Kuran-i Kerim Suresi Enbiya ayet 64
Qur'an Surah Al-Anbya Verse 64
Enbiya [21]: 64 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
فَرَجَعُوْٓا اِلٰٓى اَنْفُسِهِمْ فَقَالُوْٓا اِنَّكُمْ اَنْتُمُ الظّٰلِمُوْنَ ۙ (الأنبياء : ٢١)
- farajaʿū
- فَرَجَعُوٓا۟
- So they returned
- döndüler
- ilā anfusihim
- إِلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ
- to themselves
- kendi vicdanlarına
- faqālū
- فَقَالُوٓا۟
- and said
- ve dediler
- innakum
- إِنَّكُمْ
- "Indeed you
- hakikaten siz
- antumu
- أَنتُمُ
- [you]
- sizler
- l-ẓālimūna
- ٱلظَّٰلِمُونَ
- (are) the wrongdoers"
- haksızsınız
Transliteration:
Faraja'ooo ilaaa anfusihim faqaalooo innakum antumuz zaalimoon(QS. al-ʾAnbiyāʾ:64)
English Sahih International:
So they returned to [blaming] themselves and said [to each other], "Indeed, you are the wrongdoers." (QS. Al-Anbya, Ayah 64)
Diyanet Isleri:
Kendi kendilerine: "Doğrusu siz haksızsınız", sonra kafalarında olan eski inançlarına dönerek: "Ey İbrahim! bunların konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin" dediler. (Enbiya, ayet 64)
Abdulbaki Gölpınarlı
Birbirlerine dönüp de gerçekten de zalimsiniz siz dediler.
Adem Uğur
Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.
Ali Bulaç
Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler.
Ali Fikri Yavuz
Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: “- Doğrusu siz haksızsınız.” dediler.
Celal Yıldırım
Bunun üzerine kendi vicdanlarına dönüp: «Şüphesiz ki siz haksızlarsınız» dediler.
Diyanet Vakfı
Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.
Edip Yüksel
Kendi vicdanlarına dönüp, kendi kendilerine şunu söylediler: "Gerçekten sizler haksızsınız."
Elmalılı Hamdi Yazır
Bunun üzerine vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) dediler ki: "Doğrusu siz haksızsınız."
Fizilal-il Kuran
Bunun üzerine vicdanlarına başvurarak birbirlerine «asıl zalimler sizlersiniz» dediler.
Gültekin Onan
Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler.
Hasan Basri Çantay
Bunun üzerine vicdanlarına dönüb (birbirlerine) dediler ki: «Hiç şübhesiz (asıl) zaalimler sizsiniz, siz»!
İbni Kesir
Bunun üzerine kendilerine dönüp dediler ki: Hiç şüphesiz zalimler sizsiniz siz.
İskender Ali Mihr
Bunun üzerine kendilerine geldiler, sonra da (kendileri için); “Muhakkak ki siz; siz zalimlersiniz.” dediler.
Muhammed Esed
Bunun üzerine birbirlerine dönüp: "Doğrusu, asıl zalim olan sizlermişsiniz!" dediler.
Muslim Shahin
Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) «Zalimler sizlersiniz, sizler!» dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen
Bunun üzerine kendi nefislerine döndüler de dediler ki: «Siz şüphe yok ki, zalimlersiniz.»
Rowwad Translation Center
Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz!” dediler.
Şaban Piriş
Bunun üzerine kendilerine gelip: -Siz, gerçekten haksızsınız dediler.
Shaban Britch
Bunun üzerine kendilerine gelip: "Siz, gerçekten zalimler kimselersiniz" dediler.
Suat Yıldırım
Bunun üzerine vicdanlarına dönüp içlerinden: “Asıl zalim İbrâhim değil, bu âciz putlara ibadet edip bel bağlayan sizler, biz müşriklermişiz!” dediler.
Süleyman Ateş
Kendi vicdanlarına başvurup (içlerinden): "Hakikaten sizler haksızsınız!" dediler.
Tefhim-ul Kuran
Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da: «Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz» dediler.
Yaşar Nuri Öztürk
Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz."