Skip to content

Suresi Taha - Page: 5

Taha

(Ṭāʾ Hāʾ)

41

وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِيْۚ ٤١

wa-iṣ'ṭanaʿtuka
وَٱصْطَنَعْتُكَ
ve seni yetiştirdim
linafsī
لِنَفْسِى
kendim için
Seni kendim için ayırdım. ([20] Taha: 41)
Tefsir
42

اِذْهَبْ اَنْتَ وَاَخُوْكَ بِاٰيٰتِيْ وَلَا تَنِيَا فِيْ ذِكْرِيْۚ ٤٢

idh'hab
ٱذْهَبْ
götürün
anta
أَنتَ
sen
wa-akhūka
وَأَخُوكَ
ve kardeşin
biāyātī
بِـَٔايَٰتِى
ayetlerimi
walā
وَلَا
ve asla
taniyā
تَنِيَا
gevşeklik etmeyin
fī dhik'rī
فِى ذِكْرِى
beni anmakta
Sen ve kardeşin, ayetlerimle gidin; beni anmakta gevşek davranmayın. ([20] Taha: 42)
Tefsir
43

اِذْهَبَآ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهٗ طَغٰىۚ ٤٣

idh'habā
ٱذْهَبَآ
ikiniz gidin
ilā fir'ʿawna
إِلَىٰ فِرْعَوْنَ
Fir'avn'a
innahu
إِنَّهُۥ
çünkü o
ṭaghā
طَغَىٰ
azdı
Firavun'a gidin, doğrusu o azmıştır. ([20] Taha: 43)
Tefsir
44

فَقُوْلَا لَهٗ قَوْلًا لَّيِّنًا لَّعَلَّهٗ يَتَذَكَّرُ اَوْ يَخْشٰى ٤٤

faqūlā
فَقُولَا
ve söyleyin
lahu
لَهُۥ
ona
qawlan
قَوْلًا
bir söz
layyinan
لَّيِّنًا
yumuşak
laʿallahu
لَّعَلَّهُۥ
belki
yatadhakkaru
يَتَذَكَّرُ
öğüt alır
aw
أَوْ
veya
yakhshā
يَخْشَىٰ
korkar
Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar. ([20] Taha: 44)
Tefsir
45

قَالَا رَبَّنَآ اِنَّنَا نَخَافُ اَنْ يَّفْرُطَ عَلَيْنَآ اَوْ اَنْ يَّطْغٰى ٤٥

qālā
قَالَا
dediler ki
rabbanā
رَبَّنَآ
Rabbimiz
innanā
إِنَّنَا
şüphesiz biz
nakhāfu
نَخَافُ
korkuyoruz
an
أَن
diye
yafruṭa
يَفْرُطَ
taşkınlık eder
ʿalaynā
عَلَيْنَآ
bize
aw
أَوْ
yahut
an
أَن
diye
yaṭghā
يَطْغَىٰ
iyice azar
Musa ve kardeşi: "Rabbimiz! Onun bize kötülük etmesinden veya azgınlığının artmasından korkarız" dediler. ([20] Taha: 45)
Tefsir
46

قَالَ لَا تَخَافَآ اِنَّنِيْ مَعَكُمَآ اَسْمَعُ وَاَرٰى ٤٦

qāla
قَالَ
dedi
lā takhāfā
لَا تَخَافَآۖ
korkmayın
innanī
إِنَّنِى
ben
maʿakumā
مَعَكُمَآ
sizinle beraberim
asmaʿu
أَسْمَعُ
işitir
wa-arā
وَأَرَىٰ
ve görürüm
Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: "Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu." ([20] Taha: 46)
Tefsir
47

فَأْتِيٰهُ فَقُوْلَآ اِنَّا رَسُوْلَا رَبِّكَ فَاَرْسِلْ مَعَنَا بَنِيْٓ اِسْرَاۤءِيْلَ ەۙ وَلَا تُعَذِّبْهُمْۗ قَدْ جِئْنٰكَ بِاٰيَةٍ مِّنْ رَّبِّكَ ۗوَالسَّلٰمُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰى ٤٧

fatiyāhu
فَأْتِيَاهُ
haydi varın ona
faqūlā
فَقُولَآ
deyin ki
innā
إِنَّا
şüphesiz biz
rasūlā
رَسُولَا
elçileriyiz
rabbika
رَبِّكَ
senin Rabbinin
fa-arsil
فَأَرْسِلْ
gönder
maʿanā
مَعَنَا
bizimle
banī
بَنِىٓ
oğullarını
is'rāīla
إِسْرَٰٓءِيلَ
İsrail
walā
وَلَا
ve
tuʿadhib'hum
تُعَذِّبْهُمْۖ
onlara azab etme
qad
قَدْ
kuşkusuz
ji'nāka
جِئْنَٰكَ
biz sana getirdik
biāyatin
بِـَٔايَةٍ
bir ayet
min rabbika
مِّن رَّبِّكَۖ
Rabbinden
wal-salāmu
وَٱلسَّلَٰمُ
ve Esenlik
ʿalā
عَلَىٰ
üzerinedir
mani
مَنِ
kimseler
ittabaʿa
ٱتَّبَعَ
uyan
l-hudā
ٱلْهُدَىٰٓ
hidayete
Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: "Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu." ([20] Taha: 47)
Tefsir
48

اِنَّا قَدْ اُوْحِيَ اِلَيْنَآ اَنَّ الْعَذَابَ عَلٰى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰى ٤٨

innā
إِنَّا
gerçekten biz
qad
قَدْ
doğrusu
ūḥiya
أُوحِىَ
vahyolundu
ilaynā
إِلَيْنَآ
bize
anna
أَنَّ
muhakkak
l-ʿadhāba
ٱلْعَذَابَ
azabın
ʿalā
عَلَىٰ
üzerine (olacağı)
man
مَن
kimsenin
kadhaba
كَذَّبَ
yalanlayan
watawallā
وَتَوَلَّىٰ
ve yüz çevirenin
Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: "Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu." ([20] Taha: 48)
Tefsir
49

قَالَ فَمَنْ رَّبُّكُمَا يٰمُوْسٰى ٤٩

qāla
قَالَ
dedi ki
faman
فَمَن
kimdir?
rabbukumā
رَّبُّكُمَا
Rabbiniz
yāmūsā
يَٰمُوسَىٰ
ey Musa
Firavun: "Musa! Rabbiniz kimdir?" dedi. ([20] Taha: 49)
Tefsir
50

قَالَ رَبُّنَا الَّذِيْٓ اَعْطٰى كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهٗ ثُمَّ هَدٰى ٥٠

qāla
قَالَ
dedi
rabbunā
رَبُّنَا
Rabbimiz
alladhī
ٱلَّذِىٓ
o ki
aʿṭā
أَعْطَىٰ
verendir
kulla
كُلَّ
her
shayin
شَىْءٍ
şeye
khalqahu
خَلْقَهُۥ
yaratılışını
thumma
ثُمَّ
sonra
hadā
هَدَىٰ
onu doğru yola iletendir
Musa: "Rabbimiz, her şeye ayrı bir özellik veren, sonra doğru yola eriştirendir" dedi. ([20] Taha: 50)
Tefsir