Kuran-i Kerim Suresi Lukman ayet 4
Qur'an Surah Luqman Verse 4
Lukman [31]: 4 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
الَّذِيْنَ يُقِيْمُوْنَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُوْنَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ بِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوْقِنُوْنَۗ (لقمان : ٣١)
- alladhīna
- ٱلَّذِينَ
- Those who
- onlar ki
- yuqīmūna
- يُقِيمُونَ
- establish
- kılarlar
- l-ṣalata
- ٱلصَّلَوٰةَ
- the prayer
- namazı
- wayu'tūna
- وَيُؤْتُونَ
- and give
- ve verirler
- l-zakata
- ٱلزَّكَوٰةَ
- zakah
- zekatı
- wahum
- وَهُم
- and they
- ve onlar
- bil-ākhirati
- بِٱلْءَاخِرَةِ
- in the Hereafter
- ahirete
- hum
- هُمْ
- [they]
- onlar
- yūqinūna
- يُوقِنُونَ
- believe firmly
- kesin olarak inanırlar
Transliteration:
Allazeena yuqeemoonas Salaata wa yu'toonaz Zakaata wa hum bil Aakhirati hum yooqinoon(QS. Luq̈mān:4)
English Sahih International:
Who establish prayer and give Zakah, and they, of the Hereafter, are certain [in faith]. (QS. Luqman, Ayah 4)
Diyanet Isleri:
O kimseler namazı kılarlar, zekatı verirler; ahirete de yakinen inanırlar. (Lukman, ayet 4)
Abdulbaki Gölpınarlı
Onlar, namaz kılarlar ve zekat verirler ve ahirete de iyice inanmışlardır.
Adem Uğur
O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Ali Bulaç
Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanırlar.
Ali Fikri Yavuz
(Güzel iş yapanlar muhsinler) o kimselerdir ki, namazı gereği üzre kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de onlar yakinen (şüphesiz) iman ederler.
Celal Yıldırım
Onlar ki, namazı vaktinde dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar evet onlar Âhiret´e kesinlikle inanırlar.
Diyanet Vakfı
O kimseler, namazı kılarlar, zekatı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Edip Yüksel
Onlar ki namazı gözetirler, zekatı verirler; ahiret hakkında da kuşkuları yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır
Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar.
Fizilal-il Kuran
İşte onlar ki, namaz kılarlar, zekât verirler, ahirete de kesin olarak inanırlar.
Gültekin Onan
Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete (iman ederler).
Hasan Basri Çantay
(O ihsan erbabı) ki onlar dosdoğru namazı kılanlar, zekâtı verenlerdir. Onlar âhirete yakıyn (ya´ni katî insan) haasıl edenlerin de ta kendileridir.
İbni Kesir
Onlar ki; namaz kılarlar, zekat verirler ve onlar ahirete de yakınen inanırlar.
İskender Ali Mihr
Onlar, namazı ikame ederler (namaz kılarlar) ve zekâtı verirler. Ve onlar, ahirete (Allah´a ulaşmaya) yakîn hasıl ederler (kesinlikle inanırlar).
Muhammed Esed
onlar ki namazlarında kararlılık gösterir ve karşılıksız yardımda bulunurlar: çünkü onlar içlerinde öteki dünyaya kesin bir inanç besleyenlerdir.
Muslim Shahin
O kimseler, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Ömer Nasuhi Bilmen
Onlar ki, namazı ikame ederler ve zekâtı verirler ve onlar, ahirete kat´i surette inanırlar.
Rowwad Translation Center
Onlar ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar âhirete kesin olarak iman edenlerdir.
Şaban Piriş
Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete yakinen inananlardır.
Shaban Britch
Onlar, namazı ikame ederler, zekâtı verirler ve onlar ahirete yakinen iman ederler.
Suat Yıldırım
Onlar namazı hakkıyla ifa ederler, zekâtı verirler, âhirete de tam olarak iman ederler.
Süleyman Ateş
Onlar ki namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.
Tefhim-ul Kuran
Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inananlardır.
Yaşar Nuri Öztürk
Ki onlar namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar.