Kuran-i Kerim Suresi Enbiya ayet 40
Qur'an Surah Al-Anbya Verse 40
Enbiya [21]: 40 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
بَلْ تَأْتِيْهِمْ بَغْتَةً فَتَبْهَتُهُمْ فَلَا يَسْتَطِيْعُوْنَ رَدَّهَا وَلَا هُمْ يُنْظَرُوْنَ (الأنبياء : ٢١)
- bal
- بَلْ
- Nay
- doğrusu
- tatīhim
- تَأْتِيهِم
- it will come to them
- o onlara gelecek
- baghtatan
- بَغْتَةً
- unexpectedly
- ansızın
- fatabhatuhum
- فَتَبْهَتُهُمْ
- and bewilder them
- onları şaşırtacak
- falā yastaṭīʿūna
- فَلَا يَسْتَطِيعُونَ
- then not they will be able
- güçleri yetmeyecek
- raddahā
- رَدَّهَا
- to repel it
- onu reddetmeye
- walā
- وَلَا
- and not
- ve ne de
- hum
- هُمْ
- they
- kendilerine
- yunẓarūna
- يُنظَرُونَ
- will be given respite
- süre verilecek
Transliteration:
Bal taateehim baghtatan fatabhatuhum falaa yastatee'oona raddahaa wa laa hum yunzaroon(QS. al-ʾAnbiyāʾ:40)
English Sahih International:
Rather, it will come to them unexpectedly and bewilder them, and they will not be able to repel it, nor will they be reprieved. (QS. Al-Anbya, Ayah 40)
Diyanet Isleri:
Belki aniden gelecek de onları şaşırtacaktır. Artık onu geri çeviremezler; kendileri de ertelenmez. (Enbiya, ayet 40)
Abdulbaki Gölpınarlı
Hatta o gün, onlara birdenbire geliverecek de şaşırtacak onları ve onu reddetmeye güçleri yetmeyeceği gibi mühlet de verilmeyecek onlara.
Adem Uğur
Bilâkis kendilerine o (kıyamet) öyle âni gelir ki, onları şaşırtır. Artık, ne reddedebilirler onu, ne de kendilerine mühlet verilir.
Ali Bulaç
Hayır, onlara apansız gelecek de, böylece onları şaşkına çevirecek; artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ve ne onlara süre tanınacak.
Ali Fikri Yavuz
Doğrusu bu azab (kıyamet), onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacaktır. Artık ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir.
Celal Yıldırım
Hayır, o onlara aniden gelecek de kendilerini şaşırtacak ve artık onu geri çevirmeye güç getiremiyecekler ve onlara süre de tanınmıyacak..
Diyanet Vakfı
Bilakis kendilerine o (kıyamet) öyle ani gelir ki, onları şaşırtır. Artık, ne reddedebilirler onu, ne de kendilerine mühlet verilir.
Edip Yüksel
Nitekim, onlara ansızın gelecek ve onları şaşkına çevirecektir. Ne onu geri çevirmeye güçleri yeter, ne de kendilerine süre verilir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Doğrusu bu azap onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacaktır. Artık ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir.
Fizilal-il Kuran
Aslında o tehdit, apansız bir şekilde karşılarına çıkıverir de şaşkınlıktan donakalırlar. O zaman onu ne başlarından savabilirler ve ne de kendilerine mühlet verilir.
Gültekin Onan
Hayır, onlara apansız gelecek de, böylece onları şaşkına çevirecek; artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ve ne onlara süre tanınacak.
Hasan Basri Çantay
Belki (bu), onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacakdır. Artık onu redde muktedir olamayacaklar (ı gibi), onlara mühlet de verilmeyecekdir.
İbni Kesir
Doğrusu o aniden gelecek ve onları şaşırtacaktır. Artık onu geri çevirmeye güçleri yetmeyecektir. Ve onlara mühlet de verilmeyecektir.
İskender Ali Mihr
Hayır, onlara (azap) ansızın gelecek. Böylece onları dehşette bırakacak. Artık onu reddetmeye (geri çevirmeye) güçleri yetmeyecek. Ve de onlara bakılmayacak.
Muhammed Esed
Yoo, (o Son Saat) apansız gelip çatacak ve onları şaşkına çevirecek; öyle ki, ne onu geri çevirmeye güçleri yeter, ne de kendilerine soluk alacak zaman verilir.
Muslim Shahin
Oysa azâp onlara aniden gelecek ve onları dehşete düşürecektir. Fakat onu ne geri çevirebileceklerdir, ne de kendilerine bir süre tanınacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen
Belki onlara ansızın gelecek, hemen onları hayrette bırakacak, artık onu ne redde takat getirebileceklerdir ve ne de onlara mühlet verilecektir.
Rowwad Translation Center
Şüphesiz o (tehdit edildikleri azap) onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşkınlıktan dondurup bırakacak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek, ne de kendilerine göz açtırılacak.
Şaban Piriş
(Azap) onlara aniden gelecek ve onları dehşete düşürecektir. Onu geri çevirmeye asla güçleri yetmeyecek ve onlara mühlet de verilmeyecektir.
Shaban Britch
(Azap) onlara aniden gelecek ve onları dehşete düşürecektir. Onu geri çevirmeye asla güçleri yetmeyecek ve onlara mühlet de verilmeyecektir.
Suat Yıldırım
Onların beklentilerinin hilafına, o ateş öyle apansız gelecek ki, kendileri birden donakalacaklar. Artık ne onu geri çevirecek güçleri olacak, ne de kendilerine süre verilecek!
Süleyman Ateş
Doğrusu o, onlara ansızın gelecek, onları şaşırtacak, ne onu reddedebilecekler, ne de kendilerine süre verilecek.
Tefhim-ul Kuran
Hayır, onlara apansız gelecek de, böylece onları şaşkına çevirecek; artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ve ne de onlara süre tanınacak.
Yaşar Nuri Öztürk
Doğrusu şu ki, o onlara ansızın gelecek de onları şaşkınlıktan donduracak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ne de yüzlerine bakılacak.