

Dolduracakları bir süreye kadar kendilerinden azabı kaldırdığımızda, hemen yeminlerini bozdular.