Skip to content

Kuran-i Kerim Suresi Kamer ayet 12

Qur'an Surah Al-Qamar Verse 12

Kamer [54]: 12 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)

وَّفَجَّرْنَا الْاَرْضَ عُيُوْنًا فَالْتَقَى الْمَاۤءُ عَلٰٓى اَمْرٍ قَدْ قُدِرَ ۚ (القمر : ٥٤)

wafajjarnā
وَفَجَّرْنَا
And We caused to burst
ve fışkırttık
l-arḍa
ٱلْأَرْضَ
the earth
yeri
ʿuyūnan
عُيُونًا
(with) springs
kaynaklar halinde
fal-taqā
فَٱلْتَقَى
so met
sonra birleşti
l-māu
ٱلْمَآءُ
the water(s)
su(ları)
ʿalā
عَلَىٰٓ
for
için
amrin
أَمْرٍ
a matter
bir iş
qad qudira
قَدْ قُدِرَ
already predestined
takdir edilmiş

Transliteration:

Wa fajjamal arda 'uyoonan faltaqal maaa'u 'alaaa amrin qad qudir (QS. al-Q̈amar:12)

English Sahih International:

And caused the earth to burst with springs, and the waters met for a matter already predestined. (QS. Al-Qamar, Ayah 12)

Diyanet Isleri:

Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; her iki su, takdir edilen bir ölçüye göre birleşti. (Kamer, ayet 12)

Abdulbaki Gölpınarlı

Ve yerden de sular fışkırttık, derken sular, mukadder bir emre göre birleşti.

Adem Uğur

Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.

Ali Bulaç

Yeri de 'coşkun kaynaklar' halinde fışkırttık. Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti.

Ali Fikri Yavuz

Böylece arzı da kaynaklar halinde coşturduk. Nihayet iki su (yerin ve göğün suları, Nûh kavmini helâk edecek) muayyen bir ölçü üzerinde birleşiverdi. (Böylece mukadder olan helâk husule geldi.)

Celal Yıldırım

Yerden de göz göz sular fışkırttık. Böylece sular, mukadder olan bir hükmün gerçekleşmesi üzerine birleşti.

Diyanet Vakfı

Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.

Edip Yüksel

Yerden de pınarlar fışkırttık. Nihayet sular, daha önce belirlenmiş seviyeye ulaştılar.

Elmalılı Hamdi Yazır

Yeri de kaynaklar halinde fışkırttık, derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.

Fizilal-il Kuran

Yeri de coşkun kaynaklar halinde fışkırttık. Her iki yönden gelen su belirlenen bir görevi yerine getirmek üzere birleşti.

Gültekin Onan

Yeri de ´coşkun kaynaklar´ halinde fışkırttık (feccerne). Derken su, takdir edilmiş bir buyruğa karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti.

Hasan Basri Çantay

Yeri de kaynaklar haalinde (tamamen) fışkırtdık da (Her iki) su (ezelde) takdîr edilmiş bir emr üzerinde birleşiverdi.

İbni Kesir

Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık da su, takdir edilen bir ölçüye göre birleşiverdi.

İskender Ali Mihr

Ve yeryüzünü pınarlar halinde fışkırttık. Böylece sular, taktir edilmiş olan emir üzerine birleşti.

Muhammed Esed

ve toprağın pınarlar halinde fışkırmasını sağladık ki sular önceden belirlenmiş bir amaca hizmet etsin

Muslim Shahin

Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.

Ömer Nasuhi Bilmen

(11-12) Biz de gök kapılarını bir çok su ile açtık (pek müthiş bir yağmur yağdırdık). Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi.

Rowwad Translation Center

Yeryüzünü pınar pınar fışkırttık. Derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.

Şaban Piriş

Yerden de pınarlar fışkırttık. Böylece sular takdir edilen bir iş için birleşti.

Shaban Britch

Yerden de pınarlar fışkırttık. Böylece sular takdir edilen bir iş için birleşti.

Suat Yıldırım

Yeri pınar pınar fışkırttık. Öyle ki her iki su kütlesi, takdir edilen o işin olması için birleşti.

Süleyman Ateş

Yeri kaynaklar halinde fışkırttık, (göğün ve yerin) su(ları) takdir edilmiş bir işin olması için birleşti.

Tefhim-ul Kuran

Yeri de ´coşkun kaynaklar´ halinde fışkırttık. Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti.

Yaşar Nuri Öztürk

Ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar. Sonunda kesin ölçülere bağlanmış bir oluş üzere birleşti sular.