Skip to content

Suresi Mumin - Page: 8

Ghafir

(Ghāfir)

71

اِذِ الْاَغْلٰلُ فِيْٓ اَعْنَاقِهِمْ وَالسَّلٰسِلُۗ يُسْحَبُوْنَۙ ٧١

idhi
إِذِ
o zaman
l-aghlālu
ٱلْأَغْلَٰلُ
demir halkalar
fī aʿnāqihim
فِىٓ أَعْنَٰقِهِمْ
boyunlarında
wal-salāsilu
وَٱلسَّلَٰسِلُ
ve zincirler
yus'ḥabūna
يُسْحَبُونَ
sürüklenceklerdir
Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar. ([40] Mumin: 71)
Tefsir
72

فِى الْحَمِيْمِ ەۙ ثُمَّ فِى النَّارِ يُسْجَرُوْنَۚ ٧٢

فِى
içinde
l-ḥamīmi
ٱلْحَمِيمِ
kaynar su
thumma
ثُمَّ
sonra
fī l-nāri
فِى ٱلنَّارِ
ateşte
yus'jarūna
يُسْجَرُونَ
yakılacaklardır
Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar. ([40] Mumin: 72)
Tefsir
73

ثُمَّ قِيْلَ لَهُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْ تُشْرِكُوْنَۙ ٧٣

thumma
ثُمَّ
sonra
qīla
قِيلَ
denilecektir
lahum
لَهُمْ
onlara
ayna
أَيْنَ
nerede?
مَا
şeyler
kuntum
كُنتُمْ
olduğunuz
tush'rikūna
تُشْرِكُونَ
ortak koşuyor(lar)
Sonra onlara: "Allah'ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir?" denir. "Bizden uzaklaştılar; hayır, biz zaten önceleri hiçbir şeye kulluk etmiyorduk" derler. İşte Allah inkarcıları böyle saptırır. ([40] Mumin: 73)
Tefsir
74

مِنْ دُوْنِ اللّٰهِ ۗقَالُوْا ضَلُّوْا عَنَّا بَلْ لَّمْ نَكُنْ نَّدْعُوْا مِنْ قَبْلُ شَيْـًٔاۚ كَذٰلِكَ يُضِلُّ اللّٰهُ الْكٰفِرِيْنَ ٧٤

min dūni
مِن دُونِ
başkaları?
l-lahi
ٱللَّهِۖ
Allah'tan
qālū
قَالُوا۟
diyecekler ki
ḍallū
ضَلُّوا۟
kayboldular
ʿannā
عَنَّا
bizden
bal
بَل
hayır
lam nakun
لَّمْ نَكُن
değilmişiz
nadʿū
نَّدْعُوا۟
biz tapmıyor
min qablu
مِن قَبْلُ
önceden
shayan
شَيْـًٔاۚ
hiçbir şeye
kadhālika
كَذَٰلِكَ
işte böyle
yuḍillu
يُضِلُّ
şaşırtır
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
l-kāfirīna
ٱلْكَٰفِرِينَ
kafirleri
Sonra onlara: "Allah'ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir?" denir. "Bizden uzaklaştılar; hayır, biz zaten önceleri hiçbir şeye kulluk etmiyorduk" derler. İşte Allah inkarcıları böyle saptırır. ([40] Mumin: 74)
Tefsir
75

ذٰلِكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَفْرَحُوْنَ فِى الْاَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَبِمَا كُنْتُمْ تَمْرَحُوْنَ ٧٥

dhālikum
ذَٰلِكُم
bu durum
bimā
بِمَا
ötürüdür
kuntum
كُنتُمْ
sizin
tafraḥūna
تَفْرَحُونَ
şımarmanızdan
fī l-arḍi
فِى ٱلْأَرْضِ
yeryüzünde
bighayri
بِغَيْرِ
olmaksızın
l-ḥaqi
ٱلْحَقِّ
hakkı
wabimā
وَبِمَا
ve ötürüdür
kuntum
كُنتُمْ
olmanızdan
tamraḥūna
تَمْرَحُونَ
böbürlenmiş
Onlara: "İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin" denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür! ([40] Mumin: 75)
Tefsir
76

اُدْخُلُوْٓا اَبْوَابَ جَهَنَّمَ خٰلِدِيْنَ فِيْهَا ۚفَبِئْسَ مَثْوَى الْمُتَكَبِّرِيْنَ ٧٦

ud'khulū
ٱدْخُلُوٓا۟
girin
abwāba
أَبْوَٰبَ
kapılarından
jahannama
جَهَنَّمَ
cehennemin
khālidīna
خَٰلِدِينَ
ebedi kalacaksınız
fīhā
فِيهَاۖ
orada
fabi'sa
فَبِئْسَ
ne kötüdür
mathwā
مَثْوَى
yeri
l-mutakabirīna
ٱلْمُتَكَبِّرِينَ
kibirlenenlerin
Onlara: "İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin" denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür! ([40] Mumin: 76)
Tefsir
77

فَاصْبِرْ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ ۚفَاِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِيْ نَعِدُهُمْ اَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَاِلَيْنَا يُرْجَعُوْنَ ٧٧

fa-iṣ'bir
فَٱصْبِرْ
artık sabret
inna
إِنَّ
şüphesiz
waʿda
وَعْدَ
va'di (sözü)
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
ḥaqqun
حَقٌّۚ
gerçektir
fa-immā
فَإِمَّا
ya
nuriyannaka
نُرِيَنَّكَ
sana gösteririz
baʿḍa
بَعْضَ
bir kısmını
alladhī
ٱلَّذِى
şeylerin
naʿiduhum
نَعِدُهُمْ
onları tehdidettiğimiz
aw
أَوْ
yahut
natawaffayannaka
نَتَوَفَّيَنَّكَ
seni vefat ettiririz
fa-ilaynā
فَإِلَيْنَا
sonunda bize
yur'jaʿūna
يُرْجَعُونَ
döndürüleceklerdir
Sabret; şüphesiz Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya seni öldürürüz, nasıl olsa onların dönüşü Bizedir. ([40] Mumin: 77)
Tefsir
78

وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا رُسُلًا مِّنْ قَبْلِكَ مِنْهُمْ مَّنْ قَصَصْنَا عَلَيْكَ وَمِنْهُمْ مَّنْ لَّمْ نَقْصُصْ عَلَيْكَ ۗوَمَا كَانَ لِرَسُوْلٍ اَنْ يَّأْتِيَ بِاٰيَةٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ ۚفَاِذَا جَاۤءَ اَمْرُ اللّٰهِ قُضِيَ بِالْحَقِّ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْمُبْطِلُوْنَ ࣖ ٧٨

walaqad
وَلَقَدْ
ve andolsun
arsalnā
أَرْسَلْنَا
biz gönderdik
rusulan
رُسُلًا
elçiler
min qablika
مِّن قَبْلِكَ
senden önce de
min'hum
مِنْهُم
onlardan
man
مَّن
kimini
qaṣaṣnā
قَصَصْنَا
anlattık
ʿalayka
عَلَيْكَ
sana
wamin'hum
وَمِنْهُم
ve onlardan
man
مَّن
kimini
lam naqṣuṣ
لَّمْ نَقْصُصْ
anlatmadık
ʿalayka
عَلَيْكَۗ
sana
wamā
وَمَا
ve değildir
kāna
كَانَ
mümkün
lirasūlin
لِرَسُولٍ
hiçbir elçinin
an yatiya
أَن يَأْتِىَ
getirmesi
biāyatin
بِـَٔايَةٍ
bir mu'cize
illā
إِلَّا
dışında
bi-idh'ni
بِإِذْنِ
izni
l-lahi
ٱللَّهِۚ
Allah'ın
fa-idhā
فَإِذَا
zaman
jāa
جَآءَ
geldiği
amru
أَمْرُ
emri
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
quḍiya
قُضِىَ
yerine getirilir
bil-ḥaqi
بِٱلْحَقِّ
hak ile
wakhasira
وَخَسِرَ
ve hüsrana uğrarlar
hunālika
هُنَالِكَ
orada
l-mub'ṭilūna
ٱلْمُبْطِلُونَ
boşa çıkarmağa uğraşanlar
And olsun ki, senden önce birçok peygamberler gönderdik; sana onların kimini anlattık, kimini anlatmadık; hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmadan bir mucize getiremez. Allah'ın buyruğu gelince iş gerçekten biter. İşte o zaman, boşa uğraşanlar hüsranda kalırlar. ([40] Mumin: 78)
Tefsir
79

اَللّٰهُ الَّذِيْ جَعَلَ لَكُمُ الْاَنْعَامَ لِتَرْكَبُوْا مِنْهَا وَمِنْهَا تَأْكُلُوْنَۖ ٧٩

al-lahu
ٱللَّهُ
Allah
alladhī
ٱلَّذِى
O'dur ki
jaʿala
جَعَلَ
yarattı
lakumu
لَكُمُ
size
l-anʿāma
ٱلْأَنْعَٰمَ
hayvanları
litarkabū
لِتَرْكَبُوا۟
binmeniz için
min'hā
مِنْهَا
kimine
wamin'hā
وَمِنْهَا
ve kiminden
takulūna
تَأْكُلُونَ
yemeniz için
Binek olarak kullanmanız ve yemeniz için hayvanları sizin için yaratan Allah'tır. ([40] Mumin: 79)
Tefsir
80

وَلَكُمْ فِيْهَا مَنَافِعُ وَلِتَبْلُغُوْا عَلَيْهَا حَاجَةً فِيْ صُدُوْرِكُمْ وَعَلَيْهَا وَعَلَى الْفُلْكِ تُحْمَلُوْنَۗ ٨٠

walakum
وَلَكُمْ
ve sizin için vardır
fīhā
فِيهَا
onlarda
manāfiʿu
مَنَٰفِعُ
faydalar
walitablughū
وَلِتَبْلُغُوا۟
erersiniz
ʿalayhā
عَلَيْهَا
onların üstünde
ḥājatan
حَاجَةً
arzuya
fī ṣudūrikum
فِى صُدُورِكُمْ
gönüllerinizdeki
waʿalayhā
وَعَلَيْهَا
ve onların üstünde
waʿalā
وَعَلَى
ve üstünde
l-ful'ki
ٱلْفُلْكِ
gemilerin
tuḥ'malūna
تُحْمَلُونَ
taşınırsınız
Onlarda sizin için daha nice faydalar vardır; gönüllerinizdeki arzulara, onlara binerek ulaşırsınız. Onlarla ve gemilerle taşınırsınız. ([40] Mumin: 80)
Tefsir