Kuran-i Kerim Suresi Enbiya ayet 61
Qur'an Surah Al-Anbya Verse 61
Enbiya [21]: 61 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
قَالُوْا فَأْتُوْا بِهٖ عَلٰٓى اَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُوْنَ (الأنبياء : ٢١)
- qālū
- قَالُوا۟
- They said
- dediler
- fatū
- فَأْتُوا۟
- "Then bring
- getirin
- bihi
- بِهِۦ
- him
- onu
- ʿalā
- عَلَىٰٓ
- before
- önüne
- aʿyuni
- أَعْيُنِ
- (the) eyes
- gözü
- l-nāsi
- ٱلنَّاسِ
- (of) the people
- insanların
- laʿallahum
- لَعَلَّهُمْ
- so that they may
- böylece onlar
- yashhadūna
- يَشْهَدُونَ
- bear witness"
- tanık olsunlar
Transliteration:
Qaaloo faatoo bihee 'alaaa a'yunin naasi la'allahum yash hadoon(QS. al-ʾAnbiyāʾ:61)
English Sahih International:
They said, "Then bring him before the eyes of the people that they may testify." (QS. Al-Anbya, Ayah 61)
Diyanet Isleri:
Bazıları: "İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk" deyince, "O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin" dediler. (Enbiya, ayet 61)
Abdulbaki Gölpınarlı
Öyleyse dediler, onu halkın gözü önüne getirin de söylediği söze tanıklıkta bulunsunlar.
Adem Uğur
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
Ali Bulaç
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
Ali Fikri Yavuz
(Nemrud ve kavminin ileri gelenleri şöyle) dediler: “- Öyle ise, onu insanların gözleri önüne getirin, belki (yaptığı işe) şahidlik ederler.”
Celal Yıldırım
Bunların şahitlik etmeleri ic!n onu halkın önüne getirin, dediler.
Diyanet Vakfı
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
Edip Yüksel
"Onu kamunun huzuruna çıkarın ki tanık olsunlar," dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır
"O halde onu insanların gözleri önüne getirin, olur ki (aleyhinde) şahidlik ederler" dediler.
Fizilal-il Kuran
O halde onu yakalayıp halkın karşısına getiriniz ki, herkes bu suçunun tanığı olsun dediler.
Gültekin Onan
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
Hasan Basri Çantay
Dediler: «O halde onu insanların gözleri önüne getirin. Olur ki onlar da (aleyhinde) şâhidlik ederler».
İbni Kesir
Dediler ki: O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin.
İskender Ali Mihr
“Öyleyse onu, insanların gözü önüne getirin! Böylece onlar şahit olurlar.” dediler.
Muhammed Esed
(Berikiler:) "Onu insanların karşısına çıkarın, (aleyhine) tanıklık etsinler!" dediler.
Muslim Shahin
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
Ömer Nasuhi Bilmen
«Haydin dediler. O´nu nâsın gözleri önüne getiriniz; umulur ki onlar şehâdette bulunurlar.»
Rowwad Translation Center
(Bir kısmı da) “O halde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler” dediler.
Şaban Piriş
-Şahitlik etmeleri için onu halkın gözü önüne getirin, dediler.
Shaban Britch
Şahitlik etmeleri için onu halkın gözü önüne getirin, dediler.
Suat Yıldırım
“Haydin, dediler, getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsunlar.”
Süleyman Ateş
Onu insanların gözü önüne getirin de (nasıl cezalandırılacağına) tanık olsunlar dediler.
Tefhim-ul Kuran
Dediler ki: «Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar.»
Yaşar Nuri Öztürk
Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler."