Kuran-i Kerim Suresi Neml ayet 37
Qur'an Surah An-Naml Verse 37
Neml [27]: 37 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
اِرْجِعْ اِلَيْهِمْ فَلَنَأْتِيَنَّهُمْ بِجُنُوْدٍ لَّا قِبَلَ لَهُمْ بِهَا وَلَنُخْرِجَنَّهُمْ مِّنْهَآ اَذِلَّةً وَّهُمْ صَاغِرُوْنَ (النمل : ٢٧)
- ir'jiʿ
- ٱرْجِعْ
- Return
- dön (söyle)
- ilayhim
- إِلَيْهِمْ
- to them
- onlara
- falanatiyannahum
- فَلَنَأْتِيَنَّهُم
- surely we will come to them
- onlara gelirim
- bijunūdin
- بِجُنُودٍ
- with hosts
- ordularla
- lā
- لَّا
- not
- asla
- qibala
- قِبَلَ
- (is) resistance
- karşı koyamayacakları
- lahum
- لَهُم
- for them
- kendilerinin;
- bihā
- بِهَا
- of it
- ona
- walanukh'rijannahum
- وَلَنُخْرِجَنَّهُم
- and surely we will drive them out
- ve onları sürüp çıkarırım
- min'hā
- مِّنْهَآ
- from there
- oradan
- adhillatan
- أَذِلَّةً
- (in) humiliation
- zilletle
- wahum
- وَهُمْ
- and they
- ve onları
- ṣāghirūna
- صَٰغِرُونَ
- (will be) abased"
- hor ve hakir olarak
Transliteration:
Irji' ilaihim falanaatiyan nahum bijunoodil laa qibala lahum bihaa wa lanukhri jannahum minhaaa azillatanw wa hum saaghiroon(QS. an-Naml:37)
English Sahih International:
Return to them, for we will surely come to them with soldiers that they will be powerless to encounter, and we will surely expel them therefrom in humiliation, and they will be debased." (QS. An-Naml, Ayah 37)
Diyanet Isleri:
Süleyman'a geldiklerinde: "Bana mal ile yardım etmek mi istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği size verdiğinden daha iyidir. Ama belki de siz hediyenizle sevinirsiniz. Onlara dön! And olsun ki, güç yetiremeyecekleri bir ordu ile gelir onları oradan alçalmış ve küçük düşmüş olarak çıkarırız" dedi. (Neml, ayet 37)
Abdulbaki Gölpınarlı
Dön, git onlara, öyle bir orduyla geleceğim ki karşı duramayacaklar ve oradan, horhakir bir halde çıkaracağım onları, aşağılık bir hale gelecek onlar.
Adem Uğur
(Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!
Ali Bulaç
"Sen onlara dön, Biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve Biz onları ordan horlanmış-aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız."
Ali Fikri Yavuz
(Ey heyet reisi, hediyelerinle) dön o padişaha (Belkıs’a) ve kavmine... VAllahi, karşı gelemiyecekleri ordularla varırım da, oradan (Sebe’den) kendilerini zilletler içinde hor oldukları halde çıkarırım.”
Celal Yıldırım
Sen artık (getirdiğin hediyenle) onlara dön. Yemin ederim ki, karşı koyamıyacakları bir ordu ile kendilerine geleceğiz ve onları aşağılayıp rüsvay edilmiş bir halde zelil ve hakîr olarak (yurtlarından) çıkaracağız,» dedi.
Diyanet Vakfı
(Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!
Edip Yüksel
"Onlara dön, (ve bildir ki) karşı konulamıyacak ordularla üzerlerine varacağız ve onları aşağılanmış ve küçültülmüş olarak oradan çıkartacağız."
Elmalılı Hamdi Yazır
"(Ey elçi) Onlara var (söyle); iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!"
Fizilal-il Kuran
Şimdi efendilerine dön. Yemin ederim ki, karşı koyamayacakları kadar güçlü bir ordu ile üzerlerine yürürüz. Ve onurlarını çiğneyerek burunlarını yere sürte sürte onları yurtlarından çıkarırız.
Gültekin Onan
"Sen onlara dön, biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve biz onları ordan horlanmış, aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız."
Hasan Basri Çantay
«Dön onlara. Andolsun önüne geçemeyecekleri ordularla onlara gelir, onları, hor ve hakîr oldukları halde, oradan çıkarırım».
İbni Kesir
Geri rötür onlara. Andolsun ki; güç yetiremeyecekleri bir ordu ile gelir onları oradan alçalmış ve küçük düşmüş olarak çıkartırım.
İskender Ali Mihr
Onlara (geri) dön. Bundan sonra mutlaka onların karşı koyamayacakları ordularla onlara geliriz. Ve mutlaka onları küçük düşürerek, zilletle oradan çıkarırız.
Muhammed Esed
"(Şimdi seni gönderenlere) dön! Çünkü, (Allah diyor ki:) Şüphesiz, karşı duramayacakları güçlerle onların üzerine yürüyecek ve onları, küçük düşürülmüş olarak (o ülkeden) mutlaka çıkaracağız!"
Muslim Shahin
(Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!
Ömer Nasuhi Bilmen
«Onlara dön, elbette onlara öyle ordular ile gelirim ki, onların bunlara karşı takatları yoktur. Ve elbette onları zelil ve onları hakîr (kuvvetten mahrum) kimseler oldukları halde oradan çıkarırım.»
Rowwad Translation Center
“Dön onlara! Andolsun üzerlerine karşı duramayacakları ordularla geleceğiz ve onları –andolsun- oradan zelil ve küçük düşmüşler olarak çıkartacağız.”
Şaban Piriş
Onlara dön. Karşı koyamayacakları bir ordu ile gelmekte olduğumuzu haber ver. Onları aşağılık bir halde, küçük düşürerek oradan çıkaracağız.
Shaban Britch
Onlara dön. Karşı koyamayacakları bir ordu ile gelmekte olduğumuzu haber ver. Onları aşağılık bir halde, küçük düşürerek oradan çıkaracağız.
Suat Yıldırım
“Sen dön ve onlara de ki: Biz onların üzerine, karşı koyamayacakları ordularla yürüyeceğiz. Onları yurtlarından mağlup ve zelil olarak çıkaracağız.”
Süleyman Ateş
Sen, onlara dön (söyle): onlara, kendilerinin asla karşı koyamayacakları ordularla gelirim ve onları hor ve hakir bir durumda oradan sürüp çıkarırım."
Tefhim-ul Kuran
«Sen onlara dön, biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onlar için karşı koymak mümkün değil ve biz onları ordan horlanmış, aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız.»
Yaşar Nuri Öztürk
"Seni gönderenlere dön. Vallahi, karşı koyamayacakları ordularla üstlerine gelirim ve onları oradan, başları eğik, aşağılanmış bir halde sürer çıkarırım."