Skip to content

Suresi Vakia - Page: 4

Al-Waqi'ah

(al-Wāqiʿah)

31

وَّمَاۤءٍ مَّسْكُوْبٍۙ ٣١

wamāin
وَمَآءٍ
ve sular
maskūbin
مَّسْكُوبٍ
fışkıran
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. ([56] Vakia: 31)
Tefsir
32

وَّفَاكِهَةٍ كَثِيْرَةٍۙ ٣٢

wafākihatin
وَفَٰكِهَةٍ
ve meyvalar
kathīratin
كَثِيرَةٍ
pek çok
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. ([56] Vakia: 32)
Tefsir
33

لَّا مَقْطُوْعَةٍ وَّلَا مَمْنُوْعَةٍۙ ٣٣

lā maqṭūʿatin
لَّا مَقْطُوعَةٍ
tükenmeyen
walā
وَلَا
ve ne de
mamnūʿatin
مَمْنُوعَةٍ
yasaklanmayan
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. ([56] Vakia: 33)
Tefsir
34

وَّفُرُشٍ مَّرْفُوْعَةٍۗ ٣٤

wafurushin
وَفُرُشٍ
ve döşekler (üstündedirler)
marfūʿatin
مَّرْفُوعَةٍ
yükseltilmiş
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. ([56] Vakia: 34)
Tefsir
35

اِنَّآ اَنْشَأْنٰهُنَّ اِنْشَاۤءًۙ ٣٥

innā
إِنَّآ
elbette biz
anshanāhunna
أَنشَأْنَٰهُنَّ
kadınları inşa' etmişizdir
inshāan
إِنشَآءً
(yeni bir) inşa' ile
Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. ([56] Vakia: 35)
Tefsir
36

فَجَعَلْنٰهُنَّ اَبْكَارًاۙ ٣٦

fajaʿalnāhunna
فَجَعَلْنَٰهُنَّ
onları yapmışızdır
abkāran
أَبْكَارًا
bakireler
Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. ([56] Vakia: 36)
Tefsir
37

عُرُبًا اَتْرَابًاۙ ٣٧

ʿuruban
عُرُبًا
sevgililer
atrāban
أَتْرَابًا
hep yaşıt
Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. ([56] Vakia: 37)
Tefsir
38

لِّاَصْحٰبِ الْيَمِيْنِۗ ࣖ ٣٨

li-aṣḥābi
لِّأَصْحَٰبِ
adamları için
l-yamīni
ٱلْيَمِينِ
sağın
Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. ([56] Vakia: 38)
Tefsir
39

ثُلَّةٌ مِّنَ الْاَوَّلِيْنَۙ ٣٩

thullatun
ثُلَّةٌ
bir bölümü
mina l-awalīna
مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ
öncekilerdendir
Bunların bir kısmı eski ümmetlerden, bir kısmı da sonrakilerdendir. ([56] Vakia: 39)
Tefsir
40

وَثُلَّةٌ مِّنَ الْاٰخِرِيْنَۗ ٤٠

wathullatun
وَثُلَّةٌ
bir bölümü de
mina l-ākhirīna
مِّنَ ٱلْءَاخِرِينَ
sonrakilerdendir
Bunların bir kısmı eski ümmetlerden, bir kısmı da sonrakilerdendir. ([56] Vakia: 40)
Tefsir