Skip to content

Kuran-i Kerim Suresi Vakia ayet 67

Qur'an Surah Al-Waqi'ah Verse 67

Vakia [56]: 67 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)

بَلْ نَحْنُ مَحْرُوْمُوْنَ (الواقعة : ٥٦)

bal
بَلْ
Nay
doğrusu
naḥnu
نَحْنُ
we
biz
maḥrūmūna
مَحْرُومُونَ
(are) deprived"
yoksun bırakıldık

Transliteration:

Bal nahnu mahroomoon (QS. al-Wāqiʿah:67)

English Sahih International:

Rather, we have been deprived." (QS. Al-Waqi'ah, Ayah 67)

Diyanet Isleri:

Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık". (Vakia, ayet 67)

Abdulbaki Gölpınarlı

Hayır, biz mahrum olduk.

Adem Uğur

Daha doğrusu, biz yoksul kaldık" (derdiniz).

Ali Bulaç

"Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık."

Ali Fikri Yavuz

Daha doğrusu (beklediğimiz mahsule karşılık) büsbütün mahrumuz.”

Celal Yıldırım

(66-67) Ve «doğrusu borç altına girdik, hattâ büsbütün mahrum kaldık» (dersiniz).

Diyanet Vakfı

Daha doğrusu, biz yoksul kaldık" (derdiniz).

Edip Yüksel

"Doğrusu, yoksun bırakıldık."

Elmalılı Hamdi Yazır

"Doğrusu, biz yoksul bırakıldık" (derdiniz).

Fizilal-il Kuran

Daha doğrusu her şeyimizi kaybettik.

Gültekin Onan

"Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık."

Hasan Basri Çantay

«Daha doğrusu biz (umduğumuzdan) mahrum kalmışlarız».

İbni Kesir

Daha doğrusu biz mahrumlarız.

İskender Ali Mihr

Hayır, biz mahsulden (üründen) mahrum bırakılanlarız (derdiniz).

Muhammed Esed

Yok yok, aslında (geçinme imkanlarımızdan) mahrum bırakıldık!" (diyerek).

Muslim Shahin

Daha doğrusu, biz yoksul kaldık» (derdiniz).

Ömer Nasuhi Bilmen

(66-68) «Şüphe yok ki, biz çok ziyana uğramışlarız (derdiniz). Belki biz mahrum kimseleriz (diye söylenirdiniz).» Şimdi gördünüz mü, içer olduğunuz suyu?

Rowwad Translation Center

"Daha doğrusu biz yoksul bırakıldık (dersiniz)."

Şaban Piriş

(66-67) -Borca battık, hayır biz mahrum bırakıldık, dersiniz.

Shaban Britch

Doğrusu biz mahrum bırakıldık, dersiniz.

Suat Yıldırım

Hatta doğrusu biz rızıktan mahrum kaldık, sefalete mahkûm olduk.” derdiniz.

Süleyman Ateş

Doğrusu, biz yoksun bırakıldık! (derdiniz).

Tefhim-ul Kuran

«Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık.»

Yaşar Nuri Öztürk

"Doğrusu mahrum bırakıldık biz."