Kuran-i Kerim Suresi Enbiya ayet 15
Qur'an Surah Al-Anbya Verse 15
Enbiya [21]: 15 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
فَمَا زَالَتْ تِّلْكَ دَعْوٰىهُمْ حَتّٰى جَعَلْنٰهُمْ حَصِيْدًا خَامِدِيْنَ (الأنبياء : ٢١)
- famā zālat
- فَمَا زَالَت
- Then not ceased
- kesilmedi
- til'ka
- تِّلْكَ
- [this]
- bu
- daʿwāhum
- دَعْوَىٰهُمْ
- their cry
- mırıldanmaları
- ḥattā
- حَتَّىٰ
- until
- kadar
- jaʿalnāhum
- جَعَلْنَٰهُمْ
- We made them
- biz onları yapıncaya
- ḥaṣīdan
- حَصِيدًا
- reaped
- biçilmiş (ekin gibi)
- khāmidīna
- خَٰمِدِينَ
- extinct
- sönmüş ateş (gibi)
Transliteration:
Famaa zaalat tilka da'waahum hattaa ja'alnaahum haseedan khaamideen(QS. al-ʾAnbiyāʾ:15)
English Sahih International:
And that declaration of theirs did not cease until We made them [as] a harvest [mowed down], extinguished [like a fire]. (QS. Al-Anbya, Ayah 15)
Diyanet Isleri:
Biz onları biçilmiş ot ve bir yığın kül haline getirinceye kadar haykırmaları devam etti. (Enbiya, ayet 15)
Abdulbaki Gölpınarlı
Onları kesilmiş bir ot, ateşi yanıp bitmiş bir kül yığını haline getirinciye dek sözleri, ancak budur işte.
Adem Uğur
Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider.
Ali Bulaç
Onların bu yakınmaları, Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
Ali Fikri Yavuz
Biz, onları, sönmüş kül yığını olarak biçilmiş bir ekin haline getirinceye kadar, hep sözleri bu feryad olmuştur.
Celal Yıldırım
Onların biçilmiş ot, sönüp bir yığın kül haline gelinceye kadar hayıflanıp söylenmeleri böyle oldu.
Diyanet Vakfı
Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider.
Edip Yüksel
Onları biçip tüketinceye kadar bu yalvarışlarını tekrarlayıp duracaklar.
Elmalılı Hamdi Yazır
Biz, onları biçilmiş bir ekin ve bir yığın kül haline getirinceye kadar hep sözleri bu feryad olmuştur.
Fizilal-il Kuran
Onlar böyle vahlanıp dururken biz kendilerini biçilmiş ekinler gibi cansız yere seriverdik.
Gültekin Onan
Onların bu yakınmaları, biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
Hasan Basri Çantay
Nihayet biz onları biçilmiş bir ot, ocakları sönmüş (bir kül yığını) haaline getirinceye kadar dâima feryadları bu (söz) olmuşdur.
İbni Kesir
Bu haykırmaları devam edip dururken Biz; onları, biçilmiş bir ot, sönmüş bir ocak haline getirdik.
İskender Ali Mihr
Böylece onların bu davaları (şikâyetleri); Biz onları, biçilmiş ekin (gibi) sönmüş hale getirinceye (ölünceye) kadar bitmedi.
Muhammed Esed
Ve bu yakınmaları, Biz kendilerini biçilmiş bir tarlaya (ya da) bir kül yığınına çevirinceye kadar sürüp giderdi.
Muslim Shahin
Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider.
Ömer Nasuhi Bilmen
Artık onların bütün çağırmaları, bundan başka olmadı. Tâ ki onları biçilmiş, sönmüş kimseler kıldık.
Rowwad Translation Center
Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti.
Şaban Piriş
Bu haykırışları devam edip dururken, biz onları biçilmiş ekine, sönmüş ocağa çevirdik.
Shaban Britch
Bu haykırışları devam edip dururken, biz onları biçilmiş ekine, sönmüş ateşe çevirdik.
Suat Yıldırım
Bu feryatları sürüp gitti. Nihayet onları öyle yaptık ki biçildiler, sönüp kül oldular...
Süleyman Ateş
Bu mırıldanmaları sürüp giderken biz onları, biçilmiş (ekin gibi) yaptık, sönüp gittiler.
Tefhim-ul Kuran
Onların bu yakınmaları, biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
Yaşar Nuri Öztürk
Bu davaları sürüp giderken biz onları kökten biçiverdik, sönüp silindiler.