Skip to content

Suresi Zümer - Page: 2

Az-Zumar

(az-Zumar)

11

قُلْ اِنِّيْٓ اُمِرْتُ اَنْ اَعْبُدَ اللّٰهَ مُخْلِصًا لَّهُ الدِّيْنَ ١١

qul
قُلْ
de ki
innī
إِنِّىٓ
muhakkak bana
umir'tu
أُمِرْتُ
emredildi
an aʿbuda
أَنْ أَعْبُدَ
kulluk etmem
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'a
mukh'liṣan
مُخْلِصًا
halis kılarak
lahu
لَّهُ
yalnız O'na
l-dīna
ٱلدِّينَ
dini
De ki: "Dini Allah'a halis kılarak O'na kulluk etmekle emrolundum." ([39] Zümer: 11)
Tefsir
12

وَاُمِرْتُ لِاَنْ اَكُوْنَ اَوَّلَ الْمُسْلِمِيْنَ ١٢

wa-umir'tu
وَأُمِرْتُ
ve bana emredildi
li-an akūna
لِأَنْ أَكُونَ
olmam
awwala
أَوَّلَ
ilki
l-mus'limīna
ٱلْمُسْلِمِينَ
müslümanların
"Ve Müslümanların ilki olmakla emrolundum." ([39] Zümer: 12)
Tefsir
13

قُلْ اِنِّيْٓ اَخَافُ اِنْ عَصَيْتُ رَبِّيْ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيْمٍ ١٣

qul
قُلْ
de ki
innī
إِنِّىٓ
elbette ben
akhāfu
أَخَافُ
korkarım
in
إِنْ
eğer
ʿaṣaytu
عَصَيْتُ
isyan edersem
rabbī
رَبِّى
Rabbime
ʿadhāba
عَذَابَ
azabından;
yawmin
يَوْمٍ
bir günün
ʿaẓīmin
عَظِيمٍ
büyük
De ki: "Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından korkarım." ([39] Zümer: 13)
Tefsir
14

قُلِ اللّٰهَ اَعْبُدُ مُخْلِصًا لَّهٗ دِيْنِيْۚ ١٤

quli
قُلِ
de ki
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'a
aʿbudu
أَعْبُدُ
kulluk ediyorum
mukh'liṣan
مُخْلِصًا
halis kılarak
lahu
لَّهُۥ
yalnız O'na
dīnī
دِينِى
dinimi
De ki: "Ben, dinimi Allah'a halis kılarak O'na kulluk ederim; ([39] Zümer: 14)
Tefsir
15

فَاعْبُدُوْا مَا شِئْتُمْ مِّنْ دُوْنِهٖۗ قُلْ اِنَّ الْخٰسِرِيْنَ الَّذِيْنَ خَسِرُوْٓا اَنْفُسَهُمْ وَاَهْلِيْهِمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۗ اَلَا ذٰلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِيْنُ ١٥

fa-uʿ'budū
فَٱعْبُدُوا۟
siz de kulluk edin
mā shi'tum
مَا شِئْتُم
dilediğinize
min dūnihi
مِّن دُونِهِۦۗ
O'ndan başka
qul
قُلْ
de ki
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-khāsirīna
ٱلْخَٰسِرِينَ
ziyan edenlerdir
alladhīna khasirū
ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟
ziyana uğrayanlar
anfusahum
أَنفُسَهُمْ
kendilerini
wa-ahlīhim
وَأَهْلِيهِمْ
ve ailelerini
yawma
يَوْمَ
günü
l-qiyāmati
ٱلْقِيَٰمَةِۗ
kıyamet
alā
أَلَا
dikkat edin
dhālika
ذَٰلِكَ
işte
huwa
هُوَ
bu
l-khus'rānu
ٱلْخُسْرَانُ
bir ziyandır
l-mubīnu
ٱلْمُبِينُ
apaçık
Ey Allah'a eş koşanlar! Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk edin." De ki: Hüsrana uğrayanlar kıyamet günü kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. Dikkat edin, işte apaçık hüsran budur. ([39] Zümer: 15)
Tefsir
16

لَهُمْ مِّنْ فَوْقِهِمْ ظُلَلٌ مِّنَ النَّارِ وَمِنْ تَحْتِهِمْ ظُلَلٌ ۗذٰلِكَ يُخَوِّفُ اللّٰهُ بِهٖ عِبَادَهٗ ۗيٰعِبَادِ فَاتَّقُوْنِ ١٦

lahum
لَهُم
onların vardır
min fawqihim
مِّن فَوْقِهِمْ
üstlerinden
ẓulalun
ظُلَلٌ
gölgeler
mina l-nāri
مِّنَ ٱلنَّارِ
ateşten
wamin
وَمِن
ve
taḥtihim
تَحْتِهِمْ
altlarından
ẓulalun
ظُلَلٌۚ
(ateşten) gölgeler
dhālika
ذَٰلِكَ
işte
yukhawwifu
يُخَوِّفُ
korkutur
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
bihi
بِهِۦ
bu durumdan
ʿibādahu
عِبَادَهُۥۚ
kullarını
yāʿibādi
يَٰعِبَادِ
ey kullarım
fa-ittaqūni
فَٱتَّقُونِ
benden korkun
Onlara üstlerinden kat kat ateş vardır. Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım, Benden sakının. ([39] Zümer: 16)
Tefsir
17

وَالَّذِيْنَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوْتَ اَنْ يَّعْبُدُوْهَا وَاَنَابُوْٓا اِلَى اللّٰهِ لَهُمُ الْبُشْرٰىۚ فَبَشِّرْ عِبَادِۙ ١٧

wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
kimselere
ij'tanabū
ٱجْتَنَبُوا۟
kaçınan(lara)
l-ṭāghūta
ٱلطَّٰغُوتَ
Tağut'a
an yaʿbudūhā
أَن يَعْبُدُوهَا
kulluk etmekten
wa-anābū
وَأَنَابُوٓا۟
ve yönelenlere
ilā l-lahi
إِلَى ٱللَّهِ
Allah'a
lahumu
لَهُمُ
onlar için vardır
l-bush'rā
ٱلْبُشْرَىٰۚ
müjde
fabashir
فَبَشِّرْ
müjdele
ʿibādi
عِبَادِ
kullarımı
Şeytana ve putlara kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere, onlara, müjde vardır. Dinleyip de, en güzel söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdiği onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir. ([39] Zümer: 17)
Tefsir
18

الَّذِيْنَ يَسْتَمِعُوْنَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُوْنَ اَحْسَنَهٗ ۗ اُولٰۤىِٕكَ الَّذِيْنَ هَدٰىهُمُ اللّٰهُ وَاُولٰۤىِٕكَ هُمْ اُولُوا الْاَلْبَابِ ١٨

alladhīna
ٱلَّذِينَ
onlar ki
yastamiʿūna
يَسْتَمِعُونَ
dinlerler
l-qawla
ٱلْقَوْلَ
sözü
fayattabiʿūna
فَيَتَّبِعُونَ
ve uyarlar
aḥsanahu
أَحْسَنَهُۥٓۚ
onun en güzeline
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte onlar
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimselerdir
hadāhumu
هَدَىٰهُمُ
doğru yola ilettikleri
l-lahu
ٱللَّهُۖ
Allah'ın
wa-ulāika
وَأُو۟لَٰٓئِكَ
ve işte
hum
هُمْ
onlar
ulū
أُو۟لُوا۟
sahipleridir
l-albābi
ٱلْأَلْبَٰبِ
sağduyu
Şeytana ve putlara kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere, onlara, müjde vardır. Dinleyip de, en güzel söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdiği onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir. ([39] Zümer: 18)
Tefsir
19

اَفَمَنْ حَقَّ عَلَيْهِ كَلِمَةُ الْعَذَابِۗ اَفَاَنْتَ تُنْقِذُ مَنْ فِى النَّارِ ۚ ١٩

afaman
أَفَمَنْ
kimse mi?
ḥaqqa
حَقَّ
hak olan
ʿalayhi
عَلَيْهِ
üzerine
kalimatu
كَلِمَةُ
kararı
l-ʿadhābi
ٱلْعَذَابِ
azab
afa-anta
أَفَأَنتَ
sen mi?
tunqidhu
تُنقِذُ
kurtaracaksın
man
مَن
bulunanı
fī l-nāri
فِى ٱلنَّارِ
ateşte
Hakkında azap sözü gerçekleşmiş kimseyi, ateşte olanı sen mi kurtaracaksın? ([39] Zümer: 19)
Tefsir
20

لٰكِنِ الَّذِيْنَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ لَهُمْ غُرَفٌ مِّنْ فَوْقِهَا غُرَفٌ مَّبْنِيَّةٌ ۙتَجْرِيْ مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهٰرُ ەۗ وَعْدَ اللّٰهِ ۗ لَا يُخْلِفُ اللّٰهُ الْمِيْعَادَ ٢٠

lākini
لَٰكِنِ
fakat
alladhīna
ٱلَّذِينَ
onlar ki
ittaqaw
ٱتَّقَوْا۟
korkarlar
rabbahum
رَبَّهُمْ
Rablerinden
lahum
لَهُمْ
onlara vardır
ghurafun
غُرَفٌ
odalar
min fawqihā
مِّن فَوْقِهَا
üstüste
ghurafun
غُرَفٌ
odalar
mabniyyatun
مَّبْنِيَّةٌ
yapılmış
tajrī
تَجْرِى
akmaktadır
min taḥtihā
مِن تَحْتِهَا
altından
l-anhāru
ٱلْأَنْهَٰرُۖ
ırmaklar
waʿda
وَعْدَ
(bu) va'didir
l-lahi
ٱللَّهِۖ
Allah'ın
lā yukh'lifu
لَا يُخْلِفُ
caymaz
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
l-mīʿāda
ٱلْمِيعَادَ
va'dinden
Fakat, Rablerinden sakınanlara, üst üste bina edilmiş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. Bu, Allah'ın verdiği sözdür, Allah verdiği sözden caymaz. ([39] Zümer: 20)
Tefsir