Kuran-i Kerim Suresi Bakara ayet 46
Qur'an Surah Al-Baqarah Verse 46
Bakara [2]: 46 ~ TÜRKÇE - DİYANET KURAN MEALİ (Word by Word)
الَّذِيْنَ يَظُنُّوْنَ اَنَّهُمْ مُّلٰقُوْا رَبِّهِمْ وَاَنَّهُمْ اِلَيْهِ رٰجِعُوْنَ ࣖ (البقرة : ٢)
- alladhīna
- ٱلَّذِينَ
- Those who
- onlar ki
- yaẓunnūna
- يَظُنُّونَ
- believe
- bilirler
- annahum
- أَنَّهُم
- that they
- şüphesiz onlar
- mulāqū
- مُّلَٰقُوا۟
- will meet
- kavuşacaklardır
- rabbihim
- رَبِّهِمْ
- their Lord
- Rablerine
- wa-annahum
- وَأَنَّهُمْ
- and that they
- ve gerçekten onlar
- ilayhi
- إِلَيْهِ
- to Him
- O'na
- rājiʿūna
- رَٰجِعُونَ
- will return
- döneceklerdir
Transliteration:
Allazeena yazunnoona annahum mulaaqoo Rabbihim wa annahum ilaihi raaji'oon(QS. al-Baq̈arah:46)
English Sahih International:
Who are certain that they will meet their Lord and that they will return to Him. (QS. Al-Baqarah, Ayah 46)
Diyanet Isleri:
Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir. (Bakara, ayet 46)
Abdulbaki Gölpınarlı
Saygılılar, öyle kimselerdir ki Rablerine ulaşacaklarını iyiden iyiye umarlar, ona döneceklerini iyiden iyiye bilirler.
Adem Uğur
Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O´na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.
Ali Bulaç
Onlar, (mü'minler ise), şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler.
Ali Fikri Yavuz
O saygı gösterip korkanlar, o kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda ona döneceklerini yakînen bilirler.
Celal Yıldırım
(45—46) Sabır ve namaz ile (Allah´tan) yardım isteyin. Gerçi bu, Allah´a kavuşacaklarına ve ancak O´na döneceklerine kesin bilgi (ve inanç) edinen saygılı kimselerden başkasına ağır ve sıkıcıdır.
Diyanet Vakfı
Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.
Edip Yüksel
Nitekim onlar, Rab'lerine kavuşacaklarına ve O'na döneceklerine inanırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır
Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.
Fizilal-il Kuran
Onlar ki, Rabbleri ile buluşacaklarını, kesinlikle O´nun huzuruna döneceklerini bilirler.
Gültekin Onan
Nitekim onlar rablerine kavuşacaklarını / rableriyle karşılaşacaklarını (mülaku) ve O´na döneceklerini (raciun) bilirler (yezunnune). (S.Ateş´in notu: İbn Mesud´un mushafında yezunnun yerine yalemun yazıldığından bu anlamı tercih ettik.)
Hasan Basri Çantay
O (yüksek saygı göstere) nler ki onlar hakıykaten Rablerine kavuşucu ve hakıykaten ancak ona dönücü olduklarını bilirler (de namazlarını o vech ile kılarlar).
İbni Kesir
Onlar ki; Rablarına kavuşacaklarını, O´na döneceklerini kesinlikle bilirler.
İskender Ali Mihr
O (huşû sahipleri) ki; onlar, Rab´lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O´na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.
Muhammed Esed
Onlar ise (sonunda) Rablerine kavuşacaklarını ve O´na döneceklerini kesinlikle bilirler.
Muslim Shahin
Onlar (huşu duyanlar), kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen
Hak´tan korkanlar, o zâtlardır ki Rablerine mülâki olacaklarını ve onun huzur-u manevîsine döneceklerini düşünüp teemmül ederler.
Rowwad Translation Center
Onlar, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini bilirler.
Şaban Piriş
(45-46) Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir.
Shaban Britch
Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar için.
Suat Yıldırım
İçi saygı dolu olan bu müminler, Rab'lerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini iyi bilirler.
Süleyman Ateş
O(saygılı insa)nlar, Rablerine kavuşacaklarını (gözetir) ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.
Tefhim-ul Kuran
Onlar, (mü´minler ise), hiç şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) hiç şüphesiz, O´na döneceklerini bilirler.
Yaşar Nuri Öztürk
O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.