Skip to content

Suresi Vakia - Page: 3

Al-Waqi'ah

(al-Wāqiʿah)

21

وَلَحْمِ طَيْرٍ مِّمَّا يَشْتَهُوْنَۗ ٢١

walaḥmi
وَلَحْمِ
ve eti
ṭayrin
طَيْرٍ
kuş
mimmā yashtahūna
مِّمَّا يَشْتَهُونَ
canlarının çektiği
Ölümsüz gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar. ([56] Vakia: 21)
Tefsir
22

وَحُوْرٌ عِيْنٌۙ ٢٢

waḥūrun
وَحُورٌ
ve huriler
ʿīnun
عِينٌ
iri gözlü
İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar. ([56] Vakia: 22)
Tefsir
23

كَاَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُوْنِۚ ٢٣

ka-amthāli
كَأَمْثَٰلِ
gibi
l-lu'lu-i
ٱللُّؤْلُؤِ
inciler
l-maknūni
ٱلْمَكْنُونِ
saklı
İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar. ([56] Vakia: 23)
Tefsir
24

جَزَاۤءًۢ بِمَا كَانُوْا يَعْمَلُوْنَ ٢٤

jazāan
جَزَآءًۢ
karşılık olarak
bimā
بِمَا
nedeniyle
kānū
كَانُوا۟
olmaları
yaʿmalūna
يَعْمَلُونَ
yapıyor(lar)
İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar. ([56] Vakia: 24)
Tefsir
25

لَا يَسْمَعُوْنَ فِيْهَا لَغْوًا وَّلَا تَأْثِيْمًاۙ ٢٥

lā yasmaʿūna
لَا يَسْمَعُونَ
işitmezler
fīhā
فِيهَا
orada
laghwan
لَغْوًا
boş bir söz
walā
وَلَا
ve ne de
tathīman
تَأْثِيمًا
günaha sokan bir laf
Sadece selama karşılık selam sözü işitirler. ([56] Vakia: 25)
Tefsir
26

اِلَّا قِيْلًا سَلٰمًا سَلٰمًا ٢٦

illā
إِلَّا
yalnızca
qīlan
قِيلًا
denilir
salāman
سَلَٰمًا
selam
salāman
سَلَٰمًا
selam
Defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara! ([56] Vakia: 26)
Tefsir
27

وَاَصْحٰبُ الْيَمِينِ ەۙ مَآ اَصْحٰبُ الْيَمِيْنِۗ ٢٧

wa-aṣḥābu
وَأَصْحَٰبُ
ve adamları
l-yamīni
ٱلْيَمِينِ
sağın
مَآ
nedir
aṣḥābu
أَصْحَٰبُ
adamları
l-yamīni
ٱلْيَمِينِ
sağın
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. ([56] Vakia: 27)
Tefsir
28

فِيْ سِدْرٍ مَّخْضُوْدٍۙ ٢٨

فِى
içindedirler
sid'rin
سِدْرٍ
sedir ağaçları
makhḍūdin
مَّخْضُودٍ
dikensiz
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. ([56] Vakia: 28)
Tefsir
29

وَّطَلْحٍ مَّنْضُوْدٍۙ ٢٩

waṭalḥin
وَطَلْحٍ
ve muz ağaçları
manḍūdin
مَّنضُودٍ
meyvaları dizili
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. ([56] Vakia: 29)
Tefsir
30

وَّظِلٍّ مَّمْدُوْدٍۙ ٣٠

waẓillin
وَظِلٍّ
ve gölge(ler)
mamdūdin
مَّمْدُودٍ
uzamış
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. ([56] Vakia: 30)
Tefsir