Skip to content

Suresi Hac - Page: 3

Al-Hajj

(al-Ḥajj)

21

وَلَهُمْ مَّقَامِعُ مِنْ حَدِيْدٍ ٢١

walahum
وَلَهُم
ve onlar için vardır
maqāmiʿu
مَّقَٰمِعُ
kamçılar
min ḥadīdin
مِنْ حَدِيدٍ
demirden
İşte Rableri hakkında tartışmaya giren iki taraf: O'nu inkar edenlere, ateşten elbiseler kesilmiştir, başlarına da kaynar su dökülür de bununla karınlarındakiler ve deriler eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. ([22] Hac: 21)
Tefsir
22

كُلَّمَآ اَرَادُوْٓا اَنْ يَّخْرُجُوْا مِنْهَا مِنْ غَمٍّ اُعِيْدُوْا فِيْهَا وَذُوْقُوْا عَذَابَ الْحَرِيْقِ ࣖ ٢٢

kullamā
كُلَّمَآ
her sefer
arādū
أَرَادُوٓا۟
istedikleri
an yakhrujū
أَن يَخْرُجُوا۟
çıkmak
min'hā
مِنْهَا
oradan
min ghammin
مِنْ غَمٍّ
(o) gamdan
uʿīdū
أُعِيدُوا۟
geri çevrilirler
fīhā
فِيهَا
oraya
wadhūqū
وَذُوقُوا۟
ve tadın (denilir)
ʿadhāba
عَذَابَ
azabını
l-ḥarīqi
ٱلْحَرِيقِ
yangın
Orada, uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler her defasında oraya geri çevrilirler: "Yakıcı azabı tadın" denir. ([22] Hac: 22)
Tefsir
23

اِنَّ اللّٰهَ يُدْخِلُ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ جَنّٰتٍ تَجْرِيْ مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهٰرُ يُحَلَّوْنَ فِيْهَا مِنْ اَسَاوِرَ مِنْ ذَهَبٍ وَّلُؤْلُؤًاۗ وَلِبَاسُهُمْ فِيْهَا حَرِيْرٌ ٢٣

inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yud'khilu
يُدْخِلُ
sokar
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseleri
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan(ları)
waʿamilū
وَعَمِلُوا۟
ve yapanları
l-ṣāliḥāti
ٱلصَّٰلِحَٰتِ
iyi işler
jannātin
جَنَّٰتٍ
cennetlere
tajrī
تَجْرِى
akan
min taḥtihā
مِن تَحْتِهَا
altlarından
l-anhāru
ٱلْأَنْهَٰرُ
ırmaklar
yuḥallawna
يُحَلَّوْنَ
takınırlar
fīhā
فِيهَا
orada
min asāwira
مِنْ أَسَاوِرَ
bilezikler
min dhahabin
مِن ذَهَبٍ
altından
walu'lu-an
وَلُؤْلُؤًاۖ
ve inci(ler)
walibāsuhum
وَلِبَاسُهُمْ
ve giysileri
fīhā
فِيهَا
orada
ḥarīrun
حَرِيرٌ
ipektir
Doğrusu Allah, inanıp yararlı iş işleyenleri, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Orada altın bilezikler ve inciler takınırlar. Oradaki elbiseleri de ipektendir. ([22] Hac: 23)
Tefsir
24

وَهُدُوْٓا اِلَى الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِۚ وَهُدُوْٓا اِلٰى صِرَاطِ الْحَمِيْدِ ٢٤

wahudū
وَهُدُوٓا۟
ve iletilmişlerdir
ilā l-ṭayibi
إِلَى ٱلطَّيِّبِ
güzeline
mina l-qawli
مِنَ ٱلْقَوْلِ
sözün
wahudū
وَهُدُوٓا۟
ve iletilmişlerdir
ilā ṣirāṭi
إِلَىٰ صِرَٰطِ
yoluna
l-ḥamīdi
ٱلْحَمِيدِ
çok övülen(Allah)ın
Bu kimseler, sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, övülmeğe layık olan Allah'ın yoluna eriştirilmişlerdir. ([22] Hac: 24)
Tefsir
25

اِنَّ الَّذِيْنَ كَفَرُوْا وَيَصُدُّوْنَ عَنْ سَبِيْلِ اللّٰهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ الَّذِيْ جَعَلْنٰهُ لِلنَّاسِ سَوَاۤءً ۨالْعَاكِفُ فِيْهِ وَالْبَادِۗ وَمَنْ يُّرِدْ فِيْهِ بِاِلْحَادٍۢ بِظُلْمٍ نُّذِقْهُ مِنْ عَذَابٍ اَلِيْمٍ ࣖ ٢٥

inna
إِنَّ
şüphesiz
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
kafarū
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
wayaṣuddūna
وَيَصُدُّونَ
ve geri çevirenler
ʿan sabīli
عَن سَبِيلِ
yolundan
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
wal-masjidi
وَٱلْمَسْجِدِ
ve Mescid-i (Haram'dan)
l-ḥarāmi
ٱلْحَرَامِ
(ve Mescid-i) Haram'dan
alladhī jaʿalnāhu
ٱلَّذِى جَعَلْنَٰهُ
yaptığımız
lilnnāsi
لِلنَّاسِ
bütün insanlar için
sawāan
سَوَآءً
eşit (ibadet yeri)
l-ʿākifu
ٱلْعَٰكِفُ
yerli olan
fīhi
فِيهِ
orada
wal-bādi
وَٱلْبَادِۚ
ve dışarıdan gelen
waman
وَمَن
ve kim
yurid
يُرِدْ
isterse
fīhi
فِيهِ
orada (böyle)
bi-il'ḥādin
بِإِلْحَادٍۭ
haktan sapmak
biẓul'min
بِظُلْمٍ
zulüm ile
nudhiq'hu
نُّذِقْهُ
ona taddırırız
min ʿadhābin
مِنْ عَذَابٍ
bir azabtan
alīmin
أَلِيمٍ
acı
Doğrusu inkar edenleri, Allah'ın yolundan, yerli ve yolcu bütün insanlar için eşit kılınan Mescidi Haram'dan alıkoyanları ve orada zulm ile yanlış yola saptırmak isteyeni, can yakıcı bir azaba uğratırız. ([22] Hac: 25)
Tefsir
26

وَاِذْ بَوَّأْنَا لِاِبْرٰهِيْمَ مَكَانَ الْبَيْتِ اَنْ لَّا تُشْرِكْ بِيْ شَيْـًٔا وَّطَهِّرْ بَيْتِيَ لِلطَّاۤىِٕفِيْنَ وَالْقَاۤىِٕمِيْنَ وَالرُّكَّعِ السُّجُوْدِ ٢٦

wa-idh
وَإِذْ
bir zamanlar
bawwanā
بَوَّأْنَا
kondurmuştuk
li-ib'rāhīma
لِإِبْرَٰهِيمَ
İbrahim'i
makāna
مَكَانَ
yerine
l-bayti
ٱلْبَيْتِ
Beyt(Ka'be'n)in
an
أَن
diye
lā tush'rik
لَّا تُشْرِكْ
ortak koşma
بِى
bana
shayan
شَيْـًٔا
hiçbir şeyi
waṭahhir
وَطَهِّرْ
ve temizle
baytiya
بَيْتِىَ
evimi
lilṭṭāifīna
لِلطَّآئِفِينَ
tavaf edenler için
wal-qāimīna
وَٱلْقَآئِمِينَ
ve ayakta duranlar için
wal-rukaʿi
وَٱلرُّكَّعِ
ve rüku' edenler için
l-sujūdi
ٱلسُّجُودِ
secde edenler için
"Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, orada kıyama duranlar, rüku edenler ve secdeye varanlar için Evimi temiz tut" diye İbrahim'i Kabe'nin yerine yerleştirmiştik. ([22] Hac: 26)
Tefsir
27

وَاَذِّنْ فِى النَّاسِ بِالْحَجِّ يَأْتُوْكَ رِجَالًا وَّعَلٰى كُلِّ ضَامِرٍ يَّأْتِيْنَ مِنْ كُلِّ فَجٍّ عَمِيْقٍ ۙ ٢٧

wa-adhin
وَأَذِّن
ve ilan et
فِى
içinde
l-nāsi
ٱلنَّاسِ
insanlar
bil-ḥaji
بِٱلْحَجِّ
haccı
yatūka
يَأْتُوكَ
sana gelsinler
rijālan
رِجَالًا
yaya olarak
waʿalā
وَعَلَىٰ
ve üzerinde
kulli
كُلِّ
her
ḍāmirin
ضَامِرٍ
yorgun deve
yatīna
يَأْتِينَ
gelen
min
مِن
(türlü)
kulli
كُلِّ
her
fajjin
فَجٍّ
yollardan
ʿamīqin
عَمِيقٍ
uzak
İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler. ([22] Hac: 27)
Tefsir
28

لِّيَشْهَدُوْا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ فِيْٓ اَيَّامٍ مَّعْلُوْمٰتٍ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِّنْۢ بَهِيْمَةِ الْاَنْعَامِۚ فَكُلُوْا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْبَاۤىِٕسَ الْفَقِيْرَ ۖ ٢٨

liyashhadū
لِّيَشْهَدُوا۟
şahit olmaları için
manāfiʿa
مَنَٰفِعَ
birtakım faydalara
lahum
لَهُمْ
kendileri için
wayadhkurū
وَيَذْكُرُوا۟
ve anmaları için
is'ma
ٱسْمَ
adını
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
fī ayyāmin
فِىٓ أَيَّامٍ
günlerde
maʿlūmātin
مَّعْلُومَٰتٍ
belirli
ʿalā
عَلَىٰ
üzerine
مَا
şeyleri
razaqahum
رَزَقَهُم
onlara rızık olarak verilen
min
مِّنۢ
yürüyen-dan
bahīmati l-anʿāmi
بَهِيمَةِ ٱلْأَنْعَٰمِۖ
yürüyen
fakulū
فَكُلُوا۟
yeyin
min'hā
مِنْهَا
onlardan
wa-aṭʿimū
وَأَطْعِمُوا۟
ve yedirin
l-bāisa
ٱلْبَآئِسَ
sıkıntı içinde bulunan
l-faqīra
ٱلْفَقِيرَ
fakire
Taki kendi menfaatlerine şahid olsunlar; Allah'ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yiyin, çaresiz kalmış yoksulu da doyurun. ([22] Hac: 28)
Tefsir
29

ثُمَّ لْيَقْضُوْا تَفَثَهُمْ وَلْيُوْفُوْا نُذُوْرَهُمْ وَلْيَطَّوَّفُوْا بِالْبَيْتِ الْعَتِيْقِ ٢٩

thumma
ثُمَّ
sonra
l'yaqḍū
لْيَقْضُوا۟
gidersinler
tafathahum
تَفَثَهُمْ
kirlerini
walyūfū
وَلْيُوفُوا۟
ve yerine getirsinler
nudhūrahum
نُذُورَهُمْ
adaklarını
walyaṭṭawwafū
وَلْيَطَّوَّفُوا۟
ve tavaf etsinler
bil-bayti
بِٱلْبَيْتِ
(Eski) Evi [Kâbe'yi]
l-ʿatīqi
ٱلْعَتِيقِ
Eski (Evi) [Kâbe'yi]
Sonra kirlerini giderip temizlensinler. Adaklarını yerine getirsinler. Kabe'yi tavaf etsinler. ([22] Hac: 29)
Tefsir
30

ذٰلِكَ وَمَنْ يُّعَظِّمْ حُرُمٰتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَّهٗ عِنْدَ رَبِّهٖۗ وَاُحِلَّتْ لَكُمُ الْاَنْعَامُ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ الْاَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوْا قَوْلَ الزُّوْرِ ۙ ٣٠

dhālika
ذَٰلِكَ
işte öyle
waman
وَمَن
ve kim
yuʿaẓẓim
يُعَظِّمْ
saygı gösterirse
ḥurumāti
حُرُمَٰتِ
yasaklarına
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'ın
fahuwa
فَهُوَ
işte o
khayrun
خَيْرٌ
hayırlıdır
lahu
لَّهُۥ
kendisi için
ʿinda
عِندَ
yanında
rabbihi
رَبِّهِۦۗ
Rabbinin
wa-uḥillat
وَأُحِلَّتْ
ve size helal kılınmıştır
lakumu
لَكُمُ
sizin için
l-anʿāmu
ٱلْأَنْعَٰمُ
hayvanlar
illā
إِلَّا
dışındaki
مَا
şeyler
yut'lā
يُتْلَىٰ
oku(nup açıkla)nan
ʿalaykum
عَلَيْكُمْۖ
size
fa-ij'tanibū
فَٱجْتَنِبُوا۟
artık kaçının
l-rij'sa
ٱلرِّجْسَ
pis
mina l-awthāni
مِنَ ٱلْأَوْثَٰنِ
putlardan
wa-ij'tanibū
وَٱجْتَنِبُوا۟
ve kaçının
qawla
قَوْلَ
sözden
l-zūri
ٱلزُّورِ
yalan
İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygı gösterirse, bu Rabbinin katında kendi iyiliğinedir. (Haram olduğu) size okunanlar dışında kalan hayvanlar, size helal kılındı. O halde pis putlardan sakının; yalan sözden kaçının. ([22] Hac: 30)
Tefsir