Skip to content

Suresi Bakara - Page: 3

Al-Baqarah

(al-Baq̈arah)

21

يٰٓاَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوْا رَبَّكُمُ الَّذِيْ خَلَقَكُمْ وَالَّذِيْنَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُوْنَۙ ٢١

yāayyuhā
يَٰٓأَيُّهَا
Ey!
l-nāsu
ٱلنَّاسُ
insanlar
uʿ'budū
ٱعْبُدُوا۟
kulluk edin
rabbakumu
رَبَّكُمُ
Rabbinize
alladhī
ٱلَّذِى
o ki;
khalaqakum
خَلَقَكُمْ
sizi yarattı
wa-alladhīna
وَٱلَّذِينَ
ve o ki;
min qablikum
مِن قَبْلِكُمْ
sizden öncekileri
laʿallakum
لَعَلَّكُمْ
belki
tattaqūna
تَتَّقُونَ
korunursunuz
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki, O'na karşı gelmekten korunmuş olabilesiniz. ([2] Bakara: 21)
Tefsir
22

الَّذِيْ جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ فِرَاشًا وَّالسَّمَاۤءَ بِنَاۤءً ۖوَّاَنْزَلَ مِنَ السَّمَاۤءِ مَاۤءً فَاَخْرَجَ بِهٖ مِنَ الثَّمَرٰتِ رِزْقًا لَّكُمْ ۚ فَلَا تَجْعَلُوْا لِلّٰهِ اَنْدَادًا وَّاَنْتُمْ تَعْلَمُوْنَ ٢٢

alladhī
ٱلَّذِى
O (Rabb) ki
jaʿala
جَعَلَ
kıldı
lakumu
لَكُمُ
sizin için
l-arḍa
ٱلْأَرْضَ
yeri
firāshan
فِرَٰشًا
döşek
wal-samāa
وَٱلسَّمَآءَ
ve göğü
bināan
بِنَآءً
bina
wa-anzala
وَأَنزَلَ
ve indirdi
mina l-samāi
مِنَ ٱلسَّمَآءِ
gökten
māan
مَآءً
su
fa-akhraja
فَأَخْرَجَ
çıkardı
bihi
بِهِۦ
onunla
mina l-thamarāti
مِنَ ٱلثَّمَرَٰتِ
çeşitli ürünlerden
riz'qan
رِزْقًا
rızık olarak
lakum
لَّكُمْۖ
sizin için
falā
فَلَا
öyleyse
tajʿalū
تَجْعَلُوا۟
koşmayın
lillahi
لِلَّهِ
Allah'a
andādan
أَندَادًا
eşler (denk)
wa-antum
وَأَنتُمْ
ve siz de
taʿlamūna
تَعْلَمُونَ
bile bile
O, yeryüzünü size bir döşek ve göğü de bir bina kıldı. Gökten su indirip onunla size rızık olmak üzere ürünler meydana getirdi; artık Allah'a, bile bile eş koşmayın. ([2] Bakara: 22)
Tefsir
23

وَاِنْ كُنْتُمْ فِيْ رَيْبٍ مِّمَّا نَزَّلْنَا عَلٰى عَبْدِنَا فَأْتُوْا بِسُوْرَةٍ مِّنْ مِّثْلِهٖ ۖ وَادْعُوْا شُهَدَاۤءَكُمْ مِّنْ دُوْنِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صٰدِقِيْنَ ٢٣

wa-in
وَإِن
eğer
kuntum
كُنتُمْ
iseniz
فِى
içinde
raybin
رَيْبٍ
şüphe
mimmā nazzalnā
مِّمَّا نَزَّلْنَا
sana indirdiğimizden
ʿalā ʿabdinā
عَلَىٰ عَبْدِنَا
kulumuz (Muhammed)e
fatū
فَأْتُوا۟
haydi getirin
bisūratin
بِسُورَةٍ
bir sure
min mith'lihi
مِّن مِّثْلِهِۦ
onun gibi
wa-id'ʿū
وَٱدْعُوا۟
ve çağırın
shuhadāakum
شُهَدَآءَكُم
şahitlerinizi
min dūni
مِّن دُونِ
başkadan
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah
in
إِن
eğer
kuntum
كُنتُمْ
iseniz
ṣādiqīna
صَٰدِقِينَ
doğru
Kulumuza indirdiğimiz Kuran'dan şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin; eğer doğru sözlü iseniz, Allah'tan başka, güvendiklerinizi de yardıma çağırın. ([2] Bakara: 23)
Tefsir
24

فَاِنْ لَّمْ تَفْعَلُوْا وَلَنْ تَفْعَلُوْا فَاتَّقُوا النَّارَ الَّتِيْ وَقُوْدُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ ۖ اُعِدَّتْ لِلْكٰفِرِيْنَ ٢٤

fa-in
فَإِن
yok eğer
lam tafʿalū
لَّمْ تَفْعَلُوا۟
yapmadınızsa
walan
وَلَن
ki asla
tafʿalū
تَفْعَلُوا۟
yapamayacaksınız
fa-ittaqū
فَٱتَّقُوا۟
o halde sakının
l-nāra
ٱلنَّارَ
ateşten
allatī
ٱلَّتِى
ki
waqūduhā
وَقُودُهَا
onun yakıtı
l-nāsu
ٱلنَّاسُ
insanlar
wal-ḥijāratu
وَٱلْحِجَارَةُۖ
ve taşlardır
uʿiddat
أُعِدَّتْ
hazırlanmış
lil'kāfirīna
لِلْكَٰفِرِينَ
inkarcılar için
Yapamazsanız ki yapamayacaksınız o takdirde, inkar edenler için hazırlanan ve yakıtı insanlarla taş olan ateşten sakının. ([2] Bakara: 24)
Tefsir
25

وَبَشِّرِ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ اَنَّ لَهُمْ جَنّٰتٍ تَجْرِيْ مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهٰرُ ۗ كُلَّمَا رُزِقُوْا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِّزْقًا ۙ قَالُوْا هٰذَا الَّذِيْ رُزِقْنَا مِنْ قَبْلُ وَاُتُوْا بِهٖ مُتَشَابِهًا ۗوَلَهُمْ فِيْهَآ اَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَّهُمْ فِيْهَا خٰلِدُوْنَ ٢٥

wabashiri
وَبَشِّرِ
ve müjdele
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseleri
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan
waʿamilū
وَعَمِلُوا۟
ve işleyen
l-ṣāliḥāti
ٱلصَّٰلِحَٰتِ
salih işler
anna
أَنَّ
muhakkak
lahum
لَهُمْ
onlar için vardır
jannātin
جَنَّٰتٍ
cennetler
tajrī
تَجْرِى
akan
min taḥtihā
مِن تَحْتِهَا
altlarından
l-anhāru
ٱلْأَنْهَٰرُۖ
ırmaklar
kullamā
كُلَّمَا
her
ruziqū
رُزِقُوا۟
rızıklandırıldıklarında
min'hā
مِنْهَا
onlardaki
min thamaratin
مِن ثَمَرَةٍ
meyveden
riz'qan
رِّزْقًاۙ
rızk olarak
qālū
قَالُوا۟
derler
hādhā
هَٰذَا
Bu
alladhī
ٱلَّذِى
şeydir
ruziq'nā
رُزِقْنَا
rızıklandığımız
min qablu
مِن قَبْلُۖ
daha önceden
wa-utū
وَأُتُوا۟
verilmiştir
bihi
بِهِۦ
onlara
mutashābihan
مُتَشَٰبِهًاۖ
ona benzer
walahum
وَلَهُمْ
Onlar için vardır
fīhā
فِيهَآ
orada
azwājun
أَزْوَٰجٌ
eşler
muṭahharatun
مُّطَهَّرَةٌۖ
tertemiz
wahum
وَهُمْ
ve onlar
fīhā
فِيهَا
orada
khālidūna
خَٰلِدُونَ
ebedi kalacaklardır
İnananlar ve yararlı işler yapanlara, kendilerine altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Onlara buranın bir ürünü rızık olarak verildiğinde, "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bunlar, söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve orada temelli kalırlar. ([2] Bakara: 25)
Tefsir
26

۞ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَسْتَحْيٖٓ اَنْ يَّضْرِبَ مَثَلًا مَّا بَعُوْضَةً فَمَا فَوْقَهَا ۗ فَاَمَّا الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا فَيَعْلَمُوْنَ اَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَّبِّهِمْ ۚ وَاَمَّا الَّذِيْنَ كَفَرُوْا فَيَقُوْلُوْنَ مَاذَآ اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلًا ۘ يُضِلُّ بِهٖ كَثِيْرًا وَّيَهْدِيْ بِهٖ كَثِيْرًا ۗ وَمَا يُضِلُّ بِهٖٓ اِلَّا الْفٰسِقِيْنَۙ ٢٦

inna
إِنَّ
muhakkak
l-laha
ٱللَّهَ
Allah
لَا
değildir
yastaḥyī
يَسْتَحْىِۦٓ
çekinecek
an yaḍriba
أَن يَضْرِبَ
misal vermekten
mathalan
مَثَلًا
bir örneği
مَّا
gibi
baʿūḍatan
بَعُوضَةً
bir sivrisineği
famā
فَمَا
hatta olanı
fawqahā
فَوْقَهَاۚ
onun da üstünde
fa-ammā
فَأَمَّا
gerçekten
alladhīna
ٱلَّذِينَ
kimseler
āmanū
ءَامَنُوا۟
inanan
fayaʿlamūna
فَيَعْلَمُونَ
bilirler
annahu
أَنَّهُ
kesinlikle o
l-ḥaqu
ٱلْحَقُّ
haktır (gerçektir)
min rabbihim
مِن رَّبِّهِمْۖ
Rablerinden
wa-ammā
وَأَمَّا
ve ise
alladhīna
ٱلَّذِينَ
edenler
kafarū
كَفَرُوا۟
inkar
fayaqūlūna
فَيَقُولُونَ
derler ki
mādhā
مَاذَآ
neyi
arāda
أَرَادَ
istedi (kasdetti)
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah
bihādhā
بِهَٰذَا
bu
mathalan
مَثَلاًۘ
misalle
yuḍillu
يُضِلُّ
saptırır
bihi
بِهِۦ
onunla
kathīran
كَثِيرًا
bir çoğunu
wayahdī
وَيَهْدِى
ve yine yola getirir
bihi
بِهِۦ
onunla
kathīran
كَثِيرًاۚ
bir çoğunu
wamā yuḍillu
وَمَا يُضِلُّ
saptırmaz
bihi
بِهِۦٓ
onunla
illā
إِلَّا
başkasını
l-fāsiqīna
ٱلْفَٰسِقِينَ
fasıklardan
Allah sivrisineği ve onun üstününü misal olarak vermekten çekinmez. İnananlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu misalle neyi murad etti?" derler, O, bu misalle birçoğunu saptırır, birçoğunu da yola getirir. Onunla saptırdığı yalnız fasıklardır ki onlar Allah'la yapılan sözleşmeyi kabulden sonra bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; zarara uğrayanlar işte onlardır. ([2] Bakara: 26)
Tefsir
27

الَّذِيْنَ يَنْقُضُوْنَ عَهْدَ اللّٰهِ مِنْۢ بَعْدِ مِيْثَاقِهٖۖ وَيَقْطَعُوْنَ مَآ اَمَرَ اللّٰهُ بِهٖٓ اَنْ يُّوْصَلَ وَيُفْسِدُوْنَ فِى الْاَرْضِۗ اُولٰۤىِٕكَ هُمُ الْخٰسِرُوْنَ ٢٧

alladhīna
ٱلَّذِينَ
onlar ki
yanquḍūna
يَنقُضُونَ
bozarlar
ʿahda
عَهْدَ
(verdikleri) sözü
l-lahi
ٱللَّهِ
Allah'a
min baʿdi
مِنۢ بَعْدِ
sonradan
mīthāqihi
مِيثَٰقِهِۦ
söz verip bağlandıktan
wayaqṭaʿūna
وَيَقْطَعُونَ
ve keserler
مَآ
şeyi
amara
أَمَرَ
emrettiği
l-lahu
ٱللَّهُ
Allah'ın
bihi
بِهِۦٓ
kendisiyle
an yūṣala
أَن يُوصَلَ
birleştirmesini
wayuf'sidūna
وَيُفْسِدُونَ
ve bozgunculuk yaparlar
fī l-arḍi
فِى ٱلْأَرْضِۚ
yeryüzünde
ulāika
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte
humu
هُمُ
onlardır
l-khāsirūna
ٱلْخَٰسِرُونَ
ziyana uğrayanlar
Allah sivrisineği ve onun üstününü misal olarak vermekten çekinmez. İnananlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu misalle neyi murad etti?" derler, O, bu misalle birçoğunu saptırır, birçoğunu da yola getirir. Onunla saptırdığı yalnız fasıklardır ki onlar Allah'la yapılan sözleşmeyi kabulden sonra bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; zarara uğrayanlar işte onlardır. ([2] Bakara: 27)
Tefsir
28

كَيْفَ تَكْفُرُوْنَ بِاللّٰهِ وَكُنْتُمْ اَمْوَاتًا فَاَحْيَاكُمْۚ ثُمَّ يُمِيْتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيْكُمْ ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُوْنَ ٢٨

kayfa
كَيْفَ
nasıl
takfurūna
تَكْفُرُونَ
inkar edersiniz
bil-lahi
بِٱللَّهِ
Allah'a
wakuntum
وَكُنتُمْ
siz iken
amwātan
أَمْوَٰتًا
ölüler
fa-aḥyākum
فَأَحْيَٰكُمْۖ
O sizi diriltti
thumma
ثُمَّ
sonra
yumītukum
يُمِيتُكُمْ
öldürecek
thumma
ثُمَّ
sonra
yuḥ'yīkum
يُحْيِيكُمْ
diriltecek
thumma
ثُمَّ
sonra
ilayhi
إِلَيْهِ
O'na
tur'jaʿūna
تُرْجَعُونَ
döndürüleceksiniz
Ölü idiniz sizleri diriltti, sonra öldürecek sonra tekrar diriltecek ve sonunda O'na döneceksiniz; öyleyken Allah'ı nasıl inkar edersiniz? ([2] Bakara: 28)
Tefsir
29

هُوَ الَّذِيْ خَلَقَ لَكُمْ مَّا فِى الْاَرْضِ جَمِيْعًا ثُمَّ اسْتَوٰٓى اِلَى السَّمَاۤءِ فَسَوّٰىهُنَّ سَبْعَ سَمٰوٰتٍ ۗ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيْمٌ ࣖ ٢٩

huwa
هُوَ
O
alladhī
ٱلَّذِى
ki
khalaqa
خَلَقَ
yarattı
lakum
لَكُم
sizin için
مَّا
ne
فِى
varsa
l-arḍi
ٱلْأَرْضِ
yeryüzünde
jamīʿan
جَمِيعًا
hepsini
thumma
ثُمَّ
sonra
is'tawā
ٱسْتَوَىٰٓ
yöneldi
ilā l-samāi
إِلَى ٱلسَّمَآءِ
göke
fasawwāhunna
فَسَوَّىٰهُنَّ
onları düzenledi
sabʿa
سَبْعَ
yedi
samāwātin
سَمَٰوَٰتٍۚ
gök (olarak)
wahuwa
وَهُوَ
ve O
bikulli
بِكُلِّ
her
shayin
شَىْءٍ
şeyi
ʿalīmun
عَلِيمٌ
bilir
Yerde olanların hepsini; sizin için yaratan O'dur. Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir. O her şeyi bilir. ([2] Bakara: 29)
Tefsir
30

وَاِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰۤىِٕكَةِ ِانِّيْ جَاعِلٌ فِى الْاَرْضِ خَلِيْفَةً ۗ قَالُوْٓا اَتَجْعَلُ فِيْهَا مَنْ يُّفْسِدُ فِيْهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاۤءَۚ وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ ۗ قَالَ اِنِّيْٓ اَعْلَمُ مَا لَا تَعْلَمُوْنَ ٣٠

wa-idh
وَإِذْ
bir zamanlar
qāla
قَالَ
dedi ki
rabbuka
رَبُّكَ
Rabbin
lil'malāikati
لِلْمَلَٰٓئِكَةِ
meleklere
innī
إِنِّى
şüphesiz ben
jāʿilun
جَاعِلٌ
yaratacağım
fī l-arḍi
فِى ٱلْأَرْضِ
yeryüzünde
khalīfatan
خَلِيفَةًۖ
bir halife
qālū
قَالُوٓا۟
dediler (melekler)
atajʿalu
أَتَجْعَلُ
mi yaratacaksın?
fīhā
فِيهَا
orada
man
مَن
kimse
yuf'sidu
يُفْسِدُ
bozgunculuk yapan
fīhā
فِيهَا
orada
wayasfiku
وَيَسْفِكُ
döken
l-dimāa
ٱلدِّمَآءَ
kan
wanaḥnu
وَنَحْنُ
oysa biz
nusabbiḥu
نُسَبِّحُ
tesbih ediyor
biḥamdika
بِحَمْدِكَ
seni överek
wanuqaddisu
وَنُقَدِّسُ
ve takdis ediyoruz
laka
لَكَۖ
seni
qāla
قَالَ
dedi
innī
إِنِّىٓ
şüphesiz ben
aʿlamu
أَعْلَمُ
bilirim
مَا
şeyleri
لَا
değilsiniz
taʿlamūna
تَعْلَمُونَ
siz biliyor
Rabbin meleklere "Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti; melekler, "Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz" dediler; Allah "Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi. ([2] Bakara: 30)
Tefsir