Kuran-i Kerim Suresi Furkan ayet 9
Qur'an Surah Al-Furqan Verse 9
Furkan [25]: 9 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
اُنْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوْا لَكَ الْاَمْثَالَ فَضَلُّوْا فَلَا يَسْتَطِيْعُوْنَ سَبِيْلًا ࣖ (الفرقان : ٢٥)
- unẓur
- ٱنظُرْ
- See
- bak
- kayfa
- كَيْفَ
- how
- nasıl
- ḍarabū
- ضَرَبُوا۟
- they set forth
- misal verdiler
- laka
- لَكَ
- for you
- senin için
- l-amthāla
- ٱلْأَمْثَٰلَ
- the similitudes
- benzetmelerle
- faḍallū
- فَضَلُّوا۟
- but they have gone astray
- saptılar
- falā
- فَلَا
- so not
- artık
- yastaṭīʿūna
- يَسْتَطِيعُونَ
- they are able (to find)
- bulamazlar
- sabīlan
- سَبِيلًا
- a way
- yolu
Transliteration:
Unzur kaifa daraboo lakal amsaala fadalloo falaa yastatee'oona sabeelaa(QS. al-Furq̈ān:9)
English Sahih International:
Look how they strike for you comparisons; but they have strayed, so they cannot [find] a way. (QS. Al-Furqan, Ayah 9)
Diyanet Isleri:
Sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar. (Furkan, ayet 9)
Abdulbaki Gölpınarlı
Bak da gör, senin için ne çeşit örnekler getirdi onlar da saptılar doğru yoldan ve artık gerçeğe varmak için hiçbir yol bulamaz onlar.
Adem Uğur
(Resûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.
Ali Bulaç
Bir bak; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiçbir yol bulamazlar.
Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm) bak, senin hakkında ne temsiller yaptılar da haktan saptılar; artık hiç bir yol bulamazlar.
Celal Yıldırım
Bir bak, sana nasıl misâller getirdiler de bu yüzden sapıttılar; yol bulmaya da güçleri yetmez.
Diyanet Vakfı
(Resulüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.
Edip Yüksel
Bak, senin için ne örnekler verdiler de saptılar, yolu asla bulamıyacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır
Ey Muhammed! sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar.
Fizilal-il Kuran
Senin hakkında ne yakışıksız benzetmeler düzdüklerini görüyor musun? Onlar sapmışlardır ve doğru yolu bir türlü bulamıyorlar.
Gültekin Onan
Bir bak; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiç bir yol bulamazlar.
Hasan Basri Çantay
Bak, senin için ne misâller (kıyaslar) getirip sapdılar. Artık onlar (hidâyete) hiçbir yol bulamazlar.
İbni Kesir
Bir bak; sana nasıl misaller getirip saptılar. Bir daha yol bulamazlar.
İskender Ali Mihr
Bak! Sana nasıl örnekler verdiler (sana ne kötü şeyler yakıştırdılar). Böylece dalâlette kaldılar. Artık sebîle (Allah´ın yoluna ulaşmaya) güçleri yetmez.
Muhammed Esed
(Ey Rasul,) seni benzettikleri şeye bak! Zaten onlar bir kere yoldan çıkmış bulunuyorlar, bir daha da (doğru) yolu bulamayacaklar!
Muslim Shahin
(Rasûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen
Bak senin için nasıl misaller irâd ettiler, dalâlete düştüler, hiçbir yol bulmaya da muktedir olamazlar.
Rowwad Translation Center
Bir bak, onlar sana nasıl misaller getirip sapıklığa düştüler? Artık onlar hiçbir yol bulamazlar.
Şaban Piriş
Bak, sana nasıl örnekler veriyorlar, sapıttılar da yolu bulamıyorlar.
Shaban Britch
Bak, sana nasıl örnekler veriyorlar, sapıttılar da yolu bulamıyorlar.
Suat Yıldırım
İşte bak senin hakkında nasıl tutarsız misaller getiriyorlar. Doğrusu onlar saptılar, artık asla yol bulamazlar!.
Süleyman Ateş
Bak, senin için nasıl benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık bir daha yolu bulamazlar.
Tefhim-ul Kuran
Bir bakıver; senin için nasıl örnekler verdiler de böyle saptılar. Artık onlar hiç bir yol da bulamazlar.
Yaşar Nuri Öztürk
Bak da gör! Nasıl da örnekler sunuyorlar sana. Sapıttılar, artık bir daha yol bulamazlar.