Skip to content

Suresi Suara - Page: 8

Ash-Shu'ara

(aš-Šuʿarāʾ)

71

قَالُوْا نَعْبُدُ اَصْنَامًا فَنَظَلُّ لَهَا عٰكِفِيْنَ ٧١

qālū
قَالُوا۟
dediler
naʿbudu
نَعْبُدُ
tapıyoruz
aṣnāman
أَصْنَامًا
putlara
fanaẓallu
فَنَظَلُّ
duruyoruz
lahā
لَهَا
onların önünde
ʿākifīna
عَٰكِفِينَ
ibadete
"Putlara tapıyoruz, onlara bağlanıp duruyoruz" demişlerdi. ([26] Suara: 71)
Tefsir
72

قَالَ هَلْ يَسْمَعُوْنَكُمْ اِذْ تَدْعُوْنَ ۙ ٧٢

qāla
قَالَ
dedi ki
hal yasmaʿūnakum
هَلْ يَسْمَعُونَكُمْ
onlar sizi işitiyorlarmı?
idh
إِذْ
zaman
tadʿūna
تَدْعُونَ
du'a ettiğiniz
İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti. ([26] Suara: 72)
Tefsir
73

اَوْ يَنْفَعُوْنَكُمْ اَوْ يَضُرُّوْنَ ٧٣

aw
أَوْ
yahut
yanfaʿūnakum
يَنفَعُونَكُمْ
size fayda verebiliyorlar (mı?)
aw
أَوْ
veya
yaḍurrūna
يَضُرُّونَ
zarar verebiliyorlar( mı)?
İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti. ([26] Suara: 73)
Tefsir
74

قَالُوْا بَلْ وَجَدْنَآ اٰبَاۤءَنَا كَذٰلِكَ يَفْعَلُوْنَ ٧٤

qālū
قَالُوا۟
dediler
bal
بَلْ
hayır
wajadnā
وَجَدْنَآ
bulduk
ābāanā
ءَابَآءَنَا
babalarımızı
kadhālika
كَذَٰلِكَ
böyle
yafʿalūna
يَفْعَلُونَ
yaparlarken
"Hayır ama, babalarımızı da bu şekilde ibadet ederken bulduk" demişlerdi. ([26] Suara: 74)
Tefsir
75

قَالَ اَفَرَءَيْتُمْ مَّا كُنْتُمْ تَعْبُدُوْنَ ۙ ٧٥

qāla
قَالَ
dedi
afara-aytum
أَفَرَءَيْتُم
gördünüz mü?
مَّا
neye
kuntum taʿbudūna
كُنتُمْ تَعْبُدُونَ
tapıyorsunuz
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. ([26] Suara: 75)
Tefsir
76

اَنْتُمْ وَاٰبَاۤؤُكُمُ الْاَقْدَمُوْنَ ۙ ٧٦

antum
أَنتُمْ
siz
waābāukumu
وَءَابَآؤُكُمُ
ve atalarınız
l-aqdamūna
ٱلْأَقْدَمُونَ
eski
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. ([26] Suara: 76)
Tefsir
77

فَاِنَّهُمْ عَدُوٌّ لِّيْٓ اِلَّا رَبَّ الْعٰلَمِيْنَ ۙ ٧٧

fa-innahum
فَإِنَّهُمْ
onlar
ʿaduwwun
عَدُوٌّ
düşmanımdır
لِّىٓ
benim
illā
إِلَّا
yalnız hariç
rabba
رَبَّ
Rabbi
l-ʿālamīna
ٱلْعَٰلَمِينَ
alemlerin
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. ([26] Suara: 77)
Tefsir
78

الَّذِيْ خَلَقَنِيْ فَهُوَ يَهْدِيْنِ ۙ ٧٨

alladhī khalaqanī
ٱلَّذِى خَلَقَنِى
beni yaratan
fahuwa
فَهُوَ
O'dur
yahdīni
يَهْدِينِ
bana yol gösteren
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. ([26] Suara: 78)
Tefsir
79

وَالَّذِيْ هُوَ يُطْعِمُنِيْ وَيَسْقِيْنِ ۙ ٧٩

wa-alladhī
وَٱلَّذِى
ve
huwa
هُوَ
O'dur
yuṭ'ʿimunī
يُطْعِمُنِى
bana yediren
wayasqīni
وَيَسْقِينِ
ve içiren
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. ([26] Suara: 79)
Tefsir
80

وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِيْنِ ۙ ٨٠

wa-idhā
وَإِذَا
ve zaman
mariḍ'tu
مَرِضْتُ
hastalandığım
fahuwa
فَهُوَ
O'dur
yashfīni
يَشْفِينِ
bana şifa veren
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. ([26] Suara: 80)
Tefsir