Skip to content

Suresi Muminun - Page: 7

Al-Mu'minun

(al-Muʾminūn)

61

اُولٰۤىِٕكَ يُسَارِعُوْنَ فِى الْخَيْرٰتِ وَهُمْ لَهَا سٰبِقُوْنَ ٦١

ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte onlar
yusāriʿūna
يُسَٰرِعُونَ
koşarlar
fī l-khayrāti
فِى ٱلْخَيْرَٰتِ
hayır işlerine
wahum
وَهُمْ
ve onlar
lahā
لَهَا
(hayır) için
sābiqūna
سَٰبِقُونَ
önde giderler
Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler. ([23] Muminun: 61)
Tefsir
62

وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَاۖ وَلَدَيْنَا كِتٰبٌ يَّنْطِقُ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُوْنَ ٦٢

walā
وَلَا
ve
nukallifu
نُكَلِّفُ
biz teklif etmeyiz
nafsan
نَفْسًا
hiç kimseye
illā
إِلَّا
başkasını
wus'ʿahā
وُسْعَهَاۖ
gücünün yetiğinden
waladaynā
وَلَدَيْنَا
ve katımızda vardır
kitābun
كِتَٰبٌ
bir Kitap
yanṭiqu
يَنطِقُ
söyleyen
bil-ḥaqi
بِٱلْحَقِّۚ
gerçeği
wahum
وَهُمْ
ve onlara
لَا
asla
yuẓ'lamūna
يُظْلَمُونَ
haksızlık edilmez
Biz herkese ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Katımızda gerçeği söyleyen bir kitap vardır; onlar haksızlığa uğratılmazlar. ([23] Muminun: 62)
Tefsir
63

بَلْ قُلُوْبُهُمْ فِيْ غَمْرَةٍ مِّنْ هٰذَا وَلَهُمْ اَعْمَالٌ مِّنْ دُوْنِ ذٰلِكَ هُمْ لَهَا عَامِلُوْنَ ٦٣

bal
بَلْ
fakat
qulūbuhum
قُلُوبُهُمْ
onların kalbleri
فِى
içindedir
ghamratin
غَمْرَةٍ
gaflet
min hādhā
مِّنْ هَٰذَا
bundan
walahum
وَلَهُمْ
onların vardır ki
aʿmālun
أَعْمَٰلٌ
işleri
min dūni
مِّن دُونِ
başka
dhālika
ذَٰلِكَ
bundan
hum
هُمْ
onlar
lahā
لَهَا
(hep) o (işler) için
ʿāmilūna
عَٰمِلُونَ
çalışırlar
Ama, kafirlerin kalbleri bundan habersizdir. Bundan başka da onların yapageldikleri işler de vardır. ([23] Muminun: 63)
Tefsir
64

حَتّٰٓى اِذَآ اَخَذْنَا مُتْرَفِيْهِمْ بِالْعَذَابِ اِذَا هُمْ يَجْـَٔرُوْنَ ۗ ٦٤

ḥattā
حَتَّىٰٓ
nihayet
idhā
إِذَآ
zaman
akhadhnā
أَخَذْنَا
yakaladığımız
mut'rafīhim
مُتْرَفِيهِم
varlıklılarını
bil-ʿadhābi
بِٱلْعَذَابِ
azab ile
idhā
إِذَا
hemen
hum
هُمْ
onlar
yajarūna
يَجْـَٔرُونَ
feryada başlarlar
Sonunda şımarık varlıklılarını azabla yakaladığımız zaman feryat ederler. ([23] Muminun: 64)
Tefsir
65

لَا تَجْـَٔرُوا الْيَوْمَۖ اِنَّكُمْ مِّنَّا لَا تُنْصَرُوْنَ ٦٥

lā tajarū
لَا تَجْـَٔرُوا۟
artık feryadetmeyin
l-yawma
ٱلْيَوْمَۖ
bugün
innakum
إِنَّكُم
şüphesiz size
minnā
مِّنَّا
bize karşı
lā tunṣarūna
لَا تُنصَرُونَ
yardım olunmaz
Onlara şöyle deriz: "Bugün feryat etmeyin, doğrusu katımızdan bir yardım görmezsiniz." ([23] Muminun: 65)
Tefsir
66

قَدْ كَانَتْ اٰيٰتِيْ تُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَكُنْتُمْ عَلٰٓى اَعْقَابِكُمْ تَنْكِصُوْنَ ۙ ٦٦

qad
قَدْ
gerçekten
kānat
كَانَتْ
idi
āyātī
ءَايَٰتِى
ayetlerim
tut'lā
تُتْلَىٰ
okunuyor
ʿalaykum
عَلَيْكُمْ
size
fakuntum
فَكُنتُمْ
fakat siz
ʿalā
عَلَىٰٓ
üzere
aʿqābikum
أَعْقَٰبِكُمْ
arkanız
tankiṣūna
تَنكِصُونَ
dönüyordunuz
"Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz." ([23] Muminun: 66)
Tefsir
67

مُسْتَكْبِرِيْنَۙ بِهٖ سٰمِرًا تَهْجُرُوْنَ ٦٧

mus'takbirīna
مُسْتَكْبِرِينَ
kibirlenerek
bihi
بِهِۦ
ona (ayetlerime) karşı
sāmiran
سَٰمِرًا
geceleyin
tahjurūna
تَهْجُرُونَ
saçmalıyordunuz
"Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz." ([23] Muminun: 67)
Tefsir
68

اَفَلَمْ يَدَّبَّرُوا الْقَوْلَ اَمْ جَاۤءَهُمْ مَّا لَمْ يَأْتِ اٰبَاۤءَهُمُ الْاَوَّلِيْنَ ۖ ٦٨

afalam yaddabbarū
أَفَلَمْ يَدَّبَّرُوا۟
onlar iyice düşünmediler mi?
l-qawla
ٱلْقَوْلَ
o sözü (Kur'an'ı)
am
أَمْ
yoksa
jāahum
جَآءَهُم
onlara geldi (mi)?
مَّا
bir şey
lam yati
لَمْ يَأْتِ
gelmeyen
ābāahumu
ءَابَآءَهُمُ
atalarına
l-awalīna
ٱلْأَوَّلِينَ
önceki
Söyleneni hiç düşünmezler mi? Yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? ([23] Muminun: 68)
Tefsir
69

اَمْ لَمْ يَعْرِفُوْا رَسُوْلَهُمْ فَهُمْ لَهٗ مُنْكِرُوْنَ ۖ ٦٩

am
أَمْ
yoksa
lam yaʿrifū
لَمْ يَعْرِفُوا۟
tanımadıkları (için mi?)
rasūlahum
رَسُولَهُمْ
elçilerini
fahum
فَهُمْ
onlar
lahu
لَهُۥ
onu
munkirūna
مُنكِرُونَ
inkar ediyorlar
Veya peygamberlerini tanımadılar da; bu yüzden mi onu inkar ediyorlar? ([23] Muminun: 69)
Tefsir
70

اَمْ يَقُوْلُوْنَ بِهٖ جِنَّةٌ ۗ بَلْ جَاۤءَهُمْ بِالْحَقِّ وَاَكْثَرُهُمْ لِلْحَقِّ كٰرِهُوْنَ ٧٠

am
أَمْ
yoksa
yaqūlūna
يَقُولُونَ
(-mı) diyorlar?
bihi
بِهِۦ
onda
jinnatun
جِنَّةٌۢۚ
bir delilik var
bal
بَلْ
hayır
jāahum
جَآءَهُم
o kendilerine getirdi
bil-ḥaqi
بِٱلْحَقِّ
hakkı
wa-aktharuhum
وَأَكْثَرُهُمْ
fakat çokları
lil'ḥaqqi
لِلْحَقِّ
haktan
kārihūna
كَٰرِهُونَ
hoşlanmıyorlar
Ya da: "Onda delilik var" diyorlar öyle mi? Hayır; onlara gerçeği getirmiştir, ama çoğu ondan hoşlanmamaktadır. ([23] Muminun: 70)
Tefsir