Skip to content

Suresi Saffat - Page: 3

As-Saffat

(aṣ-Ṣāffāt)

21

هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذِيْ كُنْتُمْ بِهٖ تُكَذِّبُوْنَ ࣖ ٢١

hādhā
هَٰذَا
bu
yawmu
يَوْمُ
günüdür
l-faṣli
ٱلْفَصْلِ
hüküm
alladhī kuntum
ٱلَّذِى كُنتُم
olduğunuz
bihi
بِهِۦ
onu
tukadhibūna
تُكَذِّبُونَ
yalanlıyor
Onlara: "İşte bu, yalanladığınız hüküm günüdür" denir. ([37] Saffat: 21)
Tefsir
22

اُحْشُرُوا الَّذِيْنَ ظَلَمُوْا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوْا يَعْبُدُوْنَ ۙ ٢٢

uḥ'shurū
ٱحْشُرُوا۟
toplayın
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseleri
ẓalamū
ظَلَمُوا۟
(o) zalim(leri)
wa-azwājahum
وَأَزْوَٰجَهُمْ
ve onların eşlerini
wamā
وَمَا
ve
kānū
كَانُوا۟
olduklarını
yaʿbudūna
يَعْبُدُونَ
tapıyor(lar)
İlgililere şöyle emredilir: "Zulmedenleri, onlarla işbirliği edenleri ve Allah'ı bırakıp da taptıklarını derleyin. Onları cehennem yoluna koyun." ([37] Saffat: 22)
Tefsir
23

مِنْ دُوْنِ اللّٰهِ فَاهْدُوْهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَحِيْمِ ٢٣

min dūni
مِن دُونِ
başka
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'tan
fa-ih'dūhum
فَٱهْدُوهُمْ
onları götürün
ilā ṣirāṭi
إِلَىٰ صِرَٰطِ
yoluna
l-jaḥīmi
ٱلْجَحِيمِ
cehennemin
İlgililere şöyle emredilir: "Zulmedenleri, onlarla işbirliği edenleri ve Allah'ı bırakıp da taptıklarını derleyin. Onları cehennem yoluna koyun." ([37] Saffat: 23)
Tefsir
24

وَقِفُوْهُمْ اِنَّهُمْ مَّسْـُٔوْلُوْنَ ۙ ٢٤

waqifūhum
وَقِفُوهُمْۖ
ve durdurun onları
innahum
إِنَّهُم
çünkü onlar
masūlūna
مَّسْـُٔولُونَ
sorguya çekileceklerdir
"Onları durdurun; çünkü kendilerinden daha da sorulacaktır." ([37] Saffat: 24)
Tefsir
25

مَا لَكُمْ لَا تَنَاصَرُوْنَ ٢٥

mā lakum
مَا لَكُمْ
size ne oldu ki?
lā tanāṣarūna
لَا تَنَاصَرُونَ
birbirinize yardım etmiyorsunuz
Şöyle sorulur: "Size ne oldu ki birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?" ([37] Saffat: 25)
Tefsir
26

بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُوْنَ ٢٦

bal
بَلْ
hayır
humu
هُمُ
onlar
l-yawma
ٱلْيَوْمَ
o gün
mus'taslimūna
مُسْتَسْلِمُونَ
teslim olmuşlardır
Hayır; bugün onların hepsi teslim olmuşlardır. ([37] Saffat: 26)
Tefsir
27

وَاَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ يَّتَسَاۤءَلُوْنَ ٢٧

wa-aqbala
وَأَقْبَلَ
ve döner
baʿḍuhum
بَعْضُهُمْ
bir kısmı
ʿalā baʿḍin
عَلَىٰ بَعْضٍ
diğerine
yatasāalūna
يَتَسَآءَلُونَ
sorar
Birbirlerine dönüp soruşurlar. ([37] Saffat: 27)
Tefsir
28

قَالُوْٓا اِنَّكُمْ كُنْتُمْ تَأْتُوْنَنَا عَنِ الْيَمِيْنِ ٢٨

qālū
قَالُوٓا۟
dediler ki
innakum
إِنَّكُمْ
şüphesiz siz
kuntum tatūnanā
كُنتُمْ تَأْتُونَنَا
bize gelirdiniz
ʿani l-yamīni
عَنِ ٱلْيَمِينِ
sağdan
İleri gelenlerine: "Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz" derler. ([37] Saffat: 28)
Tefsir
29

قَالُوْا بَلْ لَّمْ تَكُوْنُوْا مُؤْمِنِيْنَۚ ٢٩

qālū
قَالُوا۟
dediler
bal
بَل
hayır
lam takūnū
لَّمْ تَكُونُوا۟
zaten siz değildiniz
mu'minīna
مُؤْمِنِينَ
inanan insanlar
Onlar da şöyle derler: "Hayır; siz inanmış kimseler değildiniz." ([37] Saffat: 29)
Tefsir
30

وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُمْ مِّنْ سُلْطٰنٍۚ بَلْ كُنْتُمْ قَوْمًا طٰغِيْنَ ٣٠

wamā kāna
وَمَا كَانَ
ve yoktu
lanā
لَنَا
bizim
ʿalaykum
عَلَيْكُم
sizi zorlayacak
min
مِّن
hiçbir
sul'ṭānin
سُلْطَٰنٍۭۖ
gücümüz
bal
بَلْ
bilakis
kuntum
كُنتُمْ
siz idiniz
qawman
قَوْمًا
bir toplum
ṭāghīna
طَٰغِينَ
azgın
"Bizim sizin üstünüzde bir nüfuzumuz yoktu. Bilakis, azmış bir millettiniz." ([37] Saffat: 30)
Tefsir