Skip to content

Suresi Hac - Page: 2

Al-Hajj

(al-Ḥajj)

11

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَّعْبُدُ اللّٰهَ عَلٰى حَرْفٍۚ فَاِنْ اَصَابَهٗ خَيْرُ ِۨاطْمَـَٔنَّ بِهٖۚ وَاِنْ اَصَابَتْهُ فِتْنَةُ ِۨانْقَلَبَ عَلٰى وَجْهِهٖۗ خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةَۗ ذٰلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِيْنُ ١١

wamina
وَمِنَ
ve
l-nāsi
ٱلنَّاسِ
insanlardan
man
مَن
kimi
yaʿbudu
يَعْبُدُ
ibadet eder
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'a
ʿalā ḥarfin
عَلَىٰ حَرْفٍۖ
bir kenardan (uçurumdan)
fa-in
فَإِنْ
eğer
aṣābahu
أَصَابَهُۥ
kendisine gelirse
khayrun
خَيْرٌ
bir hayır
iṭ'ma-anna
ٱطْمَأَنَّ
huzura kavuşur
bihi
بِهِۦۖ
onunla
wa-in
وَإِنْ
ve eğer
aṣābathu
أَصَابَتْهُ
başına gelirse
fit'natun
فِتْنَةٌ
bir kötülük
inqalaba
ٱنقَلَبَ
döner
ʿalā
عَلَىٰ
üstü
wajhihi
وَجْهِهِۦ
yüz
khasira
خَسِرَ
o kaybetmiştir
l-dun'yā
ٱلدُّنْيَا
dünyayı
wal-ākhirata
وَٱلْءَاخِرَةَۚ
ve ahireti
dhālika
ذَٰلِكَ
işte budur
huwa
هُوَ
o
l-khus'rānu
ٱلْخُسْرَانُ
ziyan
l-mubīnu
ٱلْمُبِينُ
apaçık
İnsanlar içinde Allah'a, bir yar kenarındaymış gibi kulluk eden vardır. Ona bir iyilik gelirse yatışır, başına bir bela gelirse yüz üstü döner. Dünyayı da ahireti de kaybeder. İşte apaçık kayıp budur. ([22] Hac: 11)
Tefsir
12

يَدْعُوْا مِنْ دُوْنِ اللّٰهِ مَا لَا يَضُرُّهٗ وَمَا لَا يَنْفَعُهٗۗ ذٰلِكَ هُوَ الضَّلٰلُ الْبَعِيْدُ ۚ ١٢

yadʿū
يَدْعُوا۟
yalvarır
min dūni
مِن دُونِ
ayrı olarak
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'tan
مَا
şeylere
lā yaḍurruhu
لَا يَضُرُّهُۥ
ona zarar veremeyen
wamā
وَمَا
ve şeylere
lā yanfaʿuhu
لَا يَنفَعُهُۥۚ
yarar sağlamayan
dhālika
ذَٰلِكَ
işte budur
huwa
هُوَ
o
l-ḍalālu
ٱلضَّلَٰلُ
sapma
l-baʿīdu
ٱلْبَعِيدُ
uzak(lara)
Allah'ı bırakıp, kendisine fayda da zarar da veremeyen şeylere yalvarır. İşte derin sapıklık budur. ([22] Hac: 12)
Tefsir
13

يَدْعُوْا لَمَنْ ضَرُّهٗٓ اَقْرَبُ مِنْ نَّفْعِهٖۗ لَبِئْسَ الْمَوْلٰى وَلَبِئْسَ الْعَشِيْرُ ١٣

yadʿū
يَدْعُوا۟
yalvarır
laman
لَمَن
olana
ḍarruhu
ضَرُّهُۥٓ
zararı
aqrabu
أَقْرَبُ
daha yakın
min nafʿihi
مِن نَّفْعِهِۦۚ
faydasından
labi'sa
لَبِئْسَ
ne kötü
l-mawlā
ٱلْمَوْلَىٰ
bir yardımcı
walabi'sa
وَلَبِئْسَ
ve ne kötü
l-ʿashīru
ٱلْعَشِيرُ
bir arkadaştır
Kendisine zararı faydasından daha yakın olana yalvarır. Yalvardığı şey ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır! ([22] Hac: 13)
Tefsir
14

اِنَّ اللّٰهَ يُدْخِلُ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ جَنّٰتٍ تَجْرِيْ مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهٰرُۗ اِنَّ اللّٰهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيْدُ ١٤

inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yud'khilu
يُدْخِلُ
sokacaktır
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseleri
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan
waʿamilū
وَعَمِلُوا۟
ve yapanları
l-ṣāliḥāti
ٱلصَّٰلِحَٰتِ
iyi işler
jannātin
جَنَّٰتٍ
cennetlere
tajrī
تَجْرِى
akan
min taḥtihā
مِن تَحْتِهَا
altlarından
l-anhāru
ٱلْأَنْهَٰرُۚ
ırmaklar
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yafʿalu
يَفْعَلُ
yapar
مَا
şeyi
yurīdu
يُرِيدُ
istediği
Doğrusu Allah, inananları ve yararlı işler işleyenleri, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Allah, şüphesiz, istediğini yapar. ([22] Hac: 14)
Tefsir
15

مَنْ كَانَ يَظُنُّ اَنْ لَّنْ يَّنْصُرَهُ اللّٰهُ فِى الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ اِلَى السَّمَاۤءِ ثُمَّ لْيَقْطَعْ فَلْيَنْظُرْ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهٗ مَا يَغِيْظُ ١٥

man
مَن
kim
kāna
كَانَ
ise
yaẓunnu
يَظُنُّ
sanıyor
an
أَن
diye
lan yanṣurahu
لَّن يَنصُرَهُ
kendisine yardım etmeyecek
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
fī l-dun'yā
فِى ٱلدُّنْيَا
dünyada
wal-ākhirati
وَٱلْءَاخِرَةِ
ve ahirette
falyamdud
فَلْيَمْدُدْ
uzansın
bisababin
بِسَبَبٍ
bir sebep(ip)le
ilā l-samāi
إِلَى ٱلسَّمَآءِ
göğe
thumma
ثُمَّ
sonra
l'yaqṭaʿ
لْيَقْطَعْ
kessin
falyanẓur
فَلْيَنظُرْ
ve baksın
hal
هَلْ
mi?
yudh'hibanna
يُذْهِبَنَّ
giderebilecek
kayduhu
كَيْدُهُۥ
bu düzeni
مَا
şeyi
yaghīẓu
يَغِيظُ
öfkelendiği
Allah'ın peygamber'e dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanan kimse, yukarı bağladığı bir ipe kendini asıp, boğsun; bir düşünsün bakalım, bu hilesi kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi? ([22] Hac: 15)
Tefsir
16

وَكَذٰلِكَ اَنْزَلْنٰهُ اٰيٰتٍۢ بَيِّنٰتٍۙ وَّاَنَّ اللّٰهَ يَهْدِيْ مَنْ يُّرِيْدُ ١٦

wakadhālika
وَكَذَٰلِكَ
ve işte böyle
anzalnāhu
أَنزَلْنَٰهُ
biz O'nu indirdik
āyātin
ءَايَٰتٍۭ
ayetler olarak
bayyinātin
بَيِّنَٰتٍ
açık açık
wa-anna
وَأَنَّ
ve şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yahdī
يَهْدِى
doğru yola iletir
man
مَن
kimseyi
yurīdu
يُرِيدُ
dilediği
İşte böylece Kuran'ı apaçık ayetler olarak indirdik. Allah, şüphesiz, dilediğini doğru yola eriştirir. ([22] Hac: 16)
Tefsir
17

اِنَّ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَالَّذِيْنَ هَادُوْا وَالصَّابِـِٕيْنَ وَالنَّصٰرٰى وَالْمَجُوْسَ وَالَّذِيْنَ اَشْرَكُوْٓا ۖاِنَّ اللّٰهَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۗ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيْدٌ ١٧

inna
إِنَّ
şüphesiz
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوا۟
inananlar
wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
ve kimseler
hādū
هَادُوا۟
yahudiler
wal-ṣābiīna
وَٱلصَّٰبِـِٔينَ
ve sabiiler
wal-naṣārā
وَٱلنَّصَٰرَىٰ
ve hırıstiyanlar
wal-majūsa
وَٱلْمَجُوسَ
ve mecusiler
wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
ve kimseler
ashrakū
أَشْرَكُوٓا۟
ortak koşanlar
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yafṣilu
يَفْصِلُ
hüküm verecektir
baynahum
بَيْنَهُمْ
bunlar arasında
yawma
يَوْمَ
günü
l-qiyāmati
ٱلْقِيَٰمَةِۚ
kıyamet
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
ʿalā
عَلَىٰ
üzerine
kulli
كُلِّ
her
shayin
شَىْءٍ
şey
shahīdun
شَهِيدٌ
şahittir
Doğrusu, inananlar ve yahudiler, sabiiler, hıristiyanlar, mecusiler, ortak koşanlar arasında, kıyamet günü Allah kesin hüküm verecektir. Doğrusu Allah herşeye şahiddir. ([22] Hac: 17)
Tefsir
18

اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يَسْجُدُ لَهٗ مَنْ فِى السَّمٰوٰتِ وَمَنْ فِى الْاَرْضِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ وَالنُّجُوْمُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَاۤبُّ وَكَثِيْرٌ مِّنَ النَّاسِۗ وَكَثِيْرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُۗ وَمَنْ يُّهِنِ اللّٰهُ فَمَا لَهٗ مِنْ مُّكْرِمٍۗ اِنَّ اللّٰهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاۤءُ ۩ۗ ١٨

alam tara
أَلَمْ تَرَ
görmedin mi
anna
أَنَّ
kuşkusuz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah'a
yasjudu
يَسْجُدُ
secde ediyorlar
lahu
لَهُۥ
O'na
man
مَن
kimseler
fī l-samāwāti
فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerdeki
waman
وَمَن
ve kimseler
fī l-arḍi
فِى ٱلْأَرْضِ
yerdeki
wal-shamsu
وَٱلشَّمْسُ
ve güneş
wal-qamaru
وَٱلْقَمَرُ
ve ay
wal-nujūmu
وَٱلنُّجُومُ
ve yıldızlar
wal-jibālu
وَٱلْجِبَالُ
ve dağlar
wal-shajaru
وَٱلشَّجَرُ
ve ağaçlar
wal-dawābu
وَٱلدَّوَآبُّ
ve hayvanlar
wakathīrun
وَكَثِيرٌ
ve birçoğu
mina l-nāsi
مِّنَ ٱلنَّاسِۖ
insanlardan
wakathīrun
وَكَثِيرٌ
ama birçoğu
ḥaqqa
حَقَّ
hak olmuştur
ʿalayhi
عَلَيْهِ
üzerine
l-ʿadhābu
ٱلْعَذَابُۗ
azab
waman
وَمَن
ve kimi
yuhini
يُهِنِ
aşağılatırsa
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
famā
فَمَا
artık olmaz
lahu
لَهُۥ
ona
min
مِن
hiç
muk'rimin
مُّكْرِمٍۚ
değer veren
inna
إِنَّ
şüphesiz
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
yafʿalu
يَفْعَلُ
yapar
مَا
şeyi
yashāu
يَشَآءُ۩
dilediği
Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanların ve insanların birçoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun? İnsanların birçoğu da azabı hak etmiştir. Allah'ın alçalttığı kimseyi yükseltebilecek yoktur. Doğrusu Allah ne dilerse yapar. ([22] Hac: 18)
Tefsir
19

۞ هٰذَانِ خَصْمٰنِ اخْتَصَمُوْا فِيْ رَبِّهِمْ فَالَّذِيْنَ كَفَرُوْا قُطِّعَتْ لَهُمْ ثِيَابٌ مِّنْ نَّارٍۗ يُصَبُّ مِنْ فَوْقِ رُءُوْسِهِمُ الْحَمِيْمُ ۚ ١٩

hādhāni
هَٰذَانِ
işte şunlar
khaṣmāni
خَصْمَانِ
iki hasım taraf
ikh'taṣamū
ٱخْتَصَمُوا۟
çekişen
فِى
hakkında
rabbihim
رَبِّهِمْۖ
Rableri
fa-alladhīna
فَٱلَّذِينَ
kimselere
kafarū
كَفَرُوا۟
inkar eden(lere)
quṭṭiʿat
قُطِّعَتْ
biçildi
lahum
لَهُمْ
onlara
thiyābun
ثِيَابٌ
giysi
min nārin
مِّن نَّارٍ
ateşten
yuṣabbu
يُصَبُّ
dökülüyor
min fawqi
مِن فَوْقِ
üstünden
ruūsihimu
رُءُوسِهِمُ
başlarının
l-ḥamīmu
ٱلْحَمِيمُ
kaynar su
İşte Rableri hakkında tartışmaya giren iki taraf: O'nu inkar edenlere, ateşten elbiseler kesilmiştir, başlarına da kaynar su dökülür de bununla karınlarındakiler ve deriler eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. ([22] Hac: 19)
Tefsir
20

يُصْهَرُ بِهٖ مَا فِيْ بُطُوْنِهِمْ وَالْجُلُوْدُ ۗ ٢٠

yuṣ'haru
يُصْهَرُ
eritiliyor
bihi
بِهِۦ
onunla
مَا
şeyler
فِى
içindeki
buṭūnihim
بُطُونِهِمْ
karınlarının
wal-julūdu
وَٱلْجُلُودُ
ve derileri
İşte Rableri hakkında tartışmaya giren iki taraf: O'nu inkar edenlere, ateşten elbiseler kesilmiştir, başlarına da kaynar su dökülür de bununla karınlarındakiler ve deriler eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. ([22] Hac: 20)
Tefsir