Kuran-i Kerim Suresi Kalem ayet 23
Qur'an Surah Al-Qalam Verse 23
Kalem [68]: 23 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
فَانْطَلَقُوْا وَهُمْ يَتَخَافَتُوْنَۙ (القلم : ٦٨)
- fa-inṭalaqū
- فَٱنطَلَقُوا۟
- So they went
- derken yürüdüler
- wahum
- وَهُمْ
- while they
- ve onlar
- yatakhāfatūna
- يَتَخَٰفَتُونَ
- lowered (their) voices
- fısıldaşıyorlardı
Transliteration:
Fantalaqoo wa hum yatakhaafatoon(QS. al-Q̈alam:23)
English Sahih International:
So they set out, while lowering their voices, (QS. Al-Qalam, Ayah 23)
Diyanet Isleri:
"Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın" diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı. (Kalem, ayet 23)
Abdulbaki Gölpınarlı
Derken yola düştüler ve birbirlerine de gizlice diyorlardı ki.
Adem Uğur
Derken yürüyorlardı; fısıldaşıyorlardı.
Ali Bulaç
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp-gittiler:
Ali Fikri Yavuz
Hemen fırladılar; aralarında şöyle fısıldaşıyorlardı:
Celal Yıldırım
(23-24) Derken hemen yola koyuldular ve şöyle fısıldaştılar: «Sakın bugün ürünlerimizin orada aramıza bir yoksul sokulmasın.»
Diyanet Vakfı
Derken yürüyorlardı; fısıldaşıyorlardı.
Edip Yüksel
Derken yola çıktılar, aralarında konuşuyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır
Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.
Fizilal-il Kuran
Derken yürüdüler ve şöyle fısıldaşıyorlardı:
Gültekin Onan
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Hasan Basri Çantay
Derken onlar aralarında fısıldaşarak gitdiler:
İbni Kesir
Ve gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.
İskender Ali Mihr
Bundan sonra aralarında gizlice konuşarak (evden) ayrıldılar.
Muhammed Esed
Derken yola koyuldular, giderken fısıldaşıyorlardı:
Muslim Shahin
fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular.
Ömer Nasuhi Bilmen
(22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler.
Rowwad Translation Center
Kendi aralarında fısıldaşarak yola koyuldular.
Şaban Piriş
(22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.
Shaban Britch
Diye gizlice konuşarak yola düştüler.
Suat Yıldırım
Hemen yola koyuldular. Bir taraftan da aralarında şöyle fiskos ediyorlardı: “Sakın, bugün yanımıza fakir fukara gelmesin, onların bahçeye girmelerine hiç imkân vermeyin!”
Süleyman Ateş
Derken yürüdüler; fısıldaşıyorlardı:
Tefhim-ul Kuran
Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler:
Yaşar Nuri Öztürk
Yola koyuldular. Aralarında fısıldaşıyorlardı: