Skip to content

Suresi Saf - Page: 2

As-Saf

(aṣ-Ṣaff)

11

تُؤْمِنُوْنَ بِاللّٰهِ وَرَسُوْلِهٖ وَتُجَاهِدُوْنَ فِيْ سَبِيْلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْۗ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُوْنَۙ ١١

tu'minūna
تُؤْمِنُونَ
inanırsınız
bil-lahi
بِٱللَّهِ
Allah'a
warasūlihi
وَرَسُولِهِۦ
ve Elçisine
watujāhidūna
وَتُجَٰهِدُونَ
ve cihadedersiniz
fī sabīli
فِى سَبِيلِ
yolunda
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah
bi-amwālikum
بِأَمْوَٰلِكُمْ
mallarınızla
wa-anfusikum
وَأَنفُسِكُمْۚ
ve canlarınızla
dhālikum
ذَٰلِكُمْ
işte budur
khayrun
خَيْرٌ
en iyisi
lakum
لَّكُمْ
sizin için
in
إِن
eğer
kuntum
كُنتُمْ
iseniz
taʿlamūna
تَعْلَمُونَ
biliyor(lar)
Allah'a ve Peygamberine inanırsınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla cihat edersiniz; bilseniz, bu sizin için en iyi yoldur. ([61] Saf: 11)
Tefsir
12

يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوْبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنّٰتٍ تَجْرِيْ مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهٰرُ وَمَسٰكِنَ طَيِّبَةً فِيْ جَنّٰتِ عَدْنٍۗ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيْمُۙ ١٢

yaghfir
يَغْفِرْ
bağışlasın
lakum
لَكُمْ
sizin
dhunūbakum
ذُنُوبَكُمْ
günahlarınızı
wayud'khil'kum
وَيُدْخِلْكُمْ
ve sizi koysun
jannātin
جَنَّٰتٍ
cennetlere
tajrī
تَجْرِى
akan
min taḥtihā
مِن تَحْتِهَا
altlarından
l-anhāru
ٱلْأَنْهَٰرُ
ırmaklar
wamasākina
وَمَسَٰكِنَ
ve konutlara
ṭayyibatan
طَيِّبَةً
güzel
فِى
içinde
jannāti
جَنَّٰتِ
bahçeler
ʿadnin
عَدْنٍۚ
durulmağa değer
dhālika
ذَٰلِكَ
işte budur
l-fawzu
ٱلْفَوْزُ
başarı
l-ʿaẓīmu
ٱلْعَظِيمُ
büyük
Böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı size bağışlar, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur. ([61] Saf: 12)
Tefsir
13

وَاُخْرٰى تُحِبُّوْنَهَاۗ نَصْرٌ مِّنَ اللّٰهِ وَفَتْحٌ قَرِيْبٌۗ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِيْنَ ١٣

wa-ukh'rā
وَأُخْرَىٰ
bir şey daha var
tuḥibbūnahā
تُحِبُّونَهَاۖ
seveceğiniz
naṣrun
نَصْرٌ
bir zafer
mina l-lahi
مِّنَ ٱللَّهِ
Allahtan
wafatḥun
وَفَتْحٌ
ve bir fetih
qarībun
قَرِيبٌۗ
yakın
wabashiri
وَبَشِّرِ
ve müjdele
l-mu'minīna
ٱلْمُؤْمِنِينَ
mü'minleri
Bundan başka, sevdiğiniz bir şey daha: Allah katından bir yardım ve yakın bir zafer vardır. İnananlara müjde ver. ([61] Saf: 13)
Tefsir
14

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا كُوْنُوْٓا اَنْصَارَ اللّٰهِ كَمَا قَالَ عِيْسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيّٖنَ مَنْ اَنْصَارِيْٓ اِلَى اللّٰهِ ۗقَالَ الْحَوَارِيُّوْنَ نَحْنُ اَنْصَارُ اللّٰهِ فَاٰمَنَتْ طَّاۤىِٕفَةٌ مِّنْۢ بَنِيْٓ اِسْرَاۤءِيْلَ وَكَفَرَتْ طَّاۤىِٕفَةٌ ۚفَاَيَّدْنَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا عَلٰى عَدُوِّهِمْ فَاَصْبَحُوْا ظَاهِرِيْنَ ࣖ ١٤

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
ey
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
kūnū
كُونُوٓا۟
olun
anṣāra
أَنصَارَ
yardımcıları
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
kamā
كَمَا
nitekim
qāla
قَالَ
demişti
ʿīsā
عِيسَى
Îsa
ub'nu
ٱبْنُ
oğlu
maryama
مَرْيَمَ
Meryem
lil'ḥawāriyyīna
لِلْحَوَارِيِّۦنَ
havarilere
man
مَنْ
kimdir?
anṣārī
أَنصَارِىٓ
benim yardımcılarım
ilā
إِلَى
(yolunda)
l-lahi
ٱللَّهِۖ
Allah
qāla
قَالَ
dediler
l-ḥawāriyūna
ٱلْحَوَارِيُّونَ
havariler
naḥnu
نَحْنُ
biziz
anṣāru
أَنصَارُ
yardımcların
l-lahi
ٱللَّهِۖ
Allah(yolun)un
faāmanat
فَـَٔامَنَت
inandı
ṭāifatun
طَّآئِفَةٌ
bir zümre
min banī
مِّنۢ بَنِىٓ
oğullarından
is'rāīla
إِسْرَٰٓءِيلَ
İsrail
wakafarat
وَكَفَرَت
ve inkar etti
ṭāifatun
طَّآئِفَةٌۖ
bir zümre
fa-ayyadnā
فَأَيَّدْنَا
biz de destekledik
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseleri
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(ları)
ʿalā
عَلَىٰ
karşı
ʿaduwwihim
عَدُوِّهِمْ
düşmanlarına
fa-aṣbaḥū
فَأَصْبَحُوا۟
onlar oldular
ẓāhirīna
ظَٰهِرِينَ
üstün gelenlerden
Ey inananlar! Allah'ın dininin yardımcıları olun. Nitekim, Meryem oğlu İsa, Havarilere: "Allah'a giden yolda yardımcılarım kimlerdir?" deyince, Havariler: "Allah'ın dininin yardımcıları biziz" demişlerdi. İsrailoğullarının bir takımı böylece inanmış, bir takımı da inkar etmişti; ama Biz, inananları düşmanlarına karşı destekledik de üstün geldiler. ([61] Saf: 14)
Tefsir