Kuran-i Kerim Suresi Kasas ayet 46
Qur'an Surah Al-Qasas Verse 46
Kasas [28]: 46 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
وَمَا كُنْتَ بِجَانِبِ الطُّوْرِ اِذْ نَادَيْنَا وَلٰكِنْ رَّحْمَةً مِّنْ رَّبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَّآ اَتٰىهُمْ مِّنْ نَّذِيْرٍ مِّنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُوْنَ (القصص : ٢٨)
- wamā
- وَمَا
- And not
- ve
- kunta
- كُنتَ
- you were
- sen değildin
- bijānibi
- بِجَانِبِ
- at (the) side
- yanında
- l-ṭūri
- ٱلطُّورِ
- (of) the Tur
- Tur'un
- idh
- إِذْ
- when
- zaman
- nādaynā
- نَادَيْنَا
- We called
- seslendiğimiz
- walākin
- وَلَٰكِن
- But
- fakat
- raḥmatan
- رَّحْمَةً
- (as) a mercy
- bir rahmet olarak
- min rabbika
- مِّن رَّبِّكَ
- from your Lord
- Rabbinden
- litundhira
- لِتُنذِرَ
- so that you warn
- uyarasın diye
- qawman
- قَوْمًا
- a people
- toplumu
- mā atāhum
- مَّآ أَتَىٰهُم
- not (had) come to them
- kendilerine gelmemiş olan
- min
- مِّن
- any
- hiç
- nadhīrin
- نَّذِيرٍ
- warner
- bir uyarıcı
- min qablika
- مِّن قَبْلِكَ
- before you before you
- senden önce
- laʿallahum
- لَعَلَّهُمْ
- so that they may
- belki
- yatadhakkarūna
- يَتَذَكَّرُونَ
- remember
- düşünüp öğüt alırlar
Transliteration:
Wa maa kunta bijaanibit Toori iz naadainaa wa laakir rahmatam mir Rabbika litunzira qawmam maaa ataahum min nazeerim min qablika la'allahum yatazakkaroon(QS. al-Q̈aṣaṣ:46)
English Sahih International:
And you were not at the side of the mount when We called [Moses] but [were sent] as a mercy from your Lord to warn a people to whom no warner had come before you that they might be reminded. (QS. Al-Qasas, Ayah 46)
Diyanet Isleri:
Sen, Musa'ya hitap ettiğimiz zaman Tur'un yanında da değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarman için, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; belki düşünürler. (Kasas, ayet 46)
Abdulbaki Gölpınarlı
Nida ettiğimiz zaman Tur tarafında da değildin; fakat senden önce kendilerine bir peygamber gelmeyen topluluğu, belki ibret alırlar, öğüt dinlerler diye korkutmak için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin.
Adem Uğur
(Musa´ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr´un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerıne uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.
Ali Bulaç
(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Ali Fikri Yavuz
Mûsa’ya nida ettiğimiz vakit de Tûr dağının yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin (de bu haberleri biliyorsun). Tâ ki, senden evvel kendilerine bir peygamber gelmemiş olan bir kavmi (Kur’an’la) korkutasın. Olur ki nasihat kabul ederler.
Celal Yıldırım
Ve biz (Musâ´ya) seslendiğimiz vakit sen Tûr´un yanında da bulunmuyordun. Senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmeyen bir milleti uyarman için Rabbından bir rahmet olarak gönderildin. Ola ki düşünüp öğüt alırlar.
Diyanet Vakfı
(Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerıne uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.
Edip Yüksel
(Musa'ya) Seslendiğimizde Tur'un yamacında da bulunmuyordun. Ancak, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (sana bilgi veriyoruz); belki öğüt alırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır
(Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, Tûr'un yanında değildin. Bilakis senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik), ola ki onlar düşünüp öğüt alırlar.
Fizilal-il Kuran
Sen Musa´ya hitab ettiğimiz zaman Tur´un yanında da değildin. Fakat Rabb´inden bir rahmet olarak orada geçenleri sana bildirdik ki senden önce bir uyarıcı peygamber gelmemiş olan kavmi uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.
Gültekin Onan
(Musa´ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur´un yanında değildin. Ancak rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Hasan Basri Çantay
(Musâya) nida etdiğimiz vakit da sen «Tuur» un yanında değildin. Fakat sen Rabbinden bir rahmet olarak (gönderildin). Tâki senden evvel kendilerine inzâr edici (bir peygamber) gelmemiş olan bir kavmi sen inzâr edesin. Olur ki onlar iyice düşünüb nasıyhat (ını) kabul ederler.
İbni Kesir
Biz seslendiğimiz vakit; sen Tur´un yanında da değildin. Fakat sen, kendinden önce onlara uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarman için, Rabbından bir rahmet olarak gönderildin. Olur ki onlar, düşünürler diye.
İskender Ali Mihr
Ve Biz, (Hz. Musa´ya) nida ettiğimiz zaman, sen Tur Dağı´nın yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine bir nezir (uyarıcı, peygamber) gelmemiş olan bir kavmi inzar etmen (uyarman) içindir. Umulur ki böylece onlar tezekkür ederler.
Muhammed Esed
Evet, Biz (Musa´ya) seslendiğimiz zaman sen Sina Dağı´nın yamacında değildin; fakat (sen de, öteki elçiler gibi,) senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet aracı olarak (gönderildin) ki böylece belki (geçmişte olup bitenleri) düşünür (de Bizi) anarlar.
Muslim Shahin
(Musa’ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr’un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve sen Tûr cânibinde bulunmuş olmadın, o vakit ki, Biz nidâ ettik. Velâkin Rabbinden bir rahmet olarak (seni de peygamber gönderdik) tâ ki, senden evvel kendilerine bir nezir gelmemiş olan bir kavmi sen inzar edesin. Olabilir ki, onlar güzelce düşünürler.
Rowwad Translation Center
Biz, Musa'ya seslendiğimiz zamanda sen Tûr Dağı'nın yanında değildin. Fakat bu, kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu belki düşünürler diye uyarman için Rabbinden bir rahmettir.
Şaban Piriş
(Musa’ya) seslendiğimiz zaman Tur’un yakınında da değildin. Fakat bu kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu belki düşünürler diye uyarman için Rabbinden bir rahmettir.
Shaban Britch
(Musa’ya) seslendiğimiz zaman Tur’un yakınında da değildin. Fakat bu kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu belki düşünürler diye uyarman için Rabbinden bir rahmettir.
Suat Yıldırım
Hem Biz Mûsa'ya seslendiğimiz zaman sen dağın yanında da değildin, fakat düşünüp ders alsınlar diye, daha önce kendilerini uyarmak üzere peygamber gelmemiş olan bir halkı uyarıp aydınlatman için,Rabbin tarafından bir rahmet eseri olarak seni resul yapıp orada cereyan eden şeyleri sana bildirdik. [26,10; 79,16; 19,52]
Süleyman Ateş
(Musa'ya) ünlediğimiz zaman sen Tur'un yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik) ki senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.
Tefhim-ul Kuran
(Musa´ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur´un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavimi uyarıp korkutman için (gönderildin) Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Yaşar Nuri Öztürk
Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.