Kuran-i Kerim Suresi Araf ayet 123
Qur'an Surah Al-A'raf Verse 123
Araf [7]: 123 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
قَالَ فِرْعَوْنُ اٰمَنْتُمْ بِهٖ قَبْلَ اَنْ اٰذَنَ لَكُمْۚ اِنَّ هٰذَا لَمَكْرٌ مَّكَرْتُمُوْهُ فِى الْمَدِيْنَةِ لِتُخْرِجُوْا مِنْهَآ اَهْلَهَاۚ فَسَوْفَ تَعْلَمُوْنَ (الأعراف : ٧)
- qāla
- قَالَ
- Said
- dedi
- fir'ʿawnu
- فِرْعَوْنُ
- Firaun
- Fir'avn
- āmantum
- ءَامَنتُم
- "You believed
- inandınız mı?
- bihi
- بِهِۦ
- in him
- ona
- qabla
- قَبْلَ
- before
- önce
- an ādhana
- أَنْ ءَاذَنَ
- [that] I give permission
- ben izin vermeden
- lakum
- لَكُمْۖ
- to you
- size
- inna
- إِنَّ
- Indeed
- muhakkak ki
- hādhā
- هَٰذَا
- this
- bu
- lamakrun
- لَمَكْرٌ
- (is) surely a plot
- bir tuzaktır
- makartumūhu
- مَّكَرْتُمُوهُ
- you have plotted it
- kurduğunuz
- fī l-madīnati
- فِى ٱلْمَدِينَةِ
- in the city
- şehirde
- litukh'rijū
- لِتُخْرِجُوا۟
- so that you may drive out
- çıkarmak için
- min'hā
- مِنْهَآ
- from it
- oradan
- ahlahā
- أَهْلَهَاۖ
- its people
- halkını
- fasawfa
- فَسَوْفَ
- But soon
- ama yakında
- taʿlamūna
- تَعْلَمُونَ
- you will know
- bileceksiniz
Transliteration:
Qaala Fir'awnu aamantum bihee qabla an aazana lakum; inna haaza lamakrum makartumoohu filmadeenati litukhrijoo minhaaa ahlahaa fasawfa ta'almoon(QS. al-ʾAʿrāf:123)
English Sahih International:
Said Pharaoh, "You believed in him before I gave you permission. Indeed, this is a conspiracy which you conspired in the city to expel therefrom its people. But you are going to know. (QS. Al-A'raf, Ayah 123)
Diyanet Isleri:
Firavun: "Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu bu, halkı şehirden çıkarmak için düzdüğünüz bir hiledir, fakat siz göreceksiniz. And olsun ki, ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım" dedi. (Araf, ayet 123)
Abdulbaki Gölpınarlı
Firavun, ben size izin vermeden önce ona inanıyor musunuz dedi, bu, şüphe yok ki halkını oradan çıkarmak için şehirde kurup düzdüğünüz bir düzen; yakında ne yapacağımı öğrenirsiniz.
Adem Uğur
Firavun dedi ki: "Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarmak için kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında (başınıza gelecekleri) göreceksiniz!
Ali Bulaç
Firavun: "Ben size izin vermeden önce O'na iman ettiniz, öyle mi? Mutlaka bu, halkı buradan sürüp-çıkarmak amacıyla şehirde planladığınız bir tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz."
Ali Fikri Yavuz
Firavun, onlara şöyle dedi: “- Ben, size izin vermeden, siz ona iman ettiniz ha! Şüphesiz bu bir hiledir ki, siz onu, şehirde (Mısır’da) anlaşıp kurmuşsunuz; yerli halkı bu şehirden çıkarmak (ve kendiniz yerleşmek) istiyorsunuz. O halde (başınıza ne geleceğini) yakında bilirsiniz.
Celal Yıldırım
Fir´avn onlara: «Ben size izin vermeden ona imân mı ettiniz? Doğrusu bu, halkını çıkarmak için ülkede kurduğunuz bir hiledir; ama yakında (neler yapacağımı) göreceksiniz.
Diyanet Vakfı
Firavun dedi ki: "Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarmak için kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında (başınıza gelecekleri) göreceksiniz!
Edip Yüksel
Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? Bu bir plandır. Şehirde bu planı kurdunuz ki halkını oradan çıkarasınız. Ama yakında bileceksiniz!," dedi,
Elmalılı Hamdi Yazır
Firavun: "Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!" dedi. "Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız!"
Fizilal-il Kuran
Firavun onlara dedi ki; «Ben izin vermeden O´na inandınız, öyle mi? Bu, bu kentin halkını buradan çıkarabilmek için daha önceden burada tekrarladığınız bir komplodur, ama yakında başınıza neler geleceğini öğreneceksiniz!»
Gültekin Onan
Firavun: "Ben size izin vermeden önce O´na inandınız, öyle mi? Mutlaka bu, ehli (halkı) buradan sürüp çıkarmak amacıyla şehirde tasarladığınız bir tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşı ne yapacağımı) bileceksiniz."
Hasan Basri Çantay
Fir´avn «Ben size izin vermeden, dedi, Ona îman mı etdiniz? Bu, hiç şübhesiz ki şehirde — onun halkını içinden çıkarmanız için — kurduğunuz bir hıylekârlıkdır. Yakında (başınıza ne geleceğini) bilirsiniz siz».
İbni Kesir
Firavun dedi ki: Ben size izin vermeden mi ona inandınız? Doğrusu bu; halkı şehirden çıkarmanız için düşündüğünüz bir hiledir. Fakat yakında bilirsiniz siz.
İskender Ali Mihr
Firavun şöyle dedi: “Benim size izin vermemden önce ona îmân (mı) ettiniz? Muhakkak ki bu, şehirde onun halkını oradan çıkarmanız için kurduğunuz bir hiledir (tuzaktır). Artık yakında bileceksiniz (öğreneceksiniz).”
Muhammed Esed
Firavun: "Ben size izin vermeden ona inandınız, öyle mi?" dedi, "Bakın, bu sizin yaptığınız sinsice hazırlanmış bir tuzak; hem de bu (benim kendi) şehrimde, böylelikle ahalisini çekip götürmek için... Ama (bekleyin) yakında göreceksiniz:
Muslim Shahin
Firavun dedi ki: «Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarmak için kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında (başınıza gelecekleri) göreceksiniz!
Ömer Nasuhi Bilmen
Fir´avun dedi ki: «Ben size izin vermeden evvel O´na imân etmişsiniz. Şüphe yok bu bir hud´adır. Siz bu hud´ayı şehirde yaptınız ki, ahalisini ondan çıkarıveresiniz. Artık yakında bileceksiniz.»
Rowwad Translation Center
Firavun, onlara şöyle dedi: "Ben size izin vermeden önce, ona iman mı ettiniz? Bu kesin bir tuzaktır. Halkı şehirden çıkarmak için, bu tuzağı kurdunuz. Artık yakında bileceksiniz."
Şaban Piriş
-Ben size izin vermeden önce, ona iman mı ettiniz? Bu kesin bir tuzaktır. Halkı şehirden çıkarmak için, bu tuzağı kurdunuz. Bu yüzden siz görürsünüz.
Shaban Britch
Firavun, onlara şöyle dedi: Ben size izin vermeden önce, ona iman mı ettiniz? Bu kesin bir tuzaktır. Halkı şehirden çıkarmak için, bu tuzağı kurdunuz. Artık yakında bileceksiniz.
Suat Yıldırım
Firavun dedi ki: “Demek siz, benden izin almadan ona iman ettiniz hâ!Şüphe yok ki bu, yerli olan kıbtî ahaliyi yurtlarından sürmek için, sizin şehirde beraberce planladığınız gizli bir oyundur.Ama yakında bileceksiniz başınıza gelecekleri! Evet, ellerinizi ve ayaklarınızı, değişik taraflardan olarak keseceğim, sonra da hepinizi toptan asacağım!” [20,71]
Süleyman Ateş
Fir'avn: "Ben size izin vermeden ona inandınız mı?" dedi. "Bu, bir tuzaktır, şehirde bu tuzağı kurdunuz ki, halkını oradan çıkarasınız, ama yakında (başınıza gelecekleri) bileceksiniz!"
Tefhim-ul Kuran
Firavun: «Ben size izin vermeden önce O´na iman ettiniz, öyle mi? Mutlaka bu, halkı burdan sürüp çıkarmak amacıyla şehirde planladığınız bir tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz.»
Yaşar Nuri Öztürk
Firavun dedi ki: "Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Bu, şehirde tezgâhladığınız bir tuzaktır ki, bununla şehir halkını oradan çıkarmak peşindesiniz. Yakında anlarsınız."