Kuran-i Kerim Suresi Kasas ayet 9
Qur'an Surah Al-Qasas Verse 9
Kasas [28]: 9 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
وَقَالَتِ امْرَاَتُ فِرْعَوْنَ قُرَّتُ عَيْنٍ لِّيْ وَلَكَۗ لَا تَقْتُلُوْهُ ۖعَسٰٓى اَنْ يَّنْفَعَنَآ اَوْ نَتَّخِذَهٗ وَلَدًا وَّهُمْ لَا يَشْعُرُوْنَ (القصص : ٢٨)
- waqālati
- وَقَالَتِ
- And said
- ve dedi ki
- im'ra-atu
- ٱمْرَأَتُ
- (the) wife
- karısı
- fir'ʿawna
- فِرْعَوْنَ
- (of) Firaun
- Fir'avn'ın
- qurratu
- قُرَّتُ
- "A comfort
- aydınlığı
- ʿaynin
- عَيْنٍ
- (of the) eye
- göz
- lī
- لِّى
- for me
- bana da
- walaka
- وَلَكَۖ
- and for you;
- ve sana da
- lā taqtulūhu
- لَا تَقْتُلُوهُ
- (Do) not kill him;
- onu öldürmeyin
- ʿasā
- عَسَىٰٓ
- perhaps
- belki
- an
- أَن
- (that)
- diye
- yanfaʿanā
- يَنفَعَنَآ
- he may benefit us
- bize yararı dokunur
- aw
- أَوْ
- or
- ya da
- nattakhidhahu
- نَتَّخِذَهُۥ
- we may take him
- onu ediniriz
- waladan
- وَلَدًا
- (as) a son"
- evlad
- wahum
- وَهُمْ
- And they
- ve onlar
- lā yashʿurūna
- لَا يَشْعُرُونَ
- (did) not perceive
- anlamıyorlardı
Transliteration:
Wa qaalatim ra atu Fir'awna qurratu 'aynil lee wa lak; laa taqtuloohu 'asaaa aiyanfa'anaa aw nattakhizahoo waladanw wa hum laa yash'uroon(QS. al-Q̈aṣaṣ:9)
English Sahih International:
And the wife of Pharaoh said, "[He will be] a comfort of the eye [i.e., pleasure] for me and for you. Do not kill him; perhaps he may benefit us, or we may adopt him as a son." And they perceived not. (QS. Al-Qasas, Ayah 9)
Diyanet Isleri:
Firavun'un karısı: "Benim de senin de gözün aydın olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydalı olur yahut onu oğul ediniriz" dedi. Aslında işin farkında değillerdi. (Kasas, ayet 9)
Abdulbaki Gölpınarlı
Firavun'un karısı dedi ki: Senin de gözünü aydınlatır bu, benim de, öldürme bunu, umarım ki bize faydası dokunur, yahut da evlat ederiz onu kendimize ve onların, hiçbir şeyden haberleri yoktu.
Adem Uğur
Firavun´un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.
Ali Bulaç
Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
Ali Fikri Yavuz
Firavun’un hanımı (çocuğu görünce kocasına) dedi ki: “-Göz bebeği, bana ve sana! Onu öldürmeyin, olur ki bize faydası dokunur, yahut kendisini çocuk ediniriz.” Onlar işin farkında değillerdi (helâklerinin bu çocuk yüzünden olacağını bilmiyorlardı).
Celal Yıldırım
Fir´avn´ın eşi, «bu bulunan çocuk benim için de, senin için de göz bebeği (veya gözümün aydınlığı) ! Sakın onu öldürmeyin ; umulur ki bize yararlı olur veya onu kendimize evlâd ediniriz» dedi. Kendileri (bunun altındaki sır ve hikmetten) habersiz idiler.
Diyanet Vakfı
Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.
Edip Yüksel
Firavun'un karısı, "Gözümüz aydın olsun. Onu öldürme. Belki bize yararı dokunur, yahut onu evlat ediniriz." Hiç bir şeyden haberleri yoktu.
Elmalılı Hamdi Yazır
Firavun'un karısı (sepetin içinden çocuk çıkınca kocasına), "İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlad ediniriz" dedi. Halbuki onlar işin sonunu sezemiyorlardı.
Fizilal-il Kuran
Firavun´un karısı; «İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur ya da onu evlat ediniriz» dedi. Onu almakla hata ettiklerini bilmiyorlardı.
Gültekin Onan
Firavunun karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur ve onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
Hasan Basri Çantay
Fir´avnın karısı dedi ki: «Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. Olur ki bize fâidesi dokunur, yahud onu bir evlâd ediniriz». Halbuki onlar (işin) farkında değillerdi!
İbni Kesir
Firavun´un karısı dedi ki: Benim de, senin de gözün aydın olsun. Onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur veya onu oğul ediniriz. Ve onlar, farkında değillerdi.
İskender Ali Mihr
Ve hanımı firavuna şöyle dedi: "Bana ve sana göz aydın olsun, onu öldürmeyin belki bize faydası olur veya onu evlât ediniriz." Ve onlar, (gerçeğin) farkında değillerdi.
Muhammed Esed
Ve Firavun´un karısı, (Firavun´a): "(Bu çocuk) hem benim hem de senin için neşe kaynağı (olabilir)!" dedi, "Onu öldürmeyin; belki bize faydası dokunur; yahut o´nu evlat edinebiliriz!" Ve (pek tabii, bunları konuşurken, olacak olanlardan) haberleri yoktu.
Muslim Shahin
Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına): Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve Fir´avun´un refikası dedi ki: «Benim için ve senin için bir göz aydınlığı. Bunu öldürmeyiniz. Umulur ki bize faideli olacaktır veya O´nu oğul ediniriz.» Onlar ise farkında olamıyorlardı.
Rowwad Translation Center
Firavun’un karısı: "Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur ya da onu evlat ediniriz." dedi. Oysa onlar farkında değillerdi.
Şaban Piriş
Firavun’un Karısı: -Benim de senin de gözün aydın olsun. Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz, dedi. Oysa onlar işin farkında değillerdi.
Shaban Britch
Firavun’un Karısı: Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur ya da onu evlat ediniriz, dedi. Oysa onlar farkında değillerdi.
Suat Yıldırım
Firavun'un hanımı onu sandıktan çıkarınca, kocasına:“Bana da, sana da neşe kaynağı olacak sevimli bir çocuk! Öldürmeyin onu, olur ki bize fayda sağlar, bakarsın biz onu evlat da ediniriz” diyordu.(Kendileri açısından, yanlış bir iş yaptıklarının) farkında değillerdi.
Süleyman Ateş
Fir'avn'ın karısı (çocuğu sandıktan çıkarınca): "Bana da, sana da göz bebeği (olacak, çok sevimli bir çocuk). Onu öldürmeyin, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlad ediniriz." dedi. (Onu almakla hata ettiklerini) anlamıyorlardı.
Tefhim-ul Kuran
Firavun´un karısı dedi ki: «Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.» Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
Yaşar Nuri Öztürk
Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı.