Skip to content

Kuran-i Kerim Suresi Ali İmran ayet 154

Qur'an Surah Ali 'Imran Verse 154

Ali İmran [3]: 154 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)

ثُمَّ اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِّنْۢ بَعْدِ الْغَمِّ اَمَنَةً نُّعَاسًا يَّغْشٰى طَۤاىِٕفَةً مِّنْكُمْ ۙ وَطَۤاىِٕفَةٌ قَدْ اَهَمَّتْهُمْ اَنْفُسُهُمْ يَظُنُّوْنَ بِاللّٰهِ غَيْرَ الْحَقِّ ظَنَّ الْجَاهِلِيَّةِ ۗ يَقُوْلُوْنَ هَلْ لَّنَا مِنَ الْاَمْرِ مِنْ شَيْءٍ ۗ قُلْ اِنَّ الْاَمْرَ كُلَّهٗ لِلّٰهِ ۗ يُخْفُوْنَ فِيْٓ اَنْفُسِهِمْ مَّا لَا يُبْدُوْنَ لَكَ ۗ يَقُوْلُوْنَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ الْاَمْرِ شَيْءٌ مَّا قُتِلْنَا هٰهُنَا ۗ قُلْ لَّوْ كُنْتُمْ فِيْ بُيُوْتِكُمْ لَبَرَزَ الَّذِيْنَ كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقَتْلُ اِلٰى مَضَاجِعِهِمْ ۚ وَلِيَبْتَلِيَ اللّٰهُ مَا فِيْ صُدُوْرِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا فِيْ قُلُوْبِكُمْ ۗ وَاللّٰهُ عَلِيْمٌ ۢبِذَاتِ الصُّدُوْرِ (آل عمران : ٣)

thumma
ثُمَّ
Then
sonra
anzala
أَنزَلَ
He sent down
indirdi
ʿalaykum
عَلَيْكُم
upon you
size
min baʿdi
مِّنۢ بَعْدِ
from after
ardından
l-ghami
ٱلْغَمِّ
the distress
o üzüntünün
amanatan
أَمَنَةً
security
bir güven
nuʿāsan
نُّعَاسًا
slumber
bir uyku
yaghshā
يَغْشَىٰ
overcoming
bürüyen
ṭāifatan
طَآئِفَةً
a group
bir kısmınızı
minkum
مِّنكُمْۖ
of you
sizden
waṭāifatun
وَطَآئِفَةٌ
while a group
ve bir kısmınız da
qad
قَدْ
certainly
doğrusu
ahammathum
أَهَمَّتْهُمْ
worried [them]
kaygısına düşmüştü
anfusuhum
أَنفُسُهُمْ
(about) themselves
kendi canlarının
yaẓunnūna
يَظُنُّونَ
thinking
bir zanda bulunuyorlar
bil-lahi
بِٱللَّهِ
about Allah
Allah'a karşı
ghayra l-ḥaqi
غَيْرَ ٱلْحَقِّ
other than the truth
haksız
ẓanna
ظَنَّ
(the) thought
zannı (gibi)
l-jāhiliyati
ٱلْجَٰهِلِيَّةِۖ
(of) [the] ignorance
cahiliyye
yaqūlūna
يَقُولُونَ
saying
diyorlardı
hal
هَل
"Is (there)
var mı
lanā
لَّنَا
for us
bize
mina l-amri
مِنَ ٱلْأَمْرِ
from the matter
bu işten
min
مِن
any
hiçbir
shayin
شَىْءٍۗ
thing?"
şey
qul
قُلْ
Say
de ki
inna
إِنَّ
"Indeed
şüphesiz
l-amra
ٱلْأَمْرَ
the matter
kullahu
كُلَّهُۥ
all (of) it
bütünüyle
lillahi
لِلَّهِۗ
(is) for Allah"
Allah'a aittir
yukh'fūna
يُخْفُونَ
They hide
onlar gizliyorlar
fī anfusihim
فِىٓ أَنفُسِهِم
in themselves
içlerinde
مَّا
what
şeyleri
lā yub'dūna
لَا يُبْدُونَ
not they reveal
açıklayamadıkları
laka
لَكَۖ
to you
sana
yaqūlūna
يَقُولُونَ
They say
diyorlar ki
law
لَوْ
"if
şayet
kāna
كَانَ
was
olsaydı
lanā
لَنَا
for us
bize
mina l-amri
مِنَ ٱلْأَمْرِ
from the matter
bu işten
shayon
شَىْءٌ
anything
bir şey (fayda)
mā qutil'nā
مَّا قُتِلْنَا
not we would have been killed
öldürülmezdik
hāhunā
هَٰهُنَاۗ
here"
burada
qul
قُل
Say
de ki
law
لَّوْ
"if
şayet
kuntum
كُنتُمْ
you were
olsaydınız
fī buyūtikum
فِى بُيُوتِكُمْ
in your houses
evlerinizde dahi
labaraza
لَبَرَزَ
surely (would have) come out
mutlaka boylardı
alladhīna
ٱلَّذِينَ
those who
olanlar
kutiba
كُتِبَ
was decreed
yazılmış
ʿalayhimu
عَلَيْهِمُ
upon them
üzerine
l-qatlu
ٱلْقَتْلُ
[the] death
öldürülme(si)
ilā maḍājiʿihim
إِلَىٰ مَضَاجِعِهِمْۖ
towards their places of death
yatacakları yeri
waliyabtaliya
وَلِيَبْتَلِىَ
And that might test
ve denemesi içindir
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
Allah'ın
مَا
what
olanı
فِى
(is) in
içinde
ṣudūrikum
صُدُورِكُمْ
your breasts
göğüsleriniz
waliyumaḥḥiṣa
وَلِيُمَحِّصَ
and that He may purge
ve açığa çıkarması içindir
مَا
what
olanı
فِى
(is) in
içinde
qulūbikum
قُلُوبِكُمْۗ
your hearts
kalbleriniz
wal-lahu
وَٱللَّهُ
And Allah
Allah
ʿalīmun
عَلِيمٌۢ
(is) All-Aware
bilir
bidhāti
بِذَاتِ
of what
özünü
l-ṣudūri
ٱلصُّدُورِ
(is in) the breasts
göğüslerin

Transliteration:

Summa anzala 'alaikum mim ba'dil ghammi amanatan nu'aasai yaghshaa taaa' ifatam minkum wa taaa'ifatun qad ahammathum anfusuhum yazunnoona billaahi ghairal haqqi zannal jaahiliyyati yaqooloona hal lanaa minal amri min shai'; qul innal amra kullahoo lillaah; yukhfoona fee anfusihim maa laa yubdoona laka yaqooloona law kaana lanaa minal amri shai'ummaa qutilnaa haahunaa; qul law kuntum fee buyootikum labarazal lazeena kutiba 'alaihimul qatlu ilaa madaaji'ihim wa liyabtaliyal laahu maa fee sudoorikum wa liyumah hisa maa fee quloobikum; wallaahu 'aleemum bizaatis sudoor (QS. ʾĀl ʿImrān:154)

English Sahih International:

Then after distress, He sent down upon you security [in the form of] drowsiness, overcoming a faction of you, while another faction worried about themselves, thinking of Allah other than the truth – the thought of ignorance, saying, "Is there anything for us [to have done] in this matter?" Say, "Indeed, the matter belongs completely to Allah." They conceal within themselves what they will not reveal to you. They say, "If there was anything we could have done in the matter, we [i.e., some of us] would not have been killed right here." Say, "Even if you had been inside your houses, those decreed to be killed would have come out to their death beds." [It was] so that Allah might test what is in your breasts and purify what is in your hearts. And Allah is Knowing of that within the breasts. (QS. Ali 'Imran, Ayah 154)

Diyanet Isleri:

Kederden sonra, bir takımınızı kendinden geçirecek şekilde size huzur ve emniyet indirdi; oysa bir takımınız da kendi derdlerine düşmüşlerdi. Haksız yere Allah hakkında, cahiliye devrinde olduğu gibi inanıyorlar. "Bu işte bizim bir fikrimiz var mı?" diyorlardı; De ki: "Buyruğun hepsi Allah'ındır". Sana açmadıklarını içlerinde gizliyorlar. "Bu işte bizim fikrimiz alınsaydı, burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: Evlerinizde olsaydınız, haklarında ölüm yazılı olan kimseler, yine de devrilecekleri yere varırlardı. Bu, Allah'ın içinizde olanı denemesi, kalblerinizde olanı arıtması içindir. Allah gönüllerde olanı bilir. (Ali İmran, ayet 154)

Abdulbaki Gölpınarlı

Bu gamdan sonra size emniyetle bir uyku verdi ki içinizden bir bölüğü sarıp kapladı. Bir bölükse can kaygısına düşmüştü. Allah hakkında, Müslümanlıktan önceki bilgisizlik çağında olduğu gibi haksız zanlara kapıldılar. Diyorlar ki: Bu işte nemiz var bizim? De ki: Bütün işler Allah'ındır. Onlar, sana açıklamadıklarını yüreklerinde gizliyorlar ve bu işte payımız olsaydı burada öldürülmezdik diyorlar. De ki: Evlerinizde de olsanız, öldürmeleri yazılanlar, gene çıkarlar, öldürülüp yatacakları yerlere giderlerdi ve Allah, gönüllerinizde olanları yoklamak, yüreklerinizdekini artırmak için yaptı bunu ve Allah, yüreklerinizde ne varsa hepsini bilir.

Adem Uğur

Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah´a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, "Bu işten bize ne!" diyorlardı. De ki: İş (zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah´a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. "Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik" diyorlar. Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri temizlemek için (böyle yaptı). Allah içinizde ne varsa hepsini bilir.

Ali Bulaç

Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

Ali Fikri Yavuz

Sonra o kederin arkasından üzerinize Allah bir emniyet, bir uyku indirdi. Öyle ki, içinizden bir zümreyi (öz müminleri o uyku) sarıyordu. (münafıklardan ibaret) bir zümreyi de, nefisleri, can kaygısına düşürmüş, gözleri uyku tutmaz olmuştu; Allah’a karşı cahiliyyet zannı gibi haksız bir zan besliyor ve; “- Bu zafer işinden bize ne?” diyorlardı. (Rasûlüm), de ki: “- Bütün iş Allah’ındır.” Onlar, nefislerinde, sana açamadıkları bir şey gizliyorlar: “- İş elimizde olsa, zorla savaşa çıkarılmasaydık burada öldürülmezdik” diyorlardı. (Rasûlüm) de ki: “- Evinizde de olsaydınız, üzerlerine ölüm yazılmış (takdir edilmiş) bulunanları yine dışarı çıkacak, düşüp kaldıkları yerleri çaresiz boylayacaklardı.” Allah, Uhud savaşındaki bu olayları, kalblerinizde olan ihlâs ve nifakı meydana çıkarmak ve yüreklerinizdeki niyyetleri pâk ve öz yapmak için başınıza getirdi. Allah kalplerde olanı pek iyi bilir.

Celal Yıldırım

Sonra o üzüntü ve kederin ardından üzerinize bir güven, bir uyuklama indirdi de içinizden bir kısmını kendinden geçirircesine bürüdü. Bir kısmı da kendi derdine, can kaygısına düştüler; Allah hakkında haksız yere Cahiliyyet Devri zannını beslediler ve «bu işten bize ne ?» dediler. De ki: «Şüphesiz işin hepsi Allah´ındır.» İçlerinde sana açmadıkları bir şeyi gizliyorlar ve «bizim bu işte bir (görüş) hissemiz olsaydı burada öldürülmezdik» diye söyleniyorlardı. De ki: «Evlerinizde de olsaydınız yine de hakkında öldürülme yazılmış olanlar çıkar, katledilecekleri yere giderlerdi. Bu, Allah´ın göğüslerinizdekini yoklayıp denemek ve kalblerinizdekini ortaya çıkarıp (şüphe ve vesveseyi) temizlemesi içindi. Allah gönüllerde olanı hakkıyle bilir..

Diyanet Vakfı

Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, "Bu işten bize ne!" diyorlardı. De ki: İş (zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah'a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. "Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik" diyorlar. Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri temizlemek için (böyle yaptı). Allah içinizde ne varsa hepsini bilir.

Edip Yüksel

Sonra o üzüntünün ardından, içinizden bir grubu sakinleştiren güven dolu bir uykuyu üzerinize indirdi. Bir kısmınız bencilce kendi derdine düşmüş, cahiliye döneminde olduğu gibi ALLAH hakkında yanlış düşünceler üretiyor ve, "Bu işte bir yetkimiz varmı," diyordu. "Tüm yetki ALLAH'ındır," de. Sana açmadıklarını içlerinde gizliyorlardı. "Bizim bir yetkimiz olsaydı burada öldürülmezdik," diyorlar. De ki, "Evlerinizde dahi olsaydınız, aranızda ölmesi kararlaştırılanlar devrilecekleri yere doğru sürüneceklerdi." ALLAH böylece göğüslerinizdekini dener ve kalplerinizdekini arıtır. ALLAH en gizli düşünceleri bilir

Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah'a karşı, cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı bir zan besliyorlar ve "Bu işten bize ne?" diyorlardı. De ki: "Bütün iş Allah'ındır". Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar ki: "Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik". Onlara şöyle söyle: "Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gidecekti. Allah (bunu) göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah göğüslerin içinde olanı bilir.

Fizilal-il Kuran

Sonra o kederin ardından üzerinize öyle bir emniyet, öyle bir uyku indirdi ki O, içinizden bir zümreyi bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah’a karşı cahiliyyet zannı gibi haksız bir zan besliyorlar, “Bu işten bize ne?” diyorlardı. De ki: “Bütün iş Allah’ındır”. İçlerinde sana açmadıkları bir şey gizliyorlar. “Bu bize ait bir şey olsaydı burada öldürülmezdik” diyorlar. De ki: “Evlerinizde olsaydınız üzerlerine ölüm yazılmış olanlar; yine muhakkak devrilecekleri yerlere çıkıp gidecektiler.” Bu, göğüslerinizin içindekini yoklamak, kalplerinizdekini temizlemek içindir. Ve Allah, sinelerdekini hakkıyla bilir.

Gültekin Onan

Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (emeneten) (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Tanrı´ya karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak : "Bu buyruktan bize ne var ki?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz buyruğun tümü Tanrı´nındır". Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu buyruktan bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Tanrı, sinelerenizdekini denemek ve kalplerinizdekini arındırmak için (yaptı). Tanrı, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

Hasan Basri Çantay

Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir emînlik, öyle bir uyku indirdi ki o, içinizden bir zümreyi örtüb bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüşdü. Allâha karşı câhiliyyet zannı gibi hakka aykırı bir zan besliyorlar ve: «Bu işden bize ne?» diyorlardı. De ki: (Habîbim), «Bütün iş Allahındır». Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar, diyorlar ki: «Bize bu işden bir şey (bir pay) olsaydı burada öldürülmezdik». Şöyle de: «Siz evlerinizde olsaydınız bile üzerlerine öldürülmesi yazılmış (takdîr edilmiş) olanlar yine muhakkak yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıb gidecekdi. (Allah bunu) göğüslerinizin içindekini yoklamak, yüreklerinizdekini temizlemek için (yapdı). Allah, sîynelerdeki özü hakkıyle bilendir.

İbni Kesir

Sonra o üzüntünün ardından, üzerinize öyle bir emniyet ve öyle bir uyku indirdi ki; içinizden bir kısmını bürüyordu, bir kısmı da canları sevdasına düşmüştü. Allah´a karşı cahiliyet zannı gibi haksız bir zan besliyorlar. Bu işten bize ne? diyorlardı. De ki: Bütün iş Allah´ındır. İçlerinde sana açmadıkları birşey gizliyorlar. Bu, bize ait birşey olsaydı burada öldürülmezdik, diyorlar. De ki: Evlerinizde olsaydınız üzerlerine ölüm yazılmış olanlar yine mutlaka devrilecekleri yerlere çıkıp gideceklerdi. Bu; göğüslerinizin içindekini yoklamak, kalblerinizdekini temizlemek içindir. Allah, göğüslerdekini bilendir.

İskender Ali Mihr

Sonra (Allah), bu gamın arkasından sizin üzerinize sukunet veren bir uyku indirdi, içinizden bir grubu sarıp kaplıyordu ve diğer grup, canlarını önemsemişti(canlarının kaygısına düştüler). Allah´a karşı cahiliyye zannı ile haksız zanda bulunuyorlar: "Bu emirden bize bir şey (bir nasib) var mı?" diyorlar. (Onlara): "Muhakkak ki emirlerin hepsi Allah´ındır." de. İçlerinde sana açıklamadıkları bir şey saklıyorlar. "Bu emirden bize bir şey (bir nasib) olsaydı, burada öldürülmezdik." diyorlar. Eğer siz, evlerinizde bile olsaydınız, üzerlerine katl (öldürülmeleri) yazılmış olanlar, yatacakları (ölüp düşecekleri) yere mutlaka çıkıp giderlerdi. (Bu) Allah´ın sizin sinelerinizde olanı sınamak ve kalplerinizde olandan (şüpheden), sizi temize çıkarmak (fitneden kurtarmak) içindir. Ve Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.

Muhammed Esed

Sonra O, bu kederin ardından, size bir emniyet duygusu, bazılarınızı sarıp kuşatan bir iç sükuneti bağışladı; oysa sadece kendilerini düşünen ötekiler, Allah hakkında yanlış fikirlere -putperest cahiliyye düşüncelerine- kapıldılar ve "(Bu konuda)) o zaman bir karar yetkisine sahip miydik?" diye (kendi kendilerine) sordular. De ki: "Bütün karar yetkisi, yalnızca Allah´a aittir!" (Onlara gelince,) onlar, "Eğer bir karar yetkimiz olsaydı, ardımızda bu kadar çok ölü bırakmazdık" diyerek (ey Peygamber,) sana göstermeyecekleri o (iman zayıflığı)nı içlerinde saklamaya çalışıyorlar. (Onlara) de ki: "Evlerinizde de kalmış olsaydınız, (içinizden) ölümü takdir edilmiş olanlar, devrilecekleri yere mutlaka çıkıp giderlerdi." Ve bu (başınıza gelenlerin tümü), Allah´ın göğüslerinizde barındırdığınız her şeyi sınaması ve kalplerinizin içini her türlü boş ve yararsız şeylerden arındırması içindir: Zira Allah, (insanların) kalplerindeki her şeyi bilir.

Muslim Shahin

Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir grup (münafık) da, Allah'a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, «Bu işten bize ne!» diyorlardı. De ki: İş (zafer, yardım, her şeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah’a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. «Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar. Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri temizlemek için (böyle yaptı). Allah gönüllerde olanı hakkıyla bilendir.

Ömer Nasuhi Bilmen

Sonra o gamın ardından üzerinize bir emniyet, hafif bir uyku indirdi ki, sizden bir zümreyi örtüp kaplayıverdi. Sizden bir tâifeyi de nefisleri kaygıya düşürmüştü. Allah Teâlâ´ya karşı cahiliye zannı gibi hakka muhalif bir zanda bulunuyorlardı. Diyorlardı ki: «Bize bu emirden bir şey var mıdır?» De ki: «Şüphesiz emrin hepsi de Allah´ındır.» Onlar sana açıklamıyacakları şeyleri kendi nefislerinde gizleyiverirler. Derler ki: «Eğer bizim için bu emirden bir şey olsaydı burada katlolunmazdık. De ki: «Eğer sizler evlerinizde olsaydınız, üzerlerine katledilmeleri yazılmış olanlar yine çıkar, ölüp yatacakları yerlere kadar muhakkak giderlerdi.» Ve Allah Teâlâ göğüslerinizin içinde olanı meydana koymak ve kalblerinizde olanı temizlemek için (bu hadiseyi vücuda getirirdi). Ve Allah Teâlâ sinelerde bulunanları hakkıyla bilendir.

Rowwad Translation Center

Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir güven, bir uyku indirdi. Bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü. Allah’a karşı cahiliye zannı gibi gerçek dışı zanda bulunuyorlar: “Bu işte bizim hiçbir dahlimiz yok” diyorlardı. De ki: “Bütün iş, Allah’ındır.” Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki: “Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik.” De ki: “Evlerinizde dahi olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış bulunanlar mutlaka yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gideceklerdi. Allah, bunu göğüslerinizdekini denemek, kalplerinizdekini arındırmak için yaptı. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir.

Şaban Piriş

Sonra, o kederin ardından size öyle bir güven öyle bir uyku indirdik ki O, içinizden bir grubu kapladı. Bir grup da canlarının derdine düşüp, Allah hakkında, cahiliye (dönemi) zannı ile doğru olmayan bir zanda bulunuyorlardı: -Bu işten bize ne? (Biz mi gelmek istedik) diyorlardı. De ki: -İş tamamıyla Allah’ındır. İçlerinde, sana açıklamadıkları bir şey gizliyorlar. -Bizim görüşümüz alınsaydı, burada öldürülüp gitmezdik, diyorlar. De ki: -Evlerinizde bulunsaydınız bile, öldürülecekleri takdir olunanlar yatırılacakları yere giderlerdi. Bu, Allah’ın gönüllerinizdekini denemesi ve kalplerinizdekini temizlemesi içindir... Allah, gönüllerde olanı hakkıyla bilir.

Shaban Britch

Sonra, o kederin ardından size öyle bir güven öyle bir uyku indirdik ki O, içinizden bir grubu kapladı. Bir grup da canlarının derdine düşüp, Allah hakkında, cahiliye (dönemi) zannı ile doğru olmayan bir zanda bulunuyorlardı: Bu işten bize ne? (Biz mi gelmek istedik) diyorlardı. De ki: İş tamamıyla Allah’ındır. İçlerinde, sana açıklamadıkları bir şey gizliyorlar. Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada öldürülüp gitmezdik, diyorlar. De ki: Evlerinizde bulunsaydınız bile, öldürülecekleri takdir olunanlar ölecekleri yerlere yere çıkar giderlerdi. Bu, Allah’ın gönüllerinizdekini imtihan etmek ve kalplerinizdekini temizlemesi içindir. Allah, gönüllerde olanı hakkıyla bilir.

Suat Yıldırım

Sonra o kederin peşinden üzerinize bir güven duygusu indirdi. Sizden bir kısmını bürüyen tatlı bir uyku hali verdi. Bir kısmınız ise can derdine düşmüş, Allah hakkında Cahiliye devrindekine benzer, gerçek dışı şeyler düşünüyorlar: “Bu işin kararlaştırılmasında bizim yetkimiz mi var? Ne gezer!” diye söyleniyorlardı. De ki: “Bütün yetki ve karar Allah'ındır” Onlar aslında içlerinde, sana karşı açığa vuramadıkları birş eyler saklıyor ve kendi aralarında: “Bu emir ve komuta işinde bir payımız olsaydı, şimdi burada olmaz, öldürülmezdik.” diyorlardı. De ki: Siz evlerinizde dahi olsaydınız, haklarında ölüm takdir edilenler, mutlaka düşüp ölecekleri yerlere doğru çıkacaklardı. Allah, sizin içinizde olanı sınamak ve kalplerinizi her türlü vesvese ve kirden arındırıp pırıl pırıl yapmak içindir ki bunu başınıza getirdi. Allah sinelerin özünü dahi bilir. [48,12]

Süleyman Ateş

Sonra o üzüntünün ardından (Allah) size bir güven, bir kısmınızı bürüyen bir uyku indirdi; bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü. Allah'a karşı cahiliyye zannı gibi haksız bir zanda bulunuyorlar: "Bu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Bütün iş, Allah'a aittir." Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bize bir fayda olsaydı, burada öldürülmezdik." De ki: "Evlerinizde dahi olsaydınız, yine üzerine öldürülme(si) yazılmış olanlar, mutlaka (vurulup) yatacakları yeri boylardı. Allah göğüslerinizdekini denemek, kalblerinizdekini açığa çıkarmak için (bunları başınıza getirdi)". Allah göğüslerin özünü bilir.

Tefhim-ul Kuran

Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah´a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: «Bu işten bize ne var ki?» diyorlardı. De ki: «Şüphesiz işin tümü Allah´ındır.» Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, «Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik» diyorlar. De ki: «Eğer evlerinizde de olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı) . Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

Yaşar Nuri Öztürk

Sonra bu kederin ardından üzerinize, içinizden bir grubu sarıp kuşatan, güven verici bir uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar kendi canlarının derdine düşmüştü- Allah hakkında gerçek dışı sanılara, cahiliye düşüncelerine kapılıyordu. "Şu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Emir/iş ve oluş tümüyle Allah'ındır." Öz benliklerinde, sana açıklamaz oldukları şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı, şuracıkta öldürülmezdik." Söyle onlara: "Evlerinizde kalsaydınız bile, üzerlerine ölüm yazılmış olanlar, uzanacakları yerleri muhakkak boylayacaklardı." Bu, Allah, göğüslerinizdekini denesin, kalplerinizdekini ortaya çıkarsın diyedir. Allah, göğüslerin özünü çok iyi bilir.