Skip to content

Suresi Kamer - Page: 5

Al-Qamar

(al-Q̈amar)

41

وَلَقَدْ جَاۤءَ اٰلَ فِرْعَوْنَ النُّذُرُۚ ٤١

walaqad
وَلَقَدْ
ve andolsun
jāa
جَآءَ
gelmiştir
āla
ءَالَ
kavmine
fir'ʿawna
فِرْعَوْنَ
Fir'avn'ın
l-nudhuru
ٱلنُّذُرُ
uyarılar
And olsun ki, Firavun erkanına uyaranlar geldi. ([54] Kamer: 41)
Tefsir
42

كَذَّبُوْا بِاٰيٰتِنَا كُلِّهَا فَاَخَذْنٰهُمْ اَخْذَ عَزِيْزٍ مُّقْتَدِرٍ ٤٢

kadhabū
كَذَّبُوا۟
yalanladılar
biāyātinā
بِـَٔايَٰتِنَا
ayetlerimizi
kullihā
كُلِّهَا
bütün
fa-akhadhnāhum
فَأَخَذْنَٰهُمْ
biz de onları yakaladık
akhdha
أَخْذَ
yakalaması gibi
ʿazīzin
عَزِيزٍ
aziz olanın
muq'tadirin
مُّقْتَدِرٍ
ve güçlü olanın
Mucizelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güç ve kuvvet sahibi olana yakışır bir şekilde yakaladık. ([54] Kamer: 42)
Tefsir
43

اَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌ مِّنْ اُولٰۤىِٕكُمْ اَمْ لَكُمْ بَرَاۤءَةٌ فِى الزُّبُرِۚ ٤٣

akuffārukum
أَكُفَّارُكُمْ
sizin kafirleriniz mi?
khayrun
خَيْرٌ
hayırlı
min ulāikum
مِّنْ أُو۟لَٰٓئِكُمْ
ötekilerinizden
am
أَمْ
yoksa
lakum
لَكُم
sizin için (var mı?)
barāatun
بَرَآءَةٌ
bir beraet
fī l-zuburi
فِى ٱلزُّبُرِ
Kitaplarda
Sizin inkarcılarınız bunlardan daha mı üstündür? Yoksa Kitablarda size bir kurtuluş belgesi mi var? ([54] Kamer: 43)
Tefsir
44

اَمْ يَقُوْلُوْنَ نَحْنُ جَمِيْعٌ مُّنْتَصِرٌ ٤٤

am
أَمْ
yoksa
yaqūlūna
يَقُولُونَ
diyorlar (mı?)
naḥnu
نَحْنُ
biz
jamīʿun
جَمِيعٌ
bir topluluğuz
muntaṣirun
مُّنتَصِرٌ
muzaffer (yenilmez)
Yoksa: "Biz öç alabilecek bir topluluğuz" mu diyorlar? ([54] Kamer: 44)
Tefsir
45

سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّوْنَ الدُّبُرَ ٤٥

sayuh'zamu
سَيُهْزَمُ
bozulacak
l-jamʿu
ٱلْجَمْعُ
o topluluk
wayuwallūna
وَيُوَلُّونَ
ve dönüp kaçacaklardır
l-dubura
ٱلدُّبُرَ
geriye
Toplulukları dağıtılacak, yüzgeri edileceklerdir. ([54] Kamer: 45)
Tefsir
46

بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ اَدْهٰى وَاَمَرُّ ٤٦

bali
بَلِ
hayır
l-sāʿatu
ٱلسَّاعَةُ
o sa'attir
mawʿiduhum
مَوْعِدُهُمْ
buluşma zamanları
wal-sāʿatu
وَٱلسَّاعَةُ
ve o sa'at
adhā
أَدْهَىٰ
cidden çok fecidir
wa-amarru
وَأَمَرُّ
ve acıdır
Kıyamet onların azap ile vadedildikleri gündür. O ne korkunç, ne acı bir gündür! ([54] Kamer: 46)
Tefsir
47

اِنَّ الْمُجْرِمِيْنَ فِيْ ضَلٰلٍ وَّسُعُرٍۘ ٤٧

inna
إِنَّ
şüphesiz
l-muj'rimīna
ٱلْمُجْرِمِينَ
suçlular
فِى
içindedir
ḍalālin
ضَلَٰلٍ
bir sapıklık
wasuʿurin
وَسُعُرٍ
ve çılgınlık
Doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler. ([54] Kamer: 47)
Tefsir
48

يَوْمَ يُسْحَبُوْنَ فِى النَّارِ عَلٰى وُجُوْهِهِمْۗ ذُوْقُوْا مَسَّ سَقَرَ ٤٨

yawma
يَوْمَ
o gün
yus'ḥabūna
يُسْحَبُونَ
sürüklenecekler
فِى
içine
l-nāri
ٱلنَّارِ
ateş
ʿalā
عَلَىٰ
üzerine
wujūhihim
وُجُوهِهِمْ
yüzleri
dhūqū
ذُوقُوا۟
tadın
massa
مَسَّ
dokunuşunu
saqara
سَقَرَ
cehennemin
Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün, onlara: "Cehennemin dokunan azabını tadın" denir. ([54] Kamer: 48)
Tefsir
49

اِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنٰهُ بِقَدَرٍ ٤٩

innā
إِنَّا
elbette biz
kulla
كُلَّ
her
shayin
شَىْءٍ
şeyi
khalaqnāhu
خَلَقْنَٰهُ
yarattık
biqadarin
بِقَدَرٍ
bir kadere göre
Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır. ([54] Kamer: 49)
Tefsir
50

وَمَآ اَمْرُنَآ اِلَّا وَاحِدَةٌ كَلَمْحٍ ۢبِالْبَصَرِ ٥٠

wamā
وَمَآ
ve yoktur
amrunā
أَمْرُنَآ
bizim buyruğumuz
illā
إِلَّا
dışında
wāḥidatun
وَٰحِدَةٌ
bir tek
kalamḥin
كَلَمْحٍۭ
göz açıp yumma gibi
bil-baṣari
بِٱلْبَصَرِ
bakış ile
Bizim buyruğumuz bir göz kırpması gibi anidir. ([54] Kamer: 50)
Tefsir