Skip to content

Suresi Maide - Kelime kelime

Al-Ma'idah

(al-Māʾidah)

bismillaahirrahmaanirrahiim
1

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْٓا اَوْفُوْا بِالْعُقُوْدِۗ اُحِلَّتْ لَكُمْ بَهِيْمَةُ الْاَنْعَامِ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّى الصَّيْدِ وَاَنْتُمْ حُرُمٌۗ اِنَّ اللّٰهَ يَحْكُمُ مَا يُرِيْدُ ١

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
Ey
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوٓا۟
inanan(lar)
awfū
أَوْفُوا۟
yerine getirin
bil-ʿuqūdi
بِٱلْعُقُودِۚ
akitleri(zi)
uḥillat
أُحِلَّتْ
helal kılındı
lakum
لَكُم
sizin için
bahīmatu
بَهِيمَةُ
dört ayaklı
l-anʿāmi
ٱلْأَنْعَٰمِ
hayvanlar
illā
إِلَّا
dışındaki
mā yut'lā
مَا يُتْلَىٰ
oku(nup açıkla)nacak olanların
ʿalaykum
عَلَيْكُمْ
size
ghayra muḥillī
غَيْرَ مُحِلِّى
helal saymamak şartiyle
l-ṣaydi
ٱلصَّيْدِ
avlanmayı
wa-antum
وَأَنتُمْ
siz
ḥurumun
حُرُمٌۗ
ihramda iken
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yaḥkumu
يَحْكُمُ
hükmünü verir
مَا
ne
yurīdu
يُرِيدُ
istediği
Ey İnananlar! Akidleri yerine getirin. İhramda iken avlanmayı helal görmeksizin, size bildirilecek olanlar dışında, hayvanlar helal kılındı; Allah dilediği hükmü verir. ([5] Maide: 1)
Tefsir
2

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا لَا تُحِلُّوْا شَعَاۤىِٕرَ اللّٰهِ وَلَا الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلَا الْهَدْيَ وَلَا الْقَلَاۤىِٕدَ وَلَآ اٰۤمِّيْنَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُوْنَ فَضْلًا مِّنْ رَّبِّهِمْ وَرِضْوَانًا ۗوَاِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُوْا ۗوَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَاٰنُ قَوْمٍ اَنْ صَدُّوْكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اَنْ تَعْتَدُوْۘا وَتَعَاوَنُوْا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوْا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ ۖوَاتَّقُوا اللّٰهَ ۗاِنَّ اللّٰهَ شَدِيْدُ الْعِقَابِ ٢

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
Ey
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
lā tuḥillū
لَا تُحِلُّوا۟
saygısızlık etmeyin
shaʿāira
شَعَٰٓئِرَ
işaretlerine
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
walā
وَلَا
ve
l-shahra
ٱلشَّهْرَ
aya
l-ḥarāma
ٱلْحَرَامَ
haram
walā
وَلَا
ve
l-hadya
ٱلْهَدْىَ
kurbana
walā
وَلَا
ve
l-qalāida
ٱلْقَلَٰٓئِدَ
gerdanlık(lı kurban)lara
walā
وَلَآ
ve
āmmīna
ءَآمِّينَ
gelenlere
l-bayta
ٱلْبَيْتَ
Beyt-i
l-ḥarāma
ٱلْحَرَامَ
Haram'a
yabtaghūna
يَبْتَغُونَ
arzu ederek
faḍlan
فَضْلًا
lutfunu
min rabbihim
مِّن رَّبِّهِمْ
Rablerinin
wariḍ'wānan
وَرِضْوَٰنًاۚ
ve rızasını
wa-idhā
وَإِذَا
ve zaman
ḥalaltum
حَلَلْتُمْ
ihramdan çıktığınız
fa-iṣ'ṭādū
فَٱصْطَادُوا۟ۚ
avlanabilirsiniz
walā yajrimannakum
وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ
sizi itmesin
shanaānu
شَنَـَٔانُ
beslediğiniz kin
qawmin
قَوْمٍ
bir topluma karşı
an
أَن
dolayı
ṣaddūkum
صَدُّوكُمْ
sizi çevirdiklerinden
ʿani l-masjidi
عَنِ ٱلْمَسْجِدِ
Mescid-i
l-ḥarāmi
ٱلْحَرَامِ
Haram'dan
an taʿtadū
أَن تَعْتَدُواۘ
suç işlemeğe
wataʿāwanū
وَتَعَاوَنُوا۟
ve yardımlaşın
ʿalā
عَلَى
üzerinde
l-biri
ٱلْبِرِّ
iyilik
wal-taqwā
وَٱلتَّقْوَىٰۖ
ve takva
walā taʿāwanū
وَلَا تَعَاوَنُوا۟
yardımlaşmayın
ʿalā
عَلَى
üzerinde
l-ith'mi
ٱلْإِثْمِ
günah
wal-ʿud'wāni
وَٱلْعُدْوَٰنِۚ
ve düşmanlık
wa-ittaqū
وَٱتَّقُوا۟
ve korkun
l-laha
ٱللَّهَۖ
Allah'tan
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'ın
shadīdu
شَدِيدُ
çetindir
l-ʿiqābi
ٱلْعِقَابِ
azabı
Ey İnananlar! Allah'ın nişanelerine, hürmet edilen aya, hediye olan kurbanlığa, gerdanlıklar takılan hayvanlara, Rab'lerinden bol nimet ve rıza talep ederek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın hürmetsizlik etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan menettiği için bir topluluğa olan kininiz, aşırı gitmenize sebep olmasın; iyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardımlaşın, günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın. Allah'tan sakının, Allah'ın cezası şiddetlidir. ([5] Maide: 2)
Tefsir
3

حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزِيْرِ وَمَآ اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِهٖ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوْذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيْحَةُ وَمَآ اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْۗ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوْا بِالْاَزْلَامِۗ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۗ اَلْيَوْمَ يَىِٕسَ الَّذِيْنَ كَفَرُوْا مِنْ دِيْنِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۗ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِيْنَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِيْ وَرَضِيْتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ دِيْنًاۗ فَمَنِ اضْطُرَّ فِيْ مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِّاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُوْرٌ رَّحِيْمٌ ٣

ḥurrimat
حُرِّمَتْ
haram kılındı
ʿalaykumu
عَلَيْكُمُ
size
l-maytatu
ٱلْمَيْتَةُ
leş
wal-damu
وَٱلدَّمُ
ve kan
walaḥmu
وَلَحْمُ
ve eti
l-khinzīri
ٱلْخِنزِيرِ
domuz
wamā
وَمَآ
ve şeyler
uhilla
أُهِلَّ
boğazlanan
lighayri
لِغَيْرِ
başkası adına
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'tan
bihi
بِهِۦ
O'na
wal-mun'khaniqatu
وَٱلْمُنْخَنِقَةُ
ve boğulmuş
wal-mawqūdhatu
وَٱلْمَوْقُوذَةُ
ve vurulmuş
wal-mutaradiyatu
وَٱلْمُتَرَدِّيَةُ
ve yukarıdan düşmüş
wal-naṭīḥatu
وَٱلنَّطِيحَةُ
ve boynuzlanmış
wamā
وَمَآ
ve şeyler (havyanlar)
akala
أَكَلَ
yediği
l-sabuʿu
ٱلسَّبُعُ
canavarın
illā
إِلَّا
hariç
mā dhakkaytum
مَا ذَكَّيْتُمْ
sizin kestikleriniz
wamā
وَمَا
ve şeyler
dhubiḥa
ذُبِحَ
boğazlanan
ʿalā
عَلَى
üzerine
l-nuṣubi
ٱلنُّصُبِ
dikili taşlar
wa-an tastaqsimū
وَأَن تَسْتَقْسِمُوا۟
ve kısmet (şans) aramanız
bil-azlāmi
بِٱلْأَزْلَٰمِۚ
fal oklariyle
dhālikum
ذَٰلِكُمْ
bunlar
fis'qun
فِسْقٌۗ
fısktır
l-yawma
ٱلْيَوْمَ
bugün artık
ya-isa
يَئِسَ
umudu kesmişlerdir
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
kafarū
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
min dīnikum
مِن دِينِكُمْ
sizin dininizden
falā takhshawhum
فَلَا تَخْشَوْهُمْ
onlardan korkmayın
wa-ikh'shawni
وَٱخْشَوْنِۚ
benden korkun
l-yawma
ٱلْيَوْمَ
bugün
akmaltu
أَكْمَلْتُ
olgunlaştırdım
lakum
لَكُمْ
sizin için
dīnakum
دِينَكُمْ
dininizi
wa-atmamtu
وَأَتْمَمْتُ
ve tamamladım
ʿalaykum
عَلَيْكُمْ
size
niʿ'matī
نِعْمَتِى
ni'metimi
waraḍītu
وَرَضِيتُ
ve razı oldum
lakumu
لَكُمُ
sizin için
l-is'lāma
ٱلْإِسْلَٰمَ
İslam'a
dīnan
دِينًاۚ
din olarak
famani
فَمَنِ
kim
uḍ'ṭurra
ٱضْطُرَّ
daralırsa
fī makhmaṣatin
فِى مَخْمَصَةٍ
açlıktan
ghayra mutajānifin
غَيْرَ مُتَجَانِفٍ
istekle yönelmeden
li-ith'min
لِّإِثْمٍۙ
günaha
fa-inna
فَإِنَّ
doğrusu
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
ghafūrun
غَفُورٌ
bağışlayandır
raḥīmun
رَّحِيمٌ
esirgeyendir
Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, -canları çıkmadan önce kesmemişseniz, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanları- dikili taşlar üzerine boğazlananlar ile fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fasıklıktır. Bugün, inkar edenler sizi dininizden etmekten umutlarını kesmişlerdir, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim. Açlıktan darda kalan, günaha kaymaksızın yiyebilir. Doğrusu Allah Bağışlayan'dır, merhametli olandır. ([5] Maide: 3)
Tefsir
4

يَسْـَٔلُوْنَكَ مَاذَآ اُحِلَّ لَهُمْۗ قُلْ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبٰتُۙ وَمَا عَلَّمْتُمْ مِّنَ الْجَوَارِحِ مُكَلِّبِيْنَ تُعَلِّمُوْنَهُنَّ مِمَّا عَلَّمَكُمُ اللّٰهُ فَكُلُوْا مِمَّآ اَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ عَلَيْهِ ۖوَاتَّقُوا اللّٰهَ ۗاِنَّ اللّٰهَ سَرِيْعُ الْحِسَابِ ٤

yasalūnaka
يَسْـَٔلُونَكَ
sana soruyarlar
mādhā
مَاذَآ
neyin
uḥilla
أُحِلَّ
helal kılındığını
lahum
لَهُمْۖ
kendilerine
qul
قُلْ
de ki
uḥilla
أُحِلَّ
helal kılındı
lakumu
لَكُمُ
size
l-ṭayibātu
ٱلطَّيِّبَٰتُۙ
iyi ve temiz şeyler
wamā ʿallamtum
وَمَا عَلَّمْتُم
yetiştirdiğiniz
mina l-jawāriḥi
مِّنَ ٱلْجَوَارِحِ
hayvanların
mukallibīna
مُكَلِّبِينَ
avcı
tuʿallimūnahunna
تُعَلِّمُونَهُنَّ
öğreterek
mimmā ʿallamakumu
مِمَّا عَلَّمَكُمُ
size öğrettiğinden
l-lahu
ٱللَّهُۖ
Allah'ın
fakulū
فَكُلُوا۟
yeyin
mimmā
مِمَّآ
şeylerden
amsakna
أَمْسَكْنَ
tuttukları
ʿalaykum
عَلَيْكُمْ
sizin için
wa-udh'kurū
وَٱذْكُرُوا۟
ve anın
is'ma
ٱسْمَ
adını
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
ʿalayhi
عَلَيْهِۖ
üzerine
wa-ittaqū
وَٱتَّقُوا۟
korkun
l-laha
ٱللَّهَۚ
Allah'tan
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
sarīʿu
سَرِيعُ
çabuk görendir
l-ḥisābi
ٱلْحِسَابِ
hesabı
Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar, de ki: Size temiz olanlar helal kılındı; Allah'ın size öğrettiği üzere alıştırıp yetiştirerek öğrettiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. Allah'tan sakının, doğrusu Allah hesabı çabuk görür. ([5] Maide: 4)
Tefsir
5

اَلْيَوْمَ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبٰتُۗ وَطَعَامُ الَّذِيْنَ اُوْتُوا الْكِتٰبَ حِلٌّ لَّكُمْ ۖوَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَّهُمْ ۖوَالْمُحْصَنٰتُ مِنَ الْمُؤْمِنٰتِ وَالْمُحْصَنٰتُ مِنَ الَّذِيْنَ اُوْتُوا الْكِتٰبَ مِنْ قَبْلِكُمْ اِذَآ اٰتَيْتُمُوْهُنَّ اُجُوْرَهُنَّ مُحْصِنِيْنَ غَيْرَ مُسَافِحِيْنَ وَلَا مُتَّخِذِيْٓ اَخْدَانٍۗ وَمَنْ يَّكْفُرْ بِالْاِيْمَانِ فَقَدْ حَبِطَ عَمَلُهٗ ۖوَهُوَ فِى الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخٰسِرِيْنَ ࣖ ٥

al-yawma
ٱلْيَوْمَ
bugün
uḥilla
أُحِلَّ
helal kılındı
lakumu
لَكُمُ
size
l-ṭayibātu
ٱلطَّيِّبَٰتُۖ
iyi ve temiz şeyler
waṭaʿāmu
وَطَعَامُ
ve yemeği
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kendilerine
ūtū
أُوتُوا۟
verilenlerin
l-kitāba
ٱلْكِتَٰبَ
Kitap
ḥillun
حِلٌّ
helal
lakum
لَّكُمْ
size
waṭaʿāmukum
وَطَعَامُكُمْ
sizin yemeğiniz de
ḥillun
حِلٌّ
helaldir
lahum
لَّهُمْۖ
onlara
wal-muḥ'ṣanātu
وَٱلْمُحْصَنَٰتُ
ve namuslu kadınlar
mina l-mu'mināti
مِنَ ٱلْمُؤْمِنَٰتِ
inanan kadınlardan
wal-muḥ'ṣanātu
وَٱلْمُحْصَنَٰتُ
ve namuslu kadınlar
mina alladhīna
مِنَ ٱلَّذِينَ
kendilerine
ūtū
أُوتُوا۟
verilenlerden
l-kitāba
ٱلْكِتَٰبَ
Kitap
min qablikum
مِن قَبْلِكُمْ
sizden önce
idhā
إِذَآ
zaman
ātaytumūhunna
ءَاتَيْتُمُوهُنَّ
verdiğiniz
ujūrahunna
أُجُورَهُنَّ
mehirlerini
muḥ'ṣinīna
مُحْصِنِينَ
iffetli kişiler olarak
ghayra musāfiḥīna
غَيْرَ مُسَٰفِحِينَ
zinadan kaçınan
walā muttakhidhī
وَلَا مُتَّخِذِىٓ
ve tutmayan
akhdānin
أَخْدَانٍۗ
gizli dost
waman
وَمَن
ve kim
yakfur
يَكْفُرْ
inkar ederse
bil-īmāni
بِٱلْإِيمَٰنِ
imânı
faqad
فَقَدْ
muhakkak
ḥabiṭa
حَبِطَ
boşa çıkmıştır
ʿamaluhu
عَمَلُهُۥ
onun ameli
wahuwa
وَهُوَ
ve o
fī l-ākhirati
فِى ٱلْءَاخِرَةِ
ahirette
mina l-khāsirīna
مِنَ ٱلْخَٰسِرِينَ
kaybedenlerdendir
Bugün, size temiz olanlar helal kılındı. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir. İnanan hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınları -zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın ve mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helaldir. Kim imanı inkar ederse, şüphesiz amelleri boşa gider. O, ahirette de kaybedenlerdendir. ([5] Maide: 5)
Tefsir
6

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْٓا اِذَا قُمْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ فَاغْسِلُوْا وُجُوْهَكُمْ وَاَيْدِيَكُمْ اِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُوْا بِرُءُوْسِكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ اِلَى الْكَعْبَيْنِۗ وَاِنْ كُنْتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُوْاۗ وَاِنْ كُنْتُمْ مَّرْضٰٓى اَوْ عَلٰى سَفَرٍ اَوْ جَاۤءَ اَحَدٌ مِّنْكُمْ مِّنَ الْغَاۤىِٕطِ اَوْ لٰمَسْتُمُ النِّسَاۤءَ فَلَمْ تَجِدُوْا مَاۤءً فَتَيَمَّمُوْا صَعِيْدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوْا بِوُجُوْهِكُمْ وَاَيْدِيْكُمْ مِّنْهُ ۗمَا يُرِيْدُ اللّٰهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُمْ مِّنْ حَرَجٍ وَّلٰكِنْ يُّرِيْدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهٗ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُوْنَ ٦

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
Ey
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوٓا۟
inanan(lar)
idhā
إِذَا
zaman
qum'tum
قُمْتُمْ
dur(mak iste)diğiniz
ilā l-ṣalati
إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ
namaza
fa-igh'silū
فَٱغْسِلُوا۟
yıkayın
wujūhakum
وُجُوهَكُمْ
yüzlerinizi
wa-aydiyakum
وَأَيْدِيَكُمْ
ve ellerinizi
ilā
إِلَى
kadar
l-marāfiqi
ٱلْمَرَافِقِ
dirseklere
wa-im'saḥū
وَٱمْسَحُوا۟
ve meshedin
biruūsikum
بِرُءُوسِكُمْ
başlarınızı
wa-arjulakum
وَأَرْجُلَكُمْ
ve ayaklarınızı
ilā
إِلَى
kadar
l-kaʿbayni
ٱلْكَعْبَيْنِۚ
topuklara
wa-in
وَإِن
ve eğer
kuntum
كُنتُمْ
iseniz
junuban
جُنُبًا
cünüp
fa-iṭṭahharū
فَٱطَّهَّرُوا۟ۚ
tam temizlenin
wa-in
وَإِن
eğer
kuntum
كُنتُم
iseniz
marḍā
مَّرْضَىٰٓ
hasta
aw
أَوْ
yahut
ʿalā
عَلَىٰ
üzerinde
safarin
سَفَرٍ
seyahat
aw
أَوْ
yahut
jāa
جَآءَ
gelmişse
aḥadun
أَحَدٌ
biriniz
minkum
مِّنكُم
sizden
mina l-ghāiṭi
مِّنَ ٱلْغَآئِطِ
tuvaletten
aw
أَوْ
ya da
lāmastumu
لَٰمَسْتُمُ
dokunmuşsa
l-nisāa
ٱلنِّسَآءَ
kadınlara
falam
فَلَمْ
ve
tajidū
تَجِدُوا۟
bulamamışsanız
māan
مَآءً
su
fatayammamū
فَتَيَمَّمُوا۟
teyemmüm edin
ṣaʿīdan
صَعِيدًا
toprağa
ṭayyiban
طَيِّبًا
temiz
fa-im'saḥū
فَٱمْسَحُوا۟
ve sürün
biwujūhikum
بِوُجُوهِكُمْ
yüzlerinize
wa-aydīkum
وَأَيْدِيكُم
ve ellerinize
min'hu
مِّنْهُۚ
ondan
mā yurīdu
مَا يُرِيدُ
istemiyor
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
liyajʿala
لِيَجْعَلَ
çıkarmak
ʿalaykum
عَلَيْكُم
size
min
مِّنْ
hiçbir
ḥarajin
حَرَجٍ
güçlük
walākin
وَلَٰكِن
fakat
yurīdu
يُرِيدُ
istiyor
liyuṭahhirakum
لِيُطَهِّرَكُمْ
sizi temizlemek
waliyutimma
وَلِيُتِمَّ
ve tamamlamak
niʿ'matahu
نِعْمَتَهُۥ
ni'metini
ʿalaykum
عَلَيْكُمْ
size olan
laʿallakum
لَعَلَّكُمْ
umulur ki
tashkurūna
تَشْكُرُونَ
şükredersiniz
Ey İnananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -başlarınızı meshedip- topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüpseniz yıkanıp temizlenin; şayet hasta veya yolculukta iseniz veya ayak yolundan gelmişseniz yahut kadınlara yaklaşmışsanız ve su bulamamışsanız temiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin. Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz. ([5] Maide: 6)
Tefsir
7

وَاذْكُرُوْا نِعْمَةَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَمِيْثَاقَهُ الَّذِيْ وَاثَقَكُمْ بِهٖٓ ۙاِذْ قُلْتُمْ سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا ۖوَاتَّقُوا اللّٰهَ ۗاِنَّ اللّٰهَ عَلِيْمٌ ۢبِذَاتِ الصُّدُوْرِ ٧

wa-udh'kurū
وَٱذْكُرُوا۟
ve hatırlayın
niʿ'mata
نِعْمَةَ
ni'metini
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
ʿalaykum
عَلَيْكُمْ
size olan
wamīthāqahu
وَمِيثَٰقَهُ
ve sözünü
alladhī
ٱلَّذِى
öyle ki
wāthaqakum
وَاثَقَكُم
verdiniz
bihi
بِهِۦٓ
O'na
idh
إِذْ
hani
qul'tum
قُلْتُمْ
demiştiniz
samiʿ'nā
سَمِعْنَا
işittik
wa-aṭaʿnā
وَأَطَعْنَاۖ
ve ita'at ettik
wa-ittaqū
وَٱتَّقُوا۟
korkun
l-laha
ٱللَّهَۚ
Allah'tan
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
ʿalīmun
عَلِيمٌۢ
bilir
bidhāti
بِذَاتِ
özünü
l-ṣudūri
ٱلصُّدُورِ
göğüslerin
Allah'ın size olan nimetini ve "İşittik, itaat ettik" dediğinizde sizi andına bağladığı sözünü anın. Allah'tan sakının, Allah içinizde olanı elbette bilir. ([5] Maide: 7)
Tefsir
8

يٰٓاَيُّهَا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا كُوْنُوْا قَوَّامِيْنَ لِلّٰهِ شُهَدَاۤءَ بِالْقِسْطِۖ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَاٰنُ قَوْمٍ عَلٰٓى اَلَّا تَعْدِلُوْا ۗاِعْدِلُوْاۗ هُوَ اَقْرَبُ لِلتَّقْوٰىۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ ۗاِنَّ اللّٰهَ خَبِيْرٌۢ بِمَا تَعْمَلُوْنَ ٨

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
Ey
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
kūnū
كُونُوا۟
olun
qawwāmīna
قَوَّٰمِينَ
(hakkı) ayakta tutan
lillahi
لِلَّهِ
Allah için
shuhadāa
شُهَدَآءَ
şahidlik edenler
bil-qis'ṭi
بِٱلْقِسْطِۖ
adaletle
walā yajrimannakum
وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ
sizi saptırmasın
shanaānu
شَنَـَٔانُ
duyduğunuz kin
qawmin
قَوْمٍ
bir topluluğa
ʿalā
عَلَىٰٓ
karşı
allā taʿdilū
أَلَّا تَعْدِلُوا۟ۚ
adaletten
iʿ'dilū
ٱعْدِلُوا۟
adil davranın
huwa
هُوَ
bu
aqrabu
أَقْرَبُ
daha yakındır
lilttaqwā
لِلتَّقْوَىٰۖ
takvaya
wa-ittaqū
وَٱتَّقُوا۟
korkun
l-laha
ٱللَّهَۚ
Allah'tan
inna
إِنَّ
kuşkusuz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
khabīrun
خَبِيرٌۢ
haber almaktadır
bimā
بِمَا
şeyleri
taʿmalūna
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınız
Ey İnananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahidler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin; adil olun; bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'tan sakının, doğrusu Allah işlediklerinizden Haberdar'dır. ([5] Maide: 8)
Tefsir
9

وَعَدَ اللّٰهُ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِۙ لَهُمْ مَّغْفِرَةٌ وَّاَجْرٌ عَظِيْمٌ ٩

waʿada
وَعَدَ
va'detmiştir
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimselere
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(lara)
waʿamilū
وَعَمِلُوا۟
ve yapanlara
l-ṣāliḥāti
ٱلصَّٰلِحَٰتِۙ
iyi işler
lahum
لَهُم
onlarındır
maghfiratun
مَّغْفِرَةٌ
bağışlama
wa-ajrun
وَأَجْرٌ
ve mükafat
ʿaẓīmun
عَظِيمٌ
büyük
Allah, inananlara ve yararlı işler işleyenlere mağfiret ve büyük ecir olduğunu vadetmiştir. ([5] Maide: 9)
Tefsir
10

وَالَّذِيْنَ كَفَرُوْا وَكَذَّبُوْا بِاٰيٰتِنَآ اُولٰۤىِٕكَ اَصْحٰبُ الْجَحِيْمِ ١٠

wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
kimseler
kafarū
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
wakadhabū
وَكَذَّبُوا۟
ve yalanlayanlar ise
biāyātinā
بِـَٔايَٰتِنَآ
ayetlerimizi
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
onlar
aṣḥābu
أَصْحَٰبُ
halkıdır
l-jaḥīmi
ٱلْجَحِيمِ
cehennemin
İnkar edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cehennemliklerdir. ([5] Maide: 10)
Tefsir