Kuran-i Kerim Suresi Enam ayet 110
Qur'an Surah Al-An'am Verse 110
Enam [6]: 110 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
وَنُقَلِّبُ اَفْـِٕدَتَهُمْ وَاَبْصَارَهُمْ كَمَا لَمْ يُؤْمِنُوْا بِهٖٓ اَوَّلَ مَرَّةٍ وَّنَذَرُهُمْ فِيْ طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُوْنَ ࣖ ۔ (الأنعام : ٦)
- wanuqallibu
- وَنُقَلِّبُ
- And We will turn
- ve ters çeviririz
- afidatahum
- أَفْـِٔدَتَهُمْ
- their hearts
- gönüllerini
- wa-abṣārahum
- وَأَبْصَٰرَهُمْ
- and their sights
- ve gözlerini
- kamā
- كَمَا
- (just) as
- gibi
- lam yu'minū
- لَمْ يُؤْمِنُوا۟
- not they believe
- inanmadıkları
- bihi
- بِهِۦٓ
- in it
- ona
- awwala
- أَوَّلَ
- (the) first
- ilk
- marratin
- مَرَّةٍ
- time
- defasında
- wanadharuhum
- وَنَذَرُهُمْ
- And We will leave them
- ve bırakırız onları
- fī
- فِى
- in
- içinde
- ṭugh'yānihim
- طُغْيَٰنِهِمْ
- their transgression
- azgınlıkları
- yaʿmahūna
- يَعْمَهُونَ
- wandering blindly
- bocalayıp dururlar
Transliteration:
Wa nuqallibu af'idatahum wa absaarahum kamaa lam yu'minoo biheee awwala marratinw wa wa nazaruhum fee tughyaanihim ya'mahoon(QS. al-ʾAnʿām:110)
English Sahih International:
And We will turn away their hearts and their eyes just as they refused to believe in it [i.e., the revelation] the first time. And We will leave them in their transgression, wandering blindly. (QS. Al-An'am, Ayah 110)
Diyanet Isleri:
Onların kalblerini, gözlerini, ona ilk defa inanmadıkları gibi çeviririz; onları taşkınlıkları içinde şaşkın şaşkın bırakırız. (Enam, ayet 110)
Abdulbaki Gölpınarlı
Biz, onların gönüllerini, gözlerini tersine çevirmişiz, evvelce inanmadıkları gibi gene inanmazlar ve biz, onları taşkınlıklarında şaşkın bir halde terketmişiz.
Adem Uğur
Yine O´na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve onları şaşkın olarak azgınlıkları içerisinde bırakırız.
Ali Bulaç
Biz onların kalplerini ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terk ederiz.
Ali Fikri Yavuz
Biz onların kalblerini ve gözlerini, gerçeği anlayıp görmekten çeviririz; ilk önce buna iman etmedikleri hal üzere kendilerini bırakıveririz de azgınlıkları içinde dalıp giderler.
Celal Yıldırım
Onların gönüllerini ve gözlerini İlk önce inanmadıkları gibi ters çeviririz ve kendilerini azgınlıkları içinde bırakırız da bocalayıp dururlar.
Diyanet Vakfı
Yine O'na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve onları şaşkın olarak azgınlıkları içerisinde bırakırız.
Edip Yüksel
İlk başta inanmamaya karar verdikleri için anlaklarını ve gözlerini çevirip azgınlıkları içinde bocalar durumda bırakırız
Elmalılı Hamdi Yazır
Biz onların kalblerini ve gözlerini çeviririz de, onlar, ilkin iman etmedikleri gibi, gene de iman etmezler. Biz de onları taşkınlıkları içerisinde kör ve şaşkın bırakırız.
Fizilal-il Kuran
Onların gönüllerini ve gözlerini ters çevirerek kendilerini iman etmekten kaçındıkları ilk durumlarına döndürür ve azgınlıkları içinde debelenmeye bırakırız.
Gültekin Onan
Biz onların yüreklerini (efidet) ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz (nükallibu) ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terkederiz.
Hasan Basri Çantay
Onlar, evvelce indirilen (âyet) lere îman etmedikleri gibi (bundan sonra da îman etmeyeceklerdir). Biz, onların gönüllerini ve gözlerini (ters) çevirmiş, kendilerini azgınlıkları, taşkınlıkları içinde serseri ve şaşırmış oldukları halde terketmiş bulunuyoruz.
İbni Kesir
Biz, onların kalblerini ve gözlerini çeviririz de ona ilk defa iman etmedikleri gibi azgınlıkları içinde kör ve şaşkın bırakırız.
İskender Ali Mihr
Ve onların fuad hassalarını (nefsin kalbinin idrak hassalarını) ve basiretlerini (nefsin kalp gözünün görme hassalarını) evvelce O´na inanmadıkları (mü´min olmadıkları) ilk zamanki hallerine çeviririz. Onları, azgınlıkları içinde şaşkın bırakırız.
Muhammed Esed
kalplerini ve gözlerini (hakikatten) ayırdığımız sürece, tıpkı ona ilk başta inanmadıkları gibi: ve (böylece) Biz körce ileri geri yalpalayıp dursunlar diye onları küstahça kibirleri ile baş başa bırakırız.
Muslim Shahin
Yine O’na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve onları şaşkın olarak azgınlıkları içerisinde bırakırız .
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve Biz onların kalplerini ve gözlerini O´na evvelce de imân etmedikleri gibi tersine döndürürüz. Ve onları o tuğyanları içinde körükörüne yuvarlanır gider bir halde bırakırız.
Rowwad Translation Center
Onların kalplerini ve gözlerini tersine çeviririz de, ilk defa iman etmedikleri gibi yine iman etmezler. Biz de onları azgınlıkları içinde bocalar bir halde bırakırız.
Şaban Piriş
Onların kalplerini ve basiretlerini tersine çeviririz de, ilk defa inanmadıkları gibi yine inanmazlar. Biz de onları azgınlıkları içinde bocalar bir halde bırakırız.
Shaban Britch
Onların kalplerini ve gözlerini tersine çeviririz de, ilk defa inanmadıkları gibi yine inanmazlar. Biz de onları azgınlıkları içinde bocalar bir halde bırakırız.
Suat Yıldırım
Onların kalplerini ve gözlerini ters çeviririz. İlkin ona inanmadıkları gibi o mûcizeyi gördükten sonra da inanmazlar ve onları taşkınlıkları içinde şaşkın şaşkın bırakırız.
Süleyman Ateş
Gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilkin ona inanmadıkları gibi (mu'cizeyi gördükten sonra da inanmazlar) ve bırakırız onları, azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.
Tefhim-ul Kuran
Biz onların kalplerini ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terkederiz.
Yaşar Nuri Öztürk
Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk seferinde buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar.