Skip to content

Suresi Mücadele - Page: 2

Al-Mujadila

(al-Mujādilah)

11

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْٓا اِذَا قِيْلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوْا فِى الْمَجٰلِسِ فَافْسَحُوْا يَفْسَحِ اللّٰهُ لَكُمْۚ وَاِذَا قِيْلَ انْشُزُوْا فَانْشُزُوْا يَرْفَعِ اللّٰهُ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا مِنْكُمْۙ وَالَّذِيْنَ اُوْتُوا الْعِلْمَ دَرَجٰتٍۗ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُوْنَ خَبِيْرٌ ١١

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
ey
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوٓا۟
inanan(lar)
idhā
إِذَا
zaman
qīla
قِيلَ
dendiği
lakum
لَكُمْ
size
tafassaḥū
تَفَسَّحُوا۟
yer açın
fī l-majālisi
فِى ٱلْمَجَٰلِسِ
meclislerde
fa-if'saḥū
فَٱفْسَحُوا۟
yer açın ki
yafsaḥi
يَفْسَحِ
genişlik versin
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
lakum
لَكُمْۖ
size
wa-idhā
وَإِذَا
zaman da
qīla
قِيلَ
dendiği
unshuzū
ٱنشُزُوا۟
kalkın
fa-unshuzū
فَٱنشُزُوا۟
kalkın ki
yarfaʿi
يَرْفَعِ
yükseltsin
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseleri
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(ları)
minkum
مِنكُمْ
sizden
wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
ve kendilerine
ūtū
أُوتُوا۟
verilenleri
l-ʿil'ma
ٱلْعِلْمَ
ilim
darajātin
دَرَجَٰتٍۚ
derecelerle
wal-lahu
وَٱللَّهُ
ve Allah
bimā
بِمَا
şeyleri
taʿmalūna
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınız
khabīrun
خَبِيرٌ
haber almaktadır
Ey inananlar! Toplantılarda, size, "Yer açın" denince yer açın ki Allah da size genişlik versin; "Kalkın" denildiği zaman da hemen kalkın ki, Allah, içinizden inanmış olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah işlediklerinizden haberdardır. ([58] Mücadele: 11)
Tefsir
12

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْٓا اِذَا نَاجَيْتُمُ الرَّسُوْلَ فَقَدِّمُوْا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوٰىكُمْ صَدَقَةً ۗذٰلِكَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَاَطْهَرُۗ فَاِنْ لَّمْ تَجِدُوْا فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُوْرٌ رَّحِيْمٌ ١٢

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
ey
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوٓا۟
inanan(lar)
idhā
إِذَا
zaman
nājaytumu
نَٰجَيْتُمُ
siz gizli konuşacağınız
l-rasūla
ٱلرَّسُولَ
Elçi ile
faqaddimū
فَقَدِّمُوا۟
verin
bayna
بَيْنَ
önce
yaday
يَدَىْ
önce
najwākum
نَجْوَىٰكُمْ
gizli konuşmanızdan
ṣadaqatan
صَدَقَةًۚ
bir sadaka
dhālika
ذَٰلِكَ
bu
khayrun
خَيْرٌ
daha hayırlıdır
lakum
لَّكُمْ
sizin için
wa-aṭharu
وَأَطْهَرُۚ
ve daha temizdir
fa-in
فَإِن
şayet
lam tajidū
لَّمْ تَجِدُوا۟
bulamazsınız
fa-inna
فَإِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
ghafūrun
غَفُورٌ
bağışlayandır
raḥīmun
رَّحِيمٌ
esirgeyendir
Ey inananlar! Peygamberle hususi olarak konuşacağınızda, bu konuşmanızdan önce fakirlere sadaka veriniz; bu, sizin daha iyi ve daha temiz olmanız içindir. Eğer sadaka verecek bir şey bulamazsanız üzülmeyiniz. Allah şüphesiz bağışlayandır, acıyandır. ([58] Mücadele: 12)
Tefsir
13

ءَاَشْفَقْتُمْ اَنْ تُقَدِّمُوْا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوٰىكُمْ صَدَقٰتٍۗ فَاِذْ لَمْ تَفْعَلُوْا وَتَابَ اللّٰهُ عَلَيْكُمْ فَاَقِيْمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَطِيْعُوا اللّٰهَ وَرَسُوْلَهٗ ۗوَاللّٰهُ خَبِيْرٌ ۢبِمَا تَعْمَلُوْنَ ࣖ ١٣

a-ashfaqtum
ءَأَشْفَقْتُمْ
korktunuz mu?
an tuqaddimū
أَن تُقَدِّمُوا۟
vermenizden
bayna
بَيْنَ
önce
yaday
يَدَىْ
önce
najwākum
نَجْوَىٰكُمْ
gizli konuşmanızdan
ṣadaqātin
صَدَقَٰتٍۚ
sadaka
fa-idh
فَإِذْ
çünkü
lam tafʿalū
لَمْ تَفْعَلُوا۟
yapmadınız
watāba
وَتَابَ
ve affetti
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
ʿalaykum
عَلَيْكُمْ
sizi
fa-aqīmū
فَأَقِيمُوا۟
artık kılın
l-ṣalata
ٱلصَّلَوٰةَ
namazı
waātū
وَءَاتُوا۟
ve verin
l-zakata
ٱلزَّكَوٰةَ
zekatı
wa-aṭīʿū
وَأَطِيعُوا۟
ve ita'at edin
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'a
warasūlahu
وَرَسُولَهُۥۚ
ve Elçisine
wal-lahu
وَٱللَّهُ
ve Allah
khabīrun
خَبِيرٌۢ
bilmektedir
bimā
بِمَا
şeyleri
taʿmalūna
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınız
Hususi konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü ki bunu yerine getirmediniz? Ama Allah, tevbenizi kabul etmiştir. Öyleyse namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Peygamberine itaat edin. Allah, işlediklerinizden haberdardır. ([58] Mücadele: 13)
Tefsir
14

۞ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذِيْنَ تَوَلَّوْا قَوْمًا غَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْۗ مَا هُمْ مِّنْكُمْ وَلَا مِنْهُمْۙ وَيَحْلِفُوْنَ عَلَى الْكَذِبِ وَهُمْ يَعْلَمُوْنَ ١٤

alam tara
أَلَمْ تَرَ
görmedin mi?
ilā alladhīna
إِلَى ٱلَّذِينَ
kimseleri
tawallaw
تَوَلَّوْا۟
dost edinen(leri)
qawman
قَوْمًا
bir topluluğu
ghaḍiba
غَضِبَ
gazabettiği
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah'ın
ʿalayhim
عَلَيْهِم
kendilerine
مَّا
değildir
hum
هُم
onlar
minkum
مِّنكُمْ
sizden
walā
وَلَا
ve değildir
min'hum
مِنْهُمْ
onlardan
wayaḥlifūna
وَيَحْلِفُونَ
ve yemin ediyorlar
ʿalā
عَلَى
üzere
l-kadhibi
ٱلْكَذِبِ
yalan
wahum
وَهُمْ
ve onlar
yaʿlamūna
يَعْلَمُونَ
bilerek
Allah'ın gazabettiği milleti dost edinen münafıkları görmedin mi? Onlar ne sizdendir ne de onlardan, bile bile, yalan yere yemin etmektedirler. ([58] Mücadele: 14)
Tefsir
15

اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدِيْدًاۗ اِنَّهُمْ سَاۤءَ مَا كَانُوْا يَعْمَلُوْنَ ١٥

aʿadda
أَعَدَّ
hazırlamıştır
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
lahum
لَهُمْ
onlar için
ʿadhāban
عَذَابًا
bir azab
shadīdan
شَدِيدًاۖ
çetin
innahum
إِنَّهُمْ
şüphesiz onlar
sāa
سَآءَ
ne kötü
مَا
şeyler
kānū yaʿmalūna
كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
yapıyorlar
Allah, onlara çetin bir azap hazırlamıştır. İşledikleri şey ne kötüdür! ([58] Mücadele: 15)
Tefsir
16

اِتَّخَذُوْٓا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوْا عَنْ سَبِيْلِ اللّٰهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُّهِيْنٌ ١٦

ittakhadhū
ٱتَّخَذُوٓا۟
yaptılar
aymānahum
أَيْمَٰنَهُمْ
yeminlerini
junnatan
جُنَّةً
kalkan
faṣaddū
فَصَدُّوا۟
ve engel oldular
ʿan sabīli
عَن سَبِيلِ
yolundan
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
falahum
فَلَهُمْ
onlar için vardır
ʿadhābun
عَذَابٌ
bir azab
muhīnun
مُّهِينٌ
küçük düşürücü
Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular; onlara alçaltıcı bir azap vardır. ([58] Mücadele: 16)
Tefsir
17

لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ اَمْوَالُهُمْ وَلَآ اَوْلَادُهُمْ مِّنَ اللّٰهِ شَيْـًٔاۗ اُولٰۤىِٕكَ اَصْحٰبُ النَّارِۗ هُمْ فِيْهَا خٰلِدُوْنَ ١٧

lan tugh'niya
لَّن تُغْنِىَ
koruyamaz
ʿanhum
عَنْهُمْ
kendilerini
amwāluhum
أَمْوَٰلُهُمْ
malları
walā
وَلَآ
ne de
awlāduhum
أَوْلَٰدُهُم
çocukları
mina
مِّنَ
karşı
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'a
shayan
شَيْـًٔاۚ
hiçbir şey
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
onlar
aṣḥābu
أَصْحَٰبُ
halkıdır
l-nāri
ٱلنَّارِۖ
ateş
hum
هُمْ
onlar
fīhā
فِيهَا
orada
khālidūna
خَٰلِدُونَ
sürekli kalacaklardır
Malları ve çocukları, onlara, Allah katında bir fayda sağlamaz. Onlar cehennemliklerdir, orada temelli kalacaklardır. ([58] Mücadele: 17)
Tefsir
18

يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللّٰهُ جَمِيْعًا فَيَحْلِفُوْنَ لَهٗ كَمَا يَحْلِفُوْنَ لَكُمْ وَيَحْسَبُوْنَ اَنَّهُمْ عَلٰى شَيْءٍۗ اَلَآ اِنَّهُمْ هُمُ الْكٰذِبُوْنَ ١٨

yawma
يَوْمَ
(o) gün
yabʿathuhumu
يَبْعَثُهُمُ
tekrar diriltir
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
jamīʿan
جَمِيعًا
onların hepsini
fayaḥlifūna
فَيَحْلِفُونَ
sonra yemin ederler
lahu
لَهُۥ
O'na da
kamā
كَمَا
gibi
yaḥlifūna
يَحْلِفُونَ
yemin ettikleri
lakum
لَكُمْۖ
size
wayaḥsabūna
وَيَحْسَبُونَ
ve sanırlar
annahum
أَنَّهُمْ
kendilerini
ʿalā
عَلَىٰ
üzerinde
shayin
شَىْءٍۚ
bir şey
alā
أَلَآ
iyi bilin ki
innahum
إِنَّهُمْ
elbette onlar
humu
هُمُ
onlar
l-kādhibūna
ٱلْكَٰذِبُونَ
yalancılardır
Allah, onların hepsini tekrar dirilttiği gün, size yemin ettikleri gibi O'na yemin ederler; kendilerine bir yarar sağlayacağını sanırlar. Dikkat edin; onlar şüphesiz yalancıdırlar. ([58] Mücadele: 18)
Tefsir
19

اِسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطٰنُ فَاَنْسٰىهُمْ ذِكْرَ اللّٰهِ ۗ اُولٰۤىِٕكَ حِزْبُ الشَّيْطٰنِۗ اَلَآ اِنَّ حِزْبَ الشَّيْطٰنِ هُمُ الْخٰسِرُوْنَ ١٩

is'taḥwadha
ٱسْتَحْوَذَ
kuşatmıştır
ʿalayhimu
عَلَيْهِمُ
onları
l-shayṭānu
ٱلشَّيْطَٰنُ
şeytan
fa-ansāhum
فَأَنسَىٰهُمْ
ve onlara unutturmuştur
dhik'ra
ذِكْرَ
anmayı
l-lahi
ٱللَّهِۚ
Allah'ı
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
onlar
ḥiz'bu
حِزْبُ
hizbidir
l-shayṭāni
ٱلشَّيْطَٰنِۚ
şeytanın
alā
أَلَآ
dikkat edin
inna
إِنَّ
muhakkak ki
ḥiz'ba
حِزْبَ
hizbi
l-shayṭāni
ٱلشَّيْطَٰنِ
şeytanın
humu
هُمُ
onlar
l-khāsirūna
ٱلْخَٰسِرُونَ
kaybedecektir
Şeytan onların başlarına dikilip Allah'ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın taraftarlarıdır. İyi bilin; şeytanın taraftarları elbette hüsrandadırlar. ([58] Mücadele: 19)
Tefsir
20

اِنَّ الَّذِيْنَ يُحَاۤدُّوْنَ اللّٰهَ وَرَسُوْلَهٗٓ اُولٰۤىِٕكَ فِى الْاَذَلِّيْنَ ٢٠

inna
إِنَّ
şüphesiz
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
yuḥāddūna
يُحَآدُّونَ
düşman olan(lar)
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'a
warasūlahu
وَرَسُولَهُۥٓ
ve Elçisine
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
onlar
فِى
arasındadırlar
l-adhalīna
ٱلْأَذَلِّينَ
en alçaklar
Allah'a ve Peygamberine karşı gelenler; işte onlar, en alçak kimselerle beraberdirler. ([58] Mücadele: 20)
Tefsir