Skip to content

Kuran-i Kerim Suresi Enam ayet 98

Qur'an Surah Al-An'am Verse 98

Enam [6]: 98 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)

وَهُوَ الَّذِيْٓ اَنْشَاَكُمْ مِّنْ نَّفْسٍ وَّاحِدَةٍ فَمُسْتَقَرٌّ وَّمُسْتَوْدَعٌ ۗقَدْ فَصَّلْنَا الْاٰيٰتِ لِقَوْمٍ يَّفْقَهُوْنَ (الأنعام : ٦)

wahuwa
وَهُوَ
And He
ve O'dur
alladhī
ٱلَّذِىٓ
(is) the One Who
kimse
ansha-akum
أَنشَأَكُم
(has) produced you
sizi inşa eden
min nafsin
مِّن نَّفْسٍ
from a soul
nefisten
wāḥidatin
وَٰحِدَةٍ
single
bir tek
famus'taqarrun
فَمُسْتَقَرٌّ
so (there is) a place of dwelling
(sizin için) bir karar
wamus'tawdaʿun
وَمُسْتَوْدَعٌۗ
and a resting place
ve emanet yeri vardır
qad
قَدْ
Certainly
gerçekten
faṣṣalnā
فَصَّلْنَا
We have made clear
biz genişçe açıkladık
l-āyāti
ٱلْءَايَٰتِ
the Signs
ayetleri
liqawmin
لِقَوْمٍ
for a people
bir toplum için
yafqahūna
يَفْقَهُونَ
(who) understand
anlayan

Transliteration:

Wa hhuwal lazeee ansha akum min nasinw waahidatin famustaqarrunw wa mustawda'; qad fassalnal Aayaati liqaw miny-yafqahoon (QS. al-ʾAnʿām:98)

English Sahih International:

And it is He who produced you from one soul and [gave you] a place of dwelling and of storage. We have detailed the signs for a people who understand. (QS. Al-An'am, Ayah 98)

Diyanet Isleri:

O, sizi bir tek nefisten, babaların sulbünde kararlaşmış ve anaların rahminde kararlaşmakta olarak yaratandır. Anlayan millet için ayetleri uzun uzadıya açıkladık. (Enam, ayet 98)

Abdulbaki Gölpınarlı

Sizi bir tek kişiden meydana getirmiştir de size bir eğlenecek yurt, bir de eğreti olarak kalınacak yer tayin etmiştir. Anlayan topluluğa delillerimizi açıkça bildirmedeyiz.

Adem Uğur

O, sizi bir tek nefisten (Âdem´den) yaratandır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. Anlayan bir toplum için âyetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık.

Ali Bulaç

O, sizi tek bir nefisten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık.

Ali Fikri Yavuz

Sizi tek bir nefisten (Âdemden) yaratan O’dur. Böylece size, dünyada bir parça karar yeri ve kabirde muvakkaten durmak vardır. Biz, anlayan kimselere âyet ve alâmetleri açıkça bildirdik.

Celal Yıldırım

O ki sizi bir tek nefsten meydana getirdi. Bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Gerçekten biz anlayışlı bir millete âyetlerimizi bir bir açıkladık.

Diyanet Vakfı

O, sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yaratandır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. Anlayan bir toplum için ayetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık.

Edip Yüksel

O'dur sizi bir tek kişiden inşa eden. Nitekim bir karar kılmayı bir ayrılış izler. Ayetleri, anlayan bir toplum için açıklamışızdır

Elmalılı Hamdi Yazır

Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Sonra sizin için bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Biz âyetlerimizi, anlayan bir toplum için apaçık beyan ettik.

Fizilal-il Kuran

O ki, sizi bir tek nefisten oluşturdu. Arkasından sizin için bir barınma ve bir geçiş yeri belirledi. Biz anlayanlar için ayetleri ayrıntılı biçimde açıkladık.

Gültekin Onan

O sizi tek bir nefsten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen (yefkahun) bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık.

Hasan Basri Çantay

O, sizi bir tek candan yaratandır. Sonra (sizin için) bir karaar yeri, bir de emânet yeri (vardır). Biz iyi ve ince anlayacak zümrelere âyetlerimizi hakıykaten açıkça bildirdik.

İbni Kesir

Ve O´dur; sizi bir tek nefisten yaratmış olan. Sonra bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Ayetlerimizi, anlayan bir kavim için uzun uzadıya açıkladık.

İskender Ali Mihr

Sizi bir tek nefsten (Âdem (A.S)´dan) yaratan ve böylece (sizin için) kararlı bir kalma yeri (fizik vücudumuz için yeryüzü: dünya), bir de emanet kalma yeri (nefsimiz için cennet ve cehenneme gitmeden önce geçici olarak beklenilen yer; berzah âlemi) dizayn eden O´dur. Fıkıh eden bir toplum için, âyetleri ayrı ayrı detayları ile açıkladık.

Muhammed Esed

Bir canlıdan sizi(n hepinizi) var eden Odur, ve O (sizin her biriniz için yeryüzünde) bir vade ve (ölümden sonra) bir dinlenme yeri (tayin etmiştir): Biz bu mesajları hakikati kavrayabilecek insanlar için açık ve anlaşılır kılmaktayız!

Muslim Shahin

Sizi tek bir nefisten (Âdem) inşa edip yaratan O'dur; sizin için (babalarınızın sulbünde) bir kalış sûresi ve (ana rahminde) kalacak bir yer vardır. Biz, anlayan kimseler için âyetleri ayrıntılı bir şekilde açıklamışızdır.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve O (o Hâlik-i Hakîm)dir ki sizleri bir tek nefisten yaratmıştır. Artık bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Hakkâ ki, Biz âyetleri ince anlayışlılar olan bir kavim için uzun uzadıya açıkladık.

Rowwad Translation Center

O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.

Şaban Piriş

Sizi tek bir nefisten ortaya çıkaran O’dur. Sizin için bir yerleşme yeri ve bir de ayrılış yeri vardır. İnce bir anlayışa sahip olanlar için ayetleri açıklamışızdır.

Shaban Britch

Sizi tek bir nefisten ortaya çıkaran O’dur. Sizin bir karar kılma yeriniz (ana rahmi), bir de emanet bırakılma yeriniz (babaların sulbü) var. Anlayan bir toplum için âyetleri ayrıntılı olarak açıklamışızdır.

Suat Yıldırım

Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Sonra sizin için; bir kalacak yer, bir de emanet olarak duracak yer vardır. Biz âyetlerimizi anlayan kimseler için açıkça bildirdik. [4,1]

Süleyman Ateş

Odur ki sizi bir tek nefisten inşa etti. Sizin için bir kalış ve bir emanet olarak konuluş yeri ve süresi vardır. Gerçekten biz, anlayan bir toplum için ayetleri geniş geniş açıkladık.

Tefhim-ul Kuran

O, sizi tek bir nefisten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık.

Yaşar Nuri Öztürk

Sizi bir tek canlıdan vücuda getiren O'dur! Bu oluşumda bir karar kılma yeri var, bir de emanet olarak kalma yeri. İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldık.