Skip to content

Kuran-i Kerim Suresi Suara ayet 100

Qur'an Surah Ash-Shu'ara Verse 100

Suara [26]: 100 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)

فَمَا لَنَا مِنْ شَافِعِيْنَ ۙ (الشعراء : ٢٦)

famā
فَمَا
So (now) not
artık yoktur
lanā
لَنَا
we have
bizim
min shāfiʿīna
مِن شَٰفِعِينَ
any intercessors
şefa'atçilerimiz

Transliteration:

Famaa lanaa min shaa fi'een (QS. aš-Šuʿarāʾ:100)

English Sahih International:

So now we have no intercessors. (QS. Ash-Shu'ara, Ayah 100)

Diyanet Isleri:

Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler. (Suara, ayet 100)

Abdulbaki Gölpınarlı

Artık ne şefaatçilerden bir şefaatçi var bize.

Adem Uğur

´´Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var´´.

Ali Bulaç

"Artık bizim için ne bir şefaatçi var,"

Ali Fikri Yavuz

Artık bizim için ne şefaatçılar var,

Celal Yıldırım

(100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz...

Diyanet Vakfı

"Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var".

Edip Yüksel

"Şimdi bizim ne şefaatçımız var."

Elmalılı Hamdi Yazır

"Bak bizim için ne şefaatçiler var,"

Fizilal-il Kuran

Şimdi bizim bir şefaatçimiz yok.

Gültekin Onan

"Artık bizim için ne bir şefaatçi var."

Hasan Basri Çantay

Artık bizim için ne şefaatçiler (den bir kimse),

İbni Kesir

Şimdi bize şefaat eden kimse yoktur.

İskender Ali Mihr

Artık bizim için bir şefaatçi yoktur.

Muhammed Esed

Ama şimdi ne bir arka çıkanımız var,

Muslim Shahin

Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var,

Ömer Nasuhi Bilmen

(100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.»

Rowwad Translation Center

“Artık bize şefaat edecek bir kimse de yoktur.”

Şaban Piriş

Şimdi, bir şefaatçimiz de yok..

Shaban Britch

Şimdi, bir şefaatçimiz de yok.

Suat Yıldırım

Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64]

Süleyman Ateş

Şimdi artık bizim ne şefa'atçilerimiz var,

Tefhim-ul Kuran

«Artık bizim için ne bir şefaatçi var,»

Yaşar Nuri Öztürk

"Artık ne şefaatçilerimiz var,