Skip to content

Kuran-i Kerim Suresi Furkan ayet 12

Qur'an Surah Al-Furqan Verse 12

Furkan [25]: 12 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)

اِذَا رَاَتْهُمْ مِّنْ مَّكَانٍۢ بَعِيْدٍ سَمِعُوْا لَهَا تَغَيُّظًا وَّزَفِيْرًا (الفرقان : ٢٥)

idhā
إِذَا
When
ne zaman ki
ra-athum
رَأَتْهُم
it sees them
onları görünce
min makānin
مِّن مَّكَانٍۭ
from a place
bir yerden
baʿīdin
بَعِيدٍ
far
uzak
samiʿū
سَمِعُوا۟
they will hear
onlar işitirler
lahā
لَهَا
its
bunun
taghayyuẓan
تَغَيُّظًا
raging
öfkesini
wazafīran
وَزَفِيرًا
and roaring
ve homurtusunu

Transliteration:

Izaa ra'at hum mim ma kaanim ba'eedin sami'oo lahaa taghaiyuzanw wa zafeeraa (QS. al-Furq̈ān:12)

English Sahih International:

When it [i.e., the Hellfire] sees them from a distant place, they will hear its fury and roaring. (QS. Al-Furqan, Ayah 12)

Diyanet Isleri:

Bu ateş, onlara uzak bir yerden gözükünce, onun kaynamasını ve uğultusunu işitirler. (Furkan, ayet 12)

Abdulbaki Gölpınarlı

Ateş, onları ta uzaktan gördü mü duyacak onlar, ateşin şiddetli kızgınlığını ve harılharıl yanarken çıkardığı sesi.

Adem Uğur

Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.

Ali Bulaç

(Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler.

Ali Fikri Yavuz

Öyle ki, bu ateş onları uzak bir yerden gördüğü vakit, onlar, bunun galeyan ve homurdanışını işitirler.

Celal Yıldırım

O ateş bunları uzak bir yerden görünce, onun, öfkesinden köpürüp korkunç uğultusunu duyarlar,

Diyanet Vakfı

Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.

Edip Yüksel

Cehennem onları uzaktan görünce, onun öfkesini ve uğultusunu işitirler.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ki, cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hışımlanmasını (kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.

Fizilal-il Kuran

Bu ateş onları uzaktan görünce onun uğultusu ve öfkeli solumaları kulaklarına gelir.

Gültekin Onan

(Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler.

Hasan Basri Çantay

O, kendilerini uzak bir yerden gördüğü zaman onlar bunun o müdhiş gazablanışını ve uğultusunu duyacaklardır.

İbni Kesir

Bu, kendilerine uzak bir yerden gözükünce onun kaynayışını ve uğultusunu duyacaklardır.

İskender Ali Mihr

(Cehennem), onları uzaktan gördüğü zaman onun öfkesini ve uğultusunu işittiler.

Muhammed Esed

O ateş uzaktan karşılarına çıkınca onun öfkeli kükremesini ve uğultusunu işitecekler;

Muslim Shahin

Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Onları uzak bir mekandan görünce onun için bir galeyan ve bir şiddetli ses işitirler.

Rowwad Translation Center

O ateş onları uzaktan görünce onun büyük bir öfke ile çıkaracağı şiddetli uğultusunu işiteceklerdir.

Şaban Piriş

Bu ateş onlara uzak bir yerden göründüğü zaman, onun gürültüsünü ve uğultusunu işitirler.

Shaban Britch

Bu ateş onlara uzak bir yerden göründüğü zaman, onun öfkesini ve uğultusunu işitirler.

Suat Yıldırım

Bu ateş onları, daha uzaktan görünce, onun öfkesinden gürlediğini ve korkunç homurtusunu işitirler.

Süleyman Ateş

(Bu ateş) onları uzak bir yerden görünce onlar bunun öfkesini ve homurtusunu işitirler.

Tefhim-ul Kuran

(Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler.

Yaşar Nuri Öztürk

O, onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar onun kaynayan öfkesini ve uğultusunu işitirler.