1
وَالذّٰرِيٰتِ ذَرْوًاۙ ١
- wal-dhāriyāti
- وَٱلذَّٰرِيَٰتِ
- kaldıran(rüzgar)lara andolsun
- dharwan
- ذَرْوًا
- savurup
Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. ([51] Zariyat: 1)Tefsir
2
فَالْحٰمِلٰتِ وِقْرًاۙ ٢
- fal-ḥāmilāti
- فَٱلْحَٰمِلَٰتِ
- yüklü (bulut)lara andolsun
- wiq'ran
- وِقْرًا
- ağır
Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. ([51] Zariyat: 2)Tefsir
3
فَالْجٰرِيٰتِ يُسْرًاۙ ٣
- fal-jāriyāti
- فَٱلْجَٰرِيَٰتِ
- akıp gidenlere andolsun
- yus'ran
- يُسْرًا
- kolayca
Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. ([51] Zariyat: 3)Tefsir
4
فَالْمُقَسِّمٰتِ اَمْرًاۙ ٤
- fal-muqasimāti
- فَٱلْمُقَسِّمَٰتِ
- taksim edenlere andolsun
- amran
- أَمْرًا
- iş(ler)i
Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. ([51] Zariyat: 4)Tefsir
5
اِنَّمَا تُوْعَدُوْنَ لَصَادِقٌۙ ٥
- innamā
- إِنَّمَا
- gerçekten
- tūʿadūna
- تُوعَدُونَ
- size va'dedilen
- laṣādiqun
- لَصَادِقٌ
- mutlaka doğrudur
Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. ([51] Zariyat: 5)Tefsir
6
وَّاِنَّ الدِّيْنَ لَوَاقِعٌۗ ٦
- wa-inna
- وَإِنَّ
- ve muhakkak
- l-dīna
- ٱلدِّينَ
- ceza
- lawāqiʿun
- لَوَٰقِعٌ
- olacaktır
Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. ([51] Zariyat: 6)Tefsir
7
وَالسَّمَاۤءِ ذَاتِ الْحُبُكِۙ ٧
- wal-samāi
- وَٱلسَّمَآءِ
- göğe andolsun ki
- dhāti
- ذَاتِ
- bulunan
- l-ḥubuki
- ٱلْحُبُكِ
- yolları (yörüngeleri)
İçinde yörüngeler bulunan göğe and olsun ki, ey inkarcılar, siz, şüphesiz aykırı görüştesiniz. ([51] Zariyat: 7)Tefsir
8
اِنَّكُمْ لَفِيْ قَوْلٍ مُّخْتَلِفٍۙ ٨
- innakum
- إِنَّكُمْ
- elbette siz
- lafī
- لَفِى
- içindesiniz
- qawlin
- قَوْلٍ
- söz(ler)
- mukh'talifin
- مُّخْتَلِفٍ
- çeşitli
İçinde yörüngeler bulunan göğe and olsun ki, ey inkarcılar, siz, şüphesiz aykırı görüştesiniz. ([51] Zariyat: 8)Tefsir
9
يُّؤْفَكُ عَنْهُ مَنْ اُفِكَۗ ٩
- yu'faku
- يُؤْفَكُ
- çevriliyor
- ʿanhu
- عَنْهُ
- ondan
- man
- مَنْ
- kimse
- ufika
- أُفِكَ
- çevrilen
Bundan, dönebilecek kimseler döndürülür. ([51] Zariyat: 9)Tefsir
10
قُتِلَ الْخَرَّاصُوْنَۙ ١٠
- qutila
- قُتِلَ
- kahrolsun
- l-kharāṣūna
- ٱلْخَرَّٰصُونَ
- yalancılar
Yalancılığı itiyat edinenlerin, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! ([51] Zariyat: 10)Tefsir