Skip to content

Suresi Mücadele - Kelime kelime

Al-Mujadila

(al-Mujādilah)

bismillaahirrahmaanirrahiim
1

قَدْ سَمِعَ اللّٰهُ قَوْلَ الَّتِيْ تُجَادِلُكَ فِيْ زَوْجِهَا وَتَشْتَكِيْٓ اِلَى اللّٰهِ ۖوَاللّٰهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَاۗ اِنَّ اللّٰهَ سَمِيْعٌۢ بَصِيْرٌ ١

qad
قَدْ
andolsun
samiʿa
سَمِعَ
işitti
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
qawla
قَوْلَ
sözünü
allatī
ٱلَّتِى
(kadının)
tujādiluka
تُجَٰدِلُكَ
seninle tartışan
فِى
hakkında
zawjihā
زَوْجِهَا
kocası
watashtakī
وَتَشْتَكِىٓ
ve şikayette bulunan
ilā l-lahi
إِلَى ٱللَّهِ
Allah'a
wal-lahu
وَٱللَّهُ
ve Allah
yasmaʿu
يَسْمَعُ
işitir
taḥāwurakumā
تَحَاوُرَكُمَآۚ
ikinizin konuşmanızı
inna
إِنَّ
çünkü
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
samīʿun
سَمِيعٌۢ
işitendir
baṣīrun
بَصِيرٌ
görendir
Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir; esasen Allah konuşmanızı işitir. Doğrusu Allah işitendir, görendir. ([58] Mücadele: 1)
Tefsir
2

اَلَّذِيْنَ يُظٰهِرُوْنَ مِنْكُمْ مِّنْ نِّسَاۤىِٕهِمْ مَّا هُنَّ اُمَّهٰتِهِمْۗ اِنْ اُمَّهٰتُهُمْ اِلَّا الّٰۤـِٔيْ وَلَدْنَهُمْۗ وَاِنَّهُمْ لَيَقُوْلُوْنَ مُنْكَرًا مِّنَ الْقَوْلِ وَزُوْرًاۗ وَاِنَّ اللّٰهَ لَعَفُوٌّ غَفُوْرٌ ٢

alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
yuẓāhirūna
يُظَٰهِرُونَ
zıhar eden(ler)
minkum
مِنكُم
sizden
min nisāihim
مِّن نِّسَآئِهِم
kadınlara
مَّا
(bilsinler ki) değildir
hunna
هُنَّ
onlar
ummahātihim
أُمَّهَٰتِهِمْۖ
onların anaları
in
إِنْ
değildir
ummahātuhum
أُمَّهَٰتُهُمْ
onların anaları
illā
إِلَّا
dışındakiler
allāī
ٱلَّٰٓـِٔى
onlar
waladnahum
وَلَدْنَهُمْۚ
onları doğuranlar
wa-innahum
وَإِنَّهُمْ
ve onlar
layaqūlūna
لَيَقُولُونَ
söylüyorlar
munkaran
مُنكَرًا
çirkin (olanı)
mina l-qawli
مِّنَ ٱلْقَوْلِ
sözden
wazūran
وَزُورًاۚ
ve yalan
wa-inna
وَإِنَّ
ve şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
laʿafuwwun
لَعَفُوٌّ
affedicidir
ghafūrun
غَفُورٌ
bağışlayıcıdır
İçinizde karılarını "zıhar" yapanlar bilsinler ki, karıları anneleri değildir; anneleri ancak, onları doğuranlardır. Doğrusu söyledikleri kötü ve asılsız bir sözdür. Allah şüphesiz affedendir, bağışlayandır. ([58] Mücadele: 2)
Tefsir
3

وَالَّذِيْنَ يُظٰهِرُوْنَ مِنْ نِّسَاۤىِٕهِمْ ثُمَّ يَعُوْدُوْنَ لِمَا قَالُوْا فَتَحْرِيْرُ رَقَبَةٍ مِّنْ قَبْلِ اَنْ يَّتَمَاۤسَّاۗ ذٰلِكُمْ تُوْعَظُوْنَ بِهٖۗ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُوْنَ خَبِيْرٌ ٣

wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
ve kimseler
yuẓāhirūna
يُظَٰهِرُونَ
zıhar eden(ler)
min nisāihim
مِن نِّسَآئِهِمْ
kadınlarına
thumma
ثُمَّ
sonra da
yaʿūdūna
يَعُودُونَ
dönenler
limā
لِمَا
şeylere
qālū
قَالُوا۟
söyledikleri
fataḥrīru
فَتَحْرِيرُ
hürriyete kavuşturmalıdırlar
raqabatin
رَقَبَةٍ
bir köle
min qabli
مِّن قَبْلِ
önce
an yatamāssā
أَن يَتَمَآسَّاۚ
temaslarından
dhālikum
ذَٰلِكُمْ
budur
tūʿaẓūna
تُوعَظُونَ
size öğütlenen
bihi
بِهِۦۚ
onunla
wal-lahu
وَٱللَّهُ
Allah
bimā
بِمَا
şeyleri
taʿmalūna
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınız
khabīrun
خَبِيرٌ
haber almaktadır
Karılarını zıhar yoluyla boşamak isteyip, sonra sözlerinden dönenlerin, ailesiyle temas etmeden bir köle azad etmeleri gerekir. Size bu hususta böylece öğüt verilmektedir. Allah, işlediklerinizden haberdardır. ([58] Mücadele: 3)
Tefsir
4

فَمَنْ لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَّتَمَاۤسَّاۗ فَمَنْ لَّمْ يَسْتَطِعْ فَاِطْعَامُ سِتِّيْنَ مِسْكِيْنًاۗ ذٰلِكَ لِتُؤْمِنُوْا بِاللّٰهِ وَرَسُوْلِهٖۗ وَتِلْكَ حُدُوْدُ اللّٰهِ ۗوَلِلْكٰفِرِيْنَ عَذَابٌ اَلِيْمٌ ٤

faman
فَمَن
kimse
lam yajid
لَّمْ يَجِدْ
imkan bulamayan
faṣiyāmu
فَصِيَامُ
oruç tutmalıdır
shahrayni
شَهْرَيْنِ
iki ay
mutatābiʿayni
مُتَتَابِعَيْنِ
aralıksız olarak
min qabli
مِن قَبْلِ
önce
an yatamāssā
أَن يَتَمَآسَّاۖ
temaslarından
faman
فَمَن
kimse
lam yastaṭiʿ
لَّمْ يَسْتَطِعْ
(buna) gücü yetmeyen
fa-iṭ'ʿāmu
فَإِطْعَامُ
doyurmalıdır
sittīna
سِتِّينَ
altmış
mis'kīnan
مِسْكِينًاۚ
fakiri
dhālika
ذَٰلِكَ
bunlar
litu'minū
لِتُؤْمِنُوا۟
inanmanız içindir
bil-lahi
بِٱللَّهِ
Allah'a
warasūlihi
وَرَسُولِهِۦۚ
ve Elçisine
watil'ka
وَتِلْكَ
ve bunlar
ḥudūdu
حُدُودُ
sınırlarıdır
l-lahi
ٱللَّهِۗ
Allah'ın
walil'kāfirīna
وَلِلْكَٰفِرِينَ
ve kafirler için vardır
ʿadhābun
عَذَابٌ
bir azab
alīmun
أَلِيمٌ
acıklı
Azad edecek köle bulamayanın, ailesiyle temastan önce iki ay birbiri peşinden oruç tutması gerekir. Buna gücü yetmeyen, altmış düşkünü doyurur. Bu kolaylık, Allah'a ve Peygamberine inanmış olmanızdan ötürüdür; bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır; inkar edenler için can yakıcı azap vardır. ([58] Mücadele: 4)
Tefsir
5

اِنَّ الَّذِيْنَ يُحَاۤدُّوْنَ اللّٰهَ وَرَسُوْلَهٗ كُبِتُوْا كَمَا كُبِتَ الَّذِيْنَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَقَدْ اَنْزَلْنَآ اٰيٰتٍۢ بَيِّنٰتٍۗ وَلِلْكٰفِرِيْنَ عَذَابٌ مُّهِيْنٌۚ ٥

inna
إِنَّ
şüphesiz
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
yuḥāddūna
يُحَآدُّونَ
karşı gelen(ler)
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'a
warasūlahu
وَرَسُولَهُۥ
ve Elçisine
kubitū
كُبِتُوا۟
tepeleneceklerdir
kamā
كَمَا
gibi
kubita
كُبِتَ
tepelendikleri
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimselerin
min qablihim
مِن قَبْلِهِمْۚ
kendilerinden önceki
waqad
وَقَدْ
ve andolsun
anzalnā
أَنزَلْنَآ
biz indirdik
āyātin
ءَايَٰتٍۭ
ayetler
bayyinātin
بَيِّنَٰتٍۚ
açık açık
walil'kāfirīna
وَلِلْكَٰفِرِينَ
ve kafirler için vardır
ʿadhābun
عَذَابٌ
bir azab
muhīnun
مُّهِينٌ
küçük düşürücü
Allah'a ve Peygamberine karşı gelenler, kendilerinden öncekiler nasıl alçaltıldı ise öyle alçaltılacaklardır. Biz, apaçık ayetler indirmişizdir, bunları inkar edene alçaltıcı azap vardır. ([58] Mücadele: 5)
Tefsir
6

يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللّٰهُ جَمِيْعًا فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوْاۗ اَحْصٰىهُ اللّٰهُ وَنَسُوْهُۗ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيْدٌ ࣖ ٦

yawma
يَوْمَ
gün
yabʿathuhumu
يَبْعَثُهُمُ
tekrar dirilteceği
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
jamīʿan
جَمِيعًا
onların hepsini
fayunabbi-uhum
فَيُنَبِّئُهُم
kendilerine haber verecektir
bimā
بِمَا
ne
ʿamilū
عَمِلُوٓا۟ۚ
yaptıklarını
aḥṣāhu
أَحْصَىٰهُ
onu saymıştır
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
wanasūhu
وَنَسُوهُۚ
onlar ise onu unutmuşlardır
wal-lahu
وَٱللَّهُ
ve Allah
ʿalā
عَلَىٰ
üzerine
kulli
كُلِّ
her
shayin
شَىْءٍ
şey
shahīdun
شَهِيدٌ
şahiddir
Allah onların hepsini dirilttiği gün, kendilerine işlediklerini haber verir; Allah onları bir bir saymıştır, fakat kendileri unutmuşlardır. Allah her şeye şahiddir. ([58] Mücadele: 6)
Tefsir
7

اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا فِى السَّمٰوٰتِ وَمَا فِى الْاَرْضِۗ مَا يَكُوْنُ مِنْ نَّجْوٰى ثَلٰثَةٍ اِلَّا هُوَ رَابِعُهُمْ وَلَا خَمْسَةٍ اِلَّا هُوَ سَادِسُهُمْ وَلَآ اَدْنٰى مِنْ ذٰلِكَ وَلَآ اَكْثَرَ اِلَّا هُوَ مَعَهُمْ اَيْنَ مَا كَانُوْاۚ ثُمَّ يُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوْا يَوْمَ الْقِيٰمَةِۗ اِنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيْمٌ ٧

alam tara
أَلَمْ تَرَ
görmedin mi?
anna
أَنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yaʿlamu
يَعْلَمُ
bilir
مَا
olanı
fī l-samāwāti
فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerde
wamā
وَمَا
ve olanı
fī l-arḍi
فِى ٱلْأَرْضِۖ
yerde
mā yakūnu
مَا يَكُونُ
olmaz ki
min
مِن
hiç
najwā
نَّجْوَىٰ
gizli konuşan
thalāthatin
ثَلَٰثَةٍ
üç kişi
illā
إِلَّا
mutlaka
huwa
هُوَ
O'dur
rābiʿuhum
رَابِعُهُمْ
dördüncüleri
walā
وَلَا
ve olmasa
khamsatin
خَمْسَةٍ
beş kişi
illā
إِلَّا
mutlaka
huwa
هُوَ
O'dur
sādisuhum
سَادِسُهُمْ
altıncıları
walā
وَلَآ
ve olmasa
adnā
أَدْنَىٰ
daha az
min dhālika
مِن ذَٰلِكَ
bundan
walā
وَلَآ
ve olmasa
akthara
أَكْثَرَ
daha çok
illā
إِلَّا
mutlaka
huwa
هُوَ
O
maʿahum
مَعَهُمْ
onlarla beraberdir
ayna
أَيْنَ
nerede
mā kānū
مَا كَانُوا۟ۖ
bulunsalar
thumma
ثُمَّ
sonra
yunabbi-uhum
يُنَبِّئُهُم
onlara haber verir
bimā
بِمَا
şeyleri
ʿamilū
عَمِلُوا۟
yaptıkları
yawma
يَوْمَ
günü
l-qiyāmati
ٱلْقِيَٰمَةِۚ
kıyamet
inna
إِنَّ
çünkü
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
bikulli
بِكُلِّ
her
shayin
شَىْءٍ
şeyi
ʿalīmun
عَلِيمٌ
bilendir
Göklerde olanları da, yerde olanları da Allah'ın bildiğini bilmez misin? Üç kişinin gizli bulunduğu yerde dördüncü mutlaka O'dur; beş kişinin gizli bulunduğu yerde altıncıları mutlaka O'dur; bunlardan az veya çok, ne olursa olsunlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, mutlak onlarla beraberdir. Sonra, kıyamet günü, işlediklerini onlara haber verir. Doğrusu Allah her şeyi bilendir. ([58] Mücadele: 7)
Tefsir
8

اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذِيْنَ نُهُوْا عَنِ النَّجْوٰى ثُمَّ يَعُوْدُوْنَ لِمَا نُهُوْا عَنْهُ وَيَتَنٰجَوْنَ بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُوْلِۖ وَاِذَا جَاۤءُوْكَ حَيَّوْكَ بِمَا لَمْ يُحَيِّكَ بِهِ اللّٰهُ ۙوَيَقُوْلُوْنَ فِيْٓ اَنْفُسِهِمْ لَوْلَا يُعَذِّبُنَا اللّٰهُ بِمَا نَقُوْلُۗ حَسْبُهُمْ جَهَنَّمُۚ يَصْلَوْنَهَاۚ فَبِئْسَ الْمَصِيْرُ ٨

alam tara
أَلَمْ تَرَ
görmedin mi?
ilā alladhīna
إِلَى ٱلَّذِينَ
kimseleri
nuhū
نُهُوا۟
menedilen(ler)
ʿani l-najwā
عَنِ ٱلنَّجْوَىٰ
gizli gizli konuşmaktan
thumma
ثُمَّ
sonra yine
yaʿūdūna
يَعُودُونَ
dönüyorlar
limā
لِمَا
şeye
nuhū
نُهُوا۟
menedildikleri
ʿanhu
عَنْهُ
ondan
wayatanājawna
وَيَتَنَٰجَوْنَ
ve gizli gizli konuşuyorlar
bil-ith'mi
بِٱلْإِثْمِ
günah hususunda
wal-ʿud'wāni
وَٱلْعُدْوَٰنِ
ve düşmanlık
wamaʿṣiyati
وَمَعْصِيَتِ
ve isyan
l-rasūli
ٱلرَّسُولِ
Elçiye
wa-idhā
وَإِذَا
ve zaman
jāūka
جَآءُوكَ
sana geldikleri
ḥayyawka
حَيَّوْكَ
seni selamlıyorlar
bimā
بِمَا
bir tarzda
lam yuḥayyika
لَمْ يُحَيِّكَ
selamlamadığı
bihi
بِهِ
onu
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah'ın
wayaqūlūna
وَيَقُولُونَ
ve diyorlar
فِىٓ
içlerinde
anfusihim
أَنفُسِهِمْ
kendi
lawlā
لَوْلَا
değil miydi?
yuʿadhibunā
يُعَذِّبُنَا
bize azab etmeli
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
bimā
بِمَا
ötürü
naqūlu
نَقُولُۚ
dediğimizden
ḥasbuhum
حَسْبُهُمْ
onlara yeter
jahannamu
جَهَنَّمُ
cehennem
yaṣlawnahā
يَصْلَوْنَهَاۖ
oraya gireceklerdir
fabi'sa
فَبِئْسَ
ne kötü
l-maṣīru
ٱلْمَصِيرُ
gidilecek yerdir
Gizli toplantıdan menedilen, sonra menolundukları şeyi yapmaya kalkışarak günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek konusunda gizli gizli konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar; içlerinden, "Gerçekten peygamber olsaydı Allah'ın bizi, söylediklerimizden ötürü, cezalandırması gerekmez miydi?" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya girerler, ne kötü dönüştür! ([58] Mücadele: 8)
Tefsir
9

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْٓا اِذَا تَنَاجَيْتُمْ فَلَا تَتَنَاجَوْا بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُوْلِ وَتَنَاجَوْا بِالْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۗ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذِيْٓ اِلَيْهِ تُحْشَرُوْنَ ٩

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
ey
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوٓا۟
inanan(lar)
idhā
إِذَا
zaman
tanājaytum
تَنَٰجَيْتُمْ
aranızda gizli konuştuğunuz
falā tatanājaw
فَلَا تَتَنَٰجَوْا۟
konuşmayın
bil-ith'mi
بِٱلْإِثْمِ
günah üzerinde
wal-ʿud'wāni
وَٱلْعُدْوَٰنِ
ve düşmanlık
wamaʿṣiyati
وَمَعْصِيَتِ
ve karşı gelme
l-rasūli
ٱلرَّسُولِ
Elçiye
watanājaw
وَتَنَٰجَوْا۟
(fakat) konuşun
bil-biri
بِٱلْبِرِّ
iyilik üzerinde
wal-taqwā
وَٱلتَّقْوَىٰۖ
ve takva
wa-ittaqū
وَٱتَّقُوا۟
ve korkun
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'tan
alladhī ilayhi
ٱلَّذِىٓ إِلَيْهِ
huzuruna
tuḥ'sharūna
تُحْشَرُونَ
toplanacağınız
Ey inananlar! Gizli konuştuğunuz zaman, günah işlemeyi, düşmanlık etmeyi ve Peygambere karşı gelmeyi fısıldaşmayın; iyilik yapmak ve Allah'a karşı gelmekten sakınmayı konuşun; kıyamet günü huzurunda toplanacağınız Allah'tan sakının. ([58] Mücadele: 9)
Tefsir
10

اِنَّمَا النَّجْوٰى مِنَ الشَّيْطٰنِ لِيَحْزُنَ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَلَيْسَ بِضَاۤرِّهِمْ شَيْـًٔا اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ ۗوَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُوْنَ ١٠

innamā
إِنَّمَا
şüphesiz
l-najwā
ٱلنَّجْوَىٰ
gizli konuşma
mina l-shayṭāni
مِنَ ٱلشَّيْطَٰنِ
şeytandandır
liyaḥzuna
لِيَحْزُنَ
üzülsünler diye
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
walaysa
وَلَيْسَ
ve değildir
biḍārrihim
بِضَآرِّهِمْ
onlara zarar verecek
shayan
شَيْـًٔا
hiçbir
illā
إِلَّا
olmadıkça
bi-idh'ni
بِإِذْنِ
izni
l-lahi
ٱللَّهِۚ
Allah'ın
waʿalā
وَعَلَى
ve
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'a
falyatawakkali
فَلْيَتَوَكَّلِ
dayansınlar
l-mu'minūna
ٱلْمُؤْمِنُونَ
mü'minler
Gizli toplantılar inananları üzmek için şeytanın istediği şeydir; Allah'ın izni olmadıkça şeytan onlara bir zarar veremez; inananlar yalnız Allah'a güvensinler. ([58] Mücadele: 10)
Tefsir