Skip to content

Suresi Rum - Kelime kelime

Ar-Rum

(ar-Rūm)

bismillaahirrahmaanirrahiim
1

الۤمّۤ ۚ ١

alif-lam-meem
الٓمٓ
Elif Lâm Mîm
Elif, Lam, Mim. ([30] Rum: 1)
Tefsir
2

غُلِبَتِ الرُّوْمُۙ ٢

ghulibati
غُلِبَتِ
yenildi
l-rūmu
ٱلرُّومُ
Rum(lar)
Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir. ([30] Rum: 2)
Tefsir
3

فِيْٓ اَدْنَى الْاَرْضِ وَهُمْ مِّنْۢ بَعْدِ غَلَبِهِمْ سَيَغْلِبُوْنَۙ ٣

fī adnā
فِىٓ أَدْنَى
en yakın
l-arḍi
ٱلْأَرْضِ
bir yerde
wahum
وَهُم
ve onlar
min baʿdi
مِّنۢ بَعْدِ
sonra
ghalabihim
غَلَبِهِمْ
yenilgilerinden
sayaghlibūna
سَيَغْلِبُونَ
yeneceklerdir
Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir. ([30] Rum: 3)
Tefsir
4

فِيْ بِضْعِ سِنِيْنَ ەۗ لِلّٰهِ الْاَمْرُ مِنْ قَبْلُ وَمِنْۢ بَعْدُ ۗوَيَوْمَىِٕذٍ يَّفْرَحُ الْمُؤْمِنُوْنَۙ ٤

فِى
içinde
biḍ'ʿi
بِضْعِ
birkaç
sinīna
سِنِينَۗ
yıl
lillahi
لِلَّهِ
Allah'ındır
l-amru
ٱلْأَمْرُ
emir
min qablu
مِن قَبْلُ
(bundan) önce
wamin
وَمِنۢ
ve
baʿdu
بَعْدُۚ
sonra
wayawma-idhin
وَيَوْمَئِذٍ
ve o gün
yafraḥu
يَفْرَحُ
sevinir(ler)
l-mu'minūna
ٱلْمُؤْمِنُونَ
mü'minler
Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir. ([30] Rum: 4)
Tefsir
5

بِنَصْرِ اللّٰهِ ۗيَنْصُرُ مَنْ يَّشَاۤءُۗ وَهُوَ الْعَزِيْزُ الرَّحِيْمُ ٥

binaṣri
بِنَصْرِ
yardımıyle
l-lahi
ٱللَّهِۚ
Allah'ın
yanṣuru
يَنصُرُ
yardım eder
man
مَن
kimseye
yashāu
يَشَآءُۖ
dilediği
wahuwa
وَهُوَ
ve O
l-ʿazīzu
ٱلْعَزِيزُ
galiptir
l-raḥīmu
ٱلرَّحِيمُ
esirgeyendir
Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir. ([30] Rum: 5)
Tefsir
6

وَعْدَ اللّٰهِ ۗ لَا يُخْلِفُ اللّٰهُ وَعْدَهٗ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُوْنَ ٦

waʿda
وَعْدَ
va'didir
l-lahi
ٱللَّهِۖ
Allah'ın
lā yukh'lifu
لَا يُخْلِفُ
caymaz
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
waʿdahu
وَعْدَهُۥ
va'dinden
walākinna
وَلَٰكِنَّ
fakat
akthara
أَكْثَرَ
çoğu
l-nāsi
ٱلنَّاسِ
insanların
lā yaʿlamūna
لَا يَعْلَمُونَ
bilmezler
Bu, Allah'ın vaadidir; Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların çoğu bilmezler. ([30] Rum: 6)
Tefsir
7

يَعْلَمُوْنَ ظَاهِرًا مِّنَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۖ وَهُمْ عَنِ الْاٰخِرَةِ هُمْ غٰفِلُوْنَ ٧

yaʿlamūna
يَعْلَمُونَ
bilirler
ẓāhiran
ظَٰهِرًا
dış yüzünü
mina l-ḥayati
مِّنَ ٱلْحَيَوٰةِ
hayatının
l-dun'yā
ٱلدُّنْيَا
dünya
wahum
وَهُمْ
ve onlar
ʿani l-ākhirati
عَنِ ٱلْءَاخِرَةِ
ahiretten
hum
هُمْ
onlar
ghāfilūna
غَٰفِلُونَ
gafildirler
Onlar, dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler. ([30] Rum: 7)
Tefsir
8

اَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوْا فِيْٓ اَنْفُسِهِمْ ۗ مَا خَلَقَ اللّٰهُ السَّمٰوٰتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَآ اِلَّا بِالْحَقِّ وَاَجَلٍ مُّسَمًّىۗ وَاِنَّ كَثِيْرًا مِّنَ النَّاسِ بِلِقَاۤئِ رَبِّهِمْ لَكٰفِرُوْنَ ٨

awalam yatafakkarū
أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا۟
hiç düşünmediler mi?
فِىٓ
içlerinde
anfusihim
أَنفُسِهِمۗ
kendi
mā khalaqa
مَّا خَلَقَ
yaratmamıştır
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
l-samāwāti
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerde
wal-arḍa
وَٱلْأَرْضَ
ve yerde
wamā
وَمَا
ve bulunanları
baynahumā
بَيْنَهُمَآ
bu ikisi arasında
illā
إِلَّا
dışında
bil-ḥaqi
بِٱلْحَقِّ
hak olması
wa-ajalin
وَأَجَلٍ
ve bir süre
musamman
مُّسَمًّىۗ
belirtilmiştir
wa-inna
وَإِنَّ
ve şüphesiz
kathīran
كَثِيرًا
çoğu
mina l-nāsi
مِّنَ ٱلنَّاسِ
insanlardan
biliqāi
بِلِقَآئِ
kavuşmayı
rabbihim
رَبِّهِمْ
Rabblerine
lakāfirūna
لَكَٰفِرُونَ
inkar etmektedirler
Kendi kendilerine, Allah'ın gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları, gerçek olarak ve belirli bir süre için yarattığını düşünmezler mi? Doğrusu insanların çoğu, Rablerine kavuşacaklarını inkar ederler. ([30] Rum: 8)
Tefsir
9

اَوَلَمْ يَسِيْرُوْا فِى الْاَرْضِ فَيَنْظُرُوْا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِيْنَ مِنْ قَبْلِهِمْۗ كَانُوْٓا اَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَّاَثَارُوا الْاَرْضَ وَعَمَرُوْهَآ اَكْثَرَ مِمَّا عَمَرُوْهَا وَجَاۤءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنٰتِۗ فَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلٰكِنْ كَانُوْٓا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُوْنَۗ ٩

awalam yasīrū
أَوَلَمْ يَسِيرُوا۟
gezmediler mi?
fī l-arḍi
فِى ٱلْأَرْضِ
yeryüzünde
fayanẓurū
فَيَنظُرُوا۟
baksınlar
kayfa
كَيْفَ
nasıl
kāna
كَانَ
olduğuna
ʿāqibatu
عَٰقِبَةُ
sonunun
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimselerin
min qablihim
مِن قَبْلِهِمْۚ
kendilerinden önceki
kānū
كَانُوٓا۟
idiler
ashadda
أَشَدَّ
daha güçlü
min'hum
مِنْهُمْ
kendilerinden
quwwatan
قُوَّةً
kuvvet bakımından
wa-athārū
وَأَثَارُوا۟
alt-üst etmişlerdi
l-arḍa
ٱلْأَرْضَ
toprağı
waʿamarūhā
وَعَمَرُوهَآ
ve onu imar etmişlerdi
akthara
أَكْثَرَ
daha çok
mimmā ʿamarūhā
مِمَّا عَمَرُوهَا
bunların imar ettiklerinden
wajāathum
وَجَآءَتْهُمْ
onlara gelmişti
rusuluhum
رُسُلُهُم
elçiler
bil-bayināti
بِٱلْبَيِّنَٰتِۖ
delillerle
famā
فَمَا
fakat
kāna
كَانَ
değildi
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
liyaẓlimahum
لِيَظْلِمَهُمْ
onlara zulmedecek
walākin
وَلَٰكِن
fakat
kānū
كَانُوٓا۟
onlar
anfusahum
أَنفُسَهُمْ
kendi kendilerine
yaẓlimūna
يَظْلِمُونَ
zulmediyorlardı
Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce geçmiş kimselerin sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Ki onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler, yeryüzünü kazıp alt üst ederek onlardan çok imar etmiş kimseydiler ve onlara belgelerle peygamberler gelmişti. Böylece Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine zulmediyorlardı. ([30] Rum: 9)
Tefsir
10

ثُمَّ كَانَ عَاقِبَةَ الَّذِيْنَ اَسَاۤءُوا السُّوْۤاٰىٓ اَنْ كَذَّبُوْا بِاٰيٰتِ اللّٰهِ وَكَانُوْا بِهَا يَسْتَهْزِءُوْنَ ࣖ ١٠

thumma
ثُمَّ
sonra
kāna
كَانَ
oldu
ʿāqibata
عَٰقِبَةَ
sonu
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimselerin
asāū
أَسَٰٓـُٔوا۟
kötülük eden(lerin)
l-sūā
ٱلسُّوٓأَىٰٓ
çok kötü
an
أَن
çünkü
kadhabū
كَذَّبُوا۟
yalanladılar
biāyāti
بِـَٔايَٰتِ
ayetlerini
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
wakānū
وَكَانُوا۟
ve -idiler
bihā yastahziūna
بِهَا يَسْتَهْزِءُونَ
onlarla
Sonra Allah'ın ayetlerini yalan sayıp, onları alaya alarak kötülük yapanların sonu pek kötü oldu. ([30] Rum: 10)
Tefsir